Türkiye’de son yıllarda sıklaşan ve etkisi giderek artan orman yangınları, yalnızca ekosistemi değil, konut ve turizm sektörünü de derinden sarsıyor. Yangın tehdidiyle birlikte, geçmişte doğayla iç içe yaşam ya da tatil hayaliyle rağbet gören orman kenarındaki yerleşim yerleri ve turistik alanlar, şimdi terk edilmek istenen bölgeler hâline gelmiş durumda.
EVLER DEĞERİNİN ALTINDA SATILIYOR
GerçekGündem'in haberine göre, emlak piyasasında yaşanan bu dönüşümü değerlendiren emlak danışmanı Emine Koca, orman kıyısındaki köylerde konut hareketliliğinin ciddi şekilde arttığını belirtti. Koca, "Daha önce yazlıkçılar için cazip olan bu evler artık risk unsuru olarak görülüyor. Birçok kişi, ‘Yangın tehdidiyle yaşamak istemiyorum’ diyerek evini elden çıkarmaya çalışıyor. Hatta bazı ev sahipleri, zarar etmeyi göze alarak evlerini değerinin altında satmaya razı oluyor" dedi.
TURİZMDE 'FİYAT' DEĞİL, 'GÜVENLİK' ÖNCELİĞİ
Turizm sektöründe de benzer bir eğilim gözleniyor. Sakarya’nın Sapanca ilçesinde bungalov işletmeciliği yapan Serkan Tanyüce, son iki yıldır rezervasyon yaptırmak isteyen müşterilerin ilk sorusunun fiyat değil, yangına karşı güvenlik olduğunu vurguladı. Tanyüce, "İnsanlar doğanın güzelliğini yaşamaktan çok, olası bir felaketin korkusunu yaşıyor. Bu da bizi ciddi anlamda üzüyor" ifadelerini kullandı.
UZMANLARDAN MEVZUAT UYARISI
Orman yangınları konusunda çalışan uzmanlardan Prof. Dr. Cemal Karaca ise, mevcut yapılaşmanın riskini hatırlatarak acil yasal düzenlemeler çağrısı yaptı. Prof. Karaca, “Orman içi yapılar ve ormana yakın yerleşim alanları mutlaka yeni mevzuatla kontrol altına alınmalı. İmar izinleri yeniden gözden geçirilmeli, mevcut konutlara yangına dayanıklılık açısından zorunlu güvenlik standartları getirilmelidir” diye konuştu.
DOĞAYLA YAŞAM HAYALİ, YANGIN KORKUSUNA YENİK DÜŞÜYOR
Giderek büyüyen yangın tehdidi, orman köylerinde yaşamayı ya da bu alanlarda tatil yapmayı tercih eden kitleleri geri çekmeye başlarken, bu dönüşüm hem ekonomik hem de sosyolojik sonuçlar doğuruyor. Uzmanlara göre yangınlarla mücadelede afet yönetimi kadar, yerleşim politikalarının da yeniden ele alınması gerekiyor.
