İktidarla da Kılıçdaroğlu’yla da ilgisi yoksa bu ne?

Ana muhalefet partisinin genel başkanı, il başkanı mahkemece atanacaksa... Siz de demokratik yarışı, sandığı, oy hakkını, seçimle gelip gitmeyi savunan bir siyasetçi veya partiyseniz... Belirsizlik ve güvensizlik ortamının halkı yoksullaştırdığını ve hukuk düzelmeden ekonominin düzelmeyeceğini de biliyorsanız... Ve davayla gerçekten bir ilginiz yoksa... Beni ilgilendirmez, beni karıştırmayın diyebilir misiniz?

Hadi AK Parti diyor... Taktik icabı, iktidardan bilinmesin diye kendi iç koltuk kavgaları olduğunu söyleyip sözüm ona kenara çekiliyor...

Fakat ya Kılıçdaroğlu? İlgisi yoksa nasıl bu kadar ilgisiz kalabiliyor?

Ankara’daki kurultay davası 24 Ekim’e ertelendi. Piyasalar geçici de olsa rahat bir nefes aldı, borsa yükseldi ama herkes moral bulmadı, bazılarınınki bozuldu.

Mutlak butlan kararıyla Kılıçdaroğlu’nun geri dönmesini bekleyenler, hayâl kırıklığını saklayamıyor.

Ancak ondan sonra, mahkemeden yine karar çıkmayınca Kılıçdaroğlu’ndan ses geldi.

Ona rağmen kendisi konuşmadı, avukatı Celal Çelik aracılığıyla ilettiği mesaj da ne olsa beğenirsiniz...

Kılıçdaroğlu, partiye zarar vermemek için susuyor, sessiz kalıyormuş.

Avukatı; “kurultay davasıyla hiçbir ilgimiz yok, süreçle ilgili bir beklentimiz de bir değerlendirmemiz de yok” demekten öteye geçmiyor.

CHP’ye ve dolayısıyla hukukundan, demokrasisinden ekonomisine Türkiye’ye ne olacağı, 40 gün daha belirsiz.

Dünkü erteleme kararı, mutlak butlan kararından elbette iyi. Tabii ancak kötünün iyisi olarak görülebilir.

Türkiye, bu istim üzerinde 40 gün daha tutulacak demektir.

CHP’ye kayyum atanmasından yararlanma hesabı olmayan bir iktidar, ilgisi gerçekten yoksa ilgisiz kalabilir mi böyle bir belirsizliğe...

Aynı soru Kılıçdaroğlu için de geçerli.

Sessizliği manidar. Nasıl gördüğümü, cuma akşamki Halk TV yayınında anlattım.

“Suskunluğum asâletimdendir” sessizliğine benzemiyor.

Daha çok, “kasaptaki ete soğan doğramam” bekleyişi gibi.

Menüde partisi CHP varken eski lideri olarak Kılıçdaroğlu’nun susması zordur. Hakkını teslim etmek gerek.

“Behey Yunus, sana söyleme derler/ Ya ben öleyim mi söylemeyince” dizelerindeki zorluktan söz ediyorum.

Söylediğinde tesir etmeyeceğini bilsen bile susmaya gönlün râzı olmadığı hâllerden biriyle karşı karşıya. Ve Kılıçdaroğlu, Fuzûli’den daha dayanıklı. Sabır taşı olsa çatlardı, izleyenlerin dili şişti, o ise hâlâ tutuyor kendini.

Elindeki soğanı doğramak için eti, kemiğiyle CHP’nin tavada önüne gelmesini kollamıyorsa... Boş havuza atlamamak için havuzun dolmasını beklediğinden değilse... Hiçbir ilgisi ve beklentisi yoksa seyirci kalabilir miydi?

Partinize, ülkenize, halkınıza gözünüzün önünde yazık edilirken bu belirsizliği ortadan kaldırma imkanınız olacak ve kullanmayacaksınız... Bekleyişi bitirmeyi denemeyeceksiniz...

Sürüklendiği belirsizlik ve üzerindeki yargı baskısı ortamında, CHP’den belediyeler transfer edip zafer gururuyla rozet takan AK Parti’yi anlıyorum. Seçim zaferiyle, sandıkta kazanarak almaya gözü kesmiyor demek artık. Sanıyor ki millet, CHP’nin gerçek yüzünü görenler AK Parti’ye geçiyor diye bakacak.

Fakat Kılıçdaroğlu’nu anlayabildiğimi söyleyemem. Genel başkanlığı geri istiyorsa haftaya, 21 Eylül’de olağanüstü kurultay toplanacak. Aday olup sandıkta almak dururken mahkemeden beklemek de nedir?

CHP’nin kurultay davasıyla hiç ilgisi ve beklentisi olmayan, Bahçeli gibi yaklaşırdı. Kayyumun ne doğru ne de mümkün olduğunu söylerdi. Uzamasındaki sakıncayı, toplumu gerip iç cepheyi zayıflattığını, Terörsüz Türkiye sürecine zarar verdiğini, bir an önce bitirilmesi gerektiğini de eklerdi.

MHP’den kıyas edin işte.

YORUMLAR (84)
84 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.