1328 yılında Orhan Gazi'nin emri altında Abdurrahman Gazi tarafından fethedilen Aydos Kalesi, Osmanlı ve Bizans tarihinde kilit bir role sahip. Gebze Kalesi'ne yapılacak bir saldırının önünü kesmek amacıyla ele geçirilen kale, Bizans İmparatorluğu zamanında "Aetos" ismiyle biliniyor ve "kartal" anlamına geliyor. On birinci yüzyılda Türklerin Konstantinopolis'e yaklaşmasıyla birlikte kale, stratejik önem kazanmıştır.
MİMARİSİYLE ZAMANI AŞAN AYDOS KALESİ
26.000 metrekarelik bir alanı kaplayan ve iki katmanlı duvarlarıyla korunan Aydos Kalesi, 11. ve 12. yüzyıllara tarihlenen imar faaliyetleriyle dikkat çekiyor. İç ve dış olmak üzere iki ayrı suru ve toplamda 13 adet burcuyla sağlam bir savunma mekanizmasına sahip olan kale, restorasyon çalışmalarıyla da aslına uygun bir şekilde korunmaya devam ediyor.
AYDOS KALESİ'NDE BİR AŞK EFSANESİ
Kalenin duvarları arasında, sadece tarih değil, bir aşk hikayesi de gizli. Rivayete göre, Aydos Kalesi'nin tekfurunun kızı bir rüya görür ve bu rüyada Osmanlı askerlerinden biri tarafından ateşli bir kuyudan kurtarılır. Bu asker, Abdurrahman Gazi'dir. Rüyanın etkisi altında kalan tekfurun kızı, kuşatma altındaki kaleye sızmak isteyen Abdurrahman Gazi'ye yardım etmeye karar verir ve kale duvarlarının dışına bir not fırlatır.
Gizli bilgiler sayesinde Abdurrahman Gazi, gece yarısında kaleye bir baskın düzenler ve tekfurun kızının indirdiği halatla içeri sızarak kale kapılarını açar. Böylece kale fethedilir ve Aydos Kalesi'nin tekfurun kızı ile Abdurrahman Gazi'nin evliliği, Türk ve Rum toplulukları arasında sevgi ve birlikteliğin simgesi olarak anlatılagelmiştir.
AYDOS KALESİ'Nİ KEŞFEDİN
Tarihi dokusu ve içinde barındırdığı hikayelerle ziyaretçilerini bekleyen Aydos Kalesi, sadece İstanbul'un değil, tüm dünyanın keşfetmesi gereken bir miras niteliğindedir. Restorasyon çalışmaları ile geçmişin izlerini günümüze taşıyan bu kale, tarih meraklılarını bekliyor.
