Tarım ve Orman Bakanlığı Sel Yönetimi Çalışma Grubu’ndan Ahmet Murat Özaltın, iklim değişikliğinin sellerin sıklığını ve şiddetini artırdığını vurgulayarak, havzanın yalnızca Türkiye’yi değil Bulgaristan ve Yunanistan’ı da etkilediğini belirtiyor. Bu nedenle tüm havzayı kapsayan kapsamlı bir plana ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor.
Avrupa Birliği ve Türkiye’nin ortak finansmanıyla yürütülen Meriç-Ergene Havzası Taşkın Risk Yönetim Planı, bu ihtiyaca yanıt veriyor. 2022’de başlayan proje; geçmiş taşkın verilerinin incelenmesi, riskli bölgelerin tespit edilmesi, hidrolojik modellerin hazırlanması ve tahliye stratejilerinin geliştirilmesi gibi altı aşamadan oluşuyor.
Mühendisler, fotogrametrik uçuşlarla elde edilen verilerden dijital arazi modelleri çıkarıyor, sel sularının yayılma ve derinlik haritalarını oluşturuyor. Böylece suyun hangi binalara ve kritik altyapılara (hastane, okul, arıtma tesisleri) ulaşabileceği önceden tahmin edilebiliyor. Amaç yalnızca felaket anında müdahale değil, felaketten önce önleyici adımlar atmak.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Vekili Jurgis Vilčinskas, “Sel sınır tanımaz; çözümlerimiz de sınır ötesi olmak zorunda. Ortak çalışmalar sayesinde bilgiyi eyleme, riski hazırlığa dönüştürüyoruz” diyerek iş birliğinin önemine dikkat çekiyor.
IPA fonlarıyla desteklenen bu proje, tarım, nüfus ve sanayinin iç içe geçtiği bölgede iklim değişikliğine karşı uzun vadeli bir dayanıklılık oluşturmayı hedefliyor.
