Gazeteci Yanardağ Silivri'den yazdı: Uyardılar, tehdit ettiler, geri çekilmedik

Gazeteci Yanardağ Silivri'den yazdı: Uyardılar, tehdit ettiler, geri çekilmedik

"Terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla tutuklanan Merdan Yanardağ, Silivri Cezaevi'nden yazı gönderdi. Paylaşılan yazıda seçim sonrası süreci ve medyaya uygulanan baskıyı değerlendiren Yanardağ, "Toplumu sindirmeye, seçimlerde ortaya çıkan büyük direniş potansiyelini geri çekilmeye yöneltmek, tehdit etmektir" ifadelerini kullandı.

Gazeteci Merdan Yanardağ, bir televizyon programındaki açıklamaları sonrası belli bir kesim tarafından hedef gösterildi. “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla Yanardağ, tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi. Yanardağ, cezaevinden yazılar paylaşarak yaşadıklarını ve düşüncelerini ifade ediyor.

'REJİMİN BAŞI GÖĞE ERMİŞTİR'

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Yanardağ, Silivri Cezaevi'nden yazdığı yazıda, "Merdan Yanardağ da tutuklandığına, cezaevine atıldığına göre rejimin başı göğe ermiştir. Ülke daha demokratik, adil, mutlu ve zengin olmuştur. Kutluyorum kendilerini…" ifadelerini kullandı.

Yazısının ikinci bölümünde tutuklanma gerekçelerini sıralayan Yanardağ, diğer nedenlerin yanı sıra seçim sonrasında "muhalefet alanındaki moral bozukluğunu, demokratik toplum havzalarındaki ‘yenilmişlik duygusunu’ dağıtmak için özel olarak mücadele ettiğini, bunun da tutuklanmasında payı olabileceğini" ileri sürdü.

Yanardağ'ın "Silivri'den sevgilerle" başlıklı yazısı şöyle:

"Tutuklanma hikâyem sanırım genel çizgileri ile biliniyor. Ben de yaptığım açıklamalarla olayı nasıl değerlendirdiğimi anlattım. Şimdi bu yerde tutuklama operasyonunun arka planını ve oyununa ilişkin kimi noktalara dikkat çekmeye ve bazı notlar düşmeye çalışacağım. Bir anlatım ve okuma konusu olsun diye maddeler halinde sıralayacağım.

1. Kuşkusuz bu operasyonun öncelikli hedeflerinden biri bağımsız medyaya gözdağı vererek otosansür uygulamasına zorlamak, hatta susturmaya çalışmaktır. Toplumu sindirmeye, seçimlerde ortaya çıkan büyük direniş potansiyelini geri çekilmeye yöneltmek, tehdit etmektir.

2. Tele1 yayınlarının çok geniş bir toplum kesimine ulaşması, siyasal yaşam ve mücadele süreçleri üzerinde etkili olması da bu operasyonun nedenlerinden biridir. Özellikle seçim öncesi ve sonrasındaki yayınların bu bakımdan radara girdiğini düşünüyorum. Sosyalistlerin, solcuların, emekten yana olanların, yurtseverlerin yoktan var ettiği bir televizyon kanalının başarılı olmasını hazmedemeyeceklerdi, öyle de oldu. İktidarı en çok zorlayan bir kitle iletişim kuruluşunu susturmak isteyeceklerdi. Ama başaramayacaklar, bunu herkes görecek…

3. Seçim sonrasında muhalif, bağımsız medyanın büyük bir bölümünün, iktidarın iftiralarını, kara propagandasını bir yana bırakıp, hile ve sahtekârlıkları unutup ülkenin demokratik ittifakına ‘neden kazanamadın’ diye sormasını da doğru bulmadık. Biz dikkati adil olmayan, anti-demokratik koşullarda yapılan seçimlere ve çalınan halk iradesine çektik. Yüzde 48’lik (gerçekte daha fazla) muhalefet ve direniş potansiyelinin değersizleştirilmesine itiraz ettik. İktidarı sınırlayacak tek güç olan (başka kalmadı) bu önemli demokratik blokunun dağıtılması operasyonuna direndik. Bu girişimin iktidar güdümlü olduğunu ortaya koyduk. Bu tutum ve yayın çizgimizin iktidarı çok rahatsız ettiğini biliyoruz. Bize söylediler, olmayınca uyardılar, olmayınca tehdit ettiler. Geri çekilmedik. Geniş cumhuriyetçi kesimlere (merkez sağdan sola kadar) ulaşmamız, bu büyük demokratik potansiyeli içermemiz iktidarı çok tedirgin ediyordu. Operasyonun, tutuklamanın bir nedeni de budur diye düşünüyorum.

DEĞİŞİM TARTIŞMASINA MÜDAHALE

4. Seçimlerden sonra yandaş ve gerici medyanın neredeyse tümünün CHP’deki değişim tartışmasına kitlenmesi; buraya kimi muhalif medya kuruluşları ve gazeteci dostlarımızın da katılması, dikkatleri iktidar üzerinden kaydırdı. Seçimlerde elde edemediği ‘ezici zafer’ böylece altın tepsi içinde sunulmuş oldu. Oysa bütün hileye-hurdaya, baskıya, iftiraya ve mülteci oylarına karşı ancak kıl payı kazanılan bir seçim vardı. Biz bu anlayışa da karşı çıktık, yayın eksenimizi öyle kurduk. Çünkü CHP’ye ilişkin değişim tartışmasının yönü ve kapsamı da belli değildi. Ayrıca bir partinin iç işlerine gazetecilerin bu ölçüde taraflı ve müdahil olmasını da mesleki bakımdan doğru bulmadık. CHP’deki değişimin ideolojik, politik ve örgütsel düzlemlerin tümünde gerçekleşmesi gerektiğini savunduk.

5. Sağa savrulan partinin halkçı, kamucu ve cumhuriyetçi temeller üzerinden yeniden inşa edilmesi gerektiğini, bu bağlamda sola yönelmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledik. Esas ve zorunlu olanın iktidarın ahlaki ve siyasal meşruiyetini sorgulamak olduğunu ifade ettik. Muhalefet alanındaki moral bozukluğunu, demokratik toplum havzalarındaki ‘yenilmişlik duygusunu’ dağıtmak için, ben özel olarak mücadele ettim. Bu tutumumuz birçok çevreyi rahatsız etti. Muhalefetin bu tutukluluğa karşı protestoda gecikmesinin nedenini bile burada aramak lazım. Dolayısıyla tutuklanmanın CHP’deki değişim tartışmalarıyla da bir ilgisinin olduğunu düşünüyorum."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN