Güncel araştırmalar, uzun yıllardır enerji tasarrufu amacı güden yaz saati uygulamasının, özellikle bahar aylarında saatlerin ileri alınmasıyla birlikte insan sağlığı üzerinde ciddi olumsuzluklara yol açtığını gösteriyor.
Biyolojik saatimiz olarak bilinen sirkadiyen ritimin bozulması, kalp krizi, inme ve trafik kazaları gibi kritik vakalarda belirgin bir artışla ilişkilendiriliyor.
Dünya genelinde yaklaşık 70 ülkede devam eden bu uygulamanın etkileri, bilim insanları tarafından yakından izleniyor.
SAATLERİN İLERİ ALINMASI KALBİ TEHDİT EDİYOR
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, saatlerin ilkbaharda bir saat ileri alınması, bireylerin bir saatlik uykusundan mahrum kalmasına neden olarak sirkadiyen ritimi önemli ölçüde altüst ediyor.
Bu durumun en somut sonuçları sağlık istatistiklerine yansıyor.
Örneğin; ABD'de 2014 yılında yapılan bir çalışma, saatlerin ileri alındığı pazar gününü takip eden pazartesi günü kalp krizi başvurularında artış olduğunu ortaya koydu.
İsveç, Hırvatistan, Almanya, Brezilya, Finlandiya ve Meksika gibi ülkelerde gerçekleştirilen diğer araştırmalar da benzer bulgularla sonuçlandı.
Tüm bu çalışmaları bir araya getiren bir meta-analiz, bahar geçişinden sonra kalp krizi vakalarının ortalama yüzde 4 oranında yükseldiğini hesapladı.
Ayrıca, saatlerin ileri alınmasını izleyen haftalarda inme vakalarında da artışlar tespit edildi.
Obezite çığ gibi büyüyor! Türkiye'nin sadece yüzde 30'u normal kiloda
UYKUSUZLUK TRAFİK KAZALARINI ARTIRIYOR
Uykusuzluğun en çarpıcı etkilerinden biri de trafik güvenliği alanında gözlemleniyor.
ABD'deki araştırmalar, baharda saatlerin ileri alınmasının ardından ölümcül trafik kazalarının sayısında artış yaşandığını gösteriyor.
Bir çalışmada, bu uygulamanın ölümcül trafik kazası riskini yüzde 6 oranında artırdığı tahmin edildi; araştırmacılar bu durumu, ülke genelindeki bir saatlik uyku kaybına bağlıyor.
Ruh sağlığı açısından da endişe verici bulgular mevcut: 2020 tarihli bir araştırma, yaz saati uygulamasına geçişin depresyon, kaygı bozuklukları ve madde bağımlılığı gibi durumları kötüleştirdiğini gösterdi.
1 SAATLİK AZ UYKU, 1 HAFTAYI ETKİLİYOR
Saat değişikliğinin bu denli büyük etki yaratmasının temel nedeni, vücudun biyolojik saati olan sirkadiyen ritimi bozması.
Beynimiz, bu 24 saatlik iç ritmi düzenlemek için gün ışığını ana sinyal olarak kullanıyor.
Akşam karanlığında epifiz bezi uyku hissini tetikleyen melatonin hormonunu salgılarken, sabah ışığı ise uyanıklığı sağlayan kortizol hormonunun salgılanmasını başlatarak melatonin üretimini durdurur.
Bahar aylarında saatlerin ileri alınmasıyla akşamları daha uzun süren aydınlık, melatonin salgılanmasını engellediği için uykuya dalmayı zorlaştırıyor; sabahların kararması ise insanların biyolojik olarak uyanmadan kalkmasına neden oluyor.
Bu bir saatlik kayıp, yalnızca o geceyi değil, takip eden günlerde de uyku bölünmeleri şeklinde kendini göstererek bir hafta boyunca devam edebiliyor.
Helva köpüğü sandığımız çöven suyu meğer kanser savaşçısıymış!
VARDİYALI ÇALIŞANLARDA SAĞLIK SORUNLARI DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR
Oxford Üniversitesi'nden endokrinoloji profesörü ve Sir Jules Thorn Uyku ve Sirkadiyen Sinirbilim Enstitüsü eş direktörü David Ray, insanların yaşamlarını biyolojik saatlerine göre sürdürdüğünü ve saatin keyfi olarak değiştirilmesinin bu uyumu bozduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. David Ray, bu bir saatlik uyumsuzluğun bile çok sayıda insanda ciddi sonuçlar doğurduğunu vurguluyor.
Bu duruma benzer şekilde, sirkadiyen ritimleri sürekli zorlanan vardiyalı çalışanlarda diyabet, obezite, kalp hastalıkları ve kanser oranlarının daha yüksek olduğu ve ortalama yaşam süresinin daha kısa olduğu araştırmalarla kanıtlandı.
Benzer şekilde, bir saat diliminin batı ucunda yaşayanların da biyolojik saatlerinin yaklaşık bir saat kayması nedeniyle, vardiyalı çalışanlara benzer sağlık sorunlarına daha yatkın olduğu tespit edildi.
SAAT DEĞİŞİMİNDEN SONRA DEPRESYON VAKALARINA ARTIŞ
Sonbaharda saatlerin geri alınmasıyla kazanılan bir saatlik ekstra uykunun faydası da sanıldığı kadar yüksek değil.
Araştırmalar, insanların bu ekstra süreyi tam olarak değerlendiremediğini ve ortalama olarak sadece 33 dakika daha fazla uyuduklarını gösteriyor.
Üstelik bu durumun ardından hafta boyunca uykusuzluk yeniden baş gösteriyor.
Bazı çalışmalar, sonbahar geçişiyle depresif dönemlerin arttığını öne sürüyor.
Danimarka'da 1995-2012 yılları arasındaki verileri inceleyen araştırmacılar, saat değişiminden sonraki 10 hafta içinde majör depresyon vakalarında yüzde 11'lik bir artış buldu.
Ancak Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'ndan sağlık ekonomisi profesörü Joan Costa-i-Font'un 30 bin kişiyi izlediği bir araştırması, sonbahar geçişinin insanların ortalama 40 dakika daha fazla uyumasını sağlayarak daha enerjik ve iyi hissetmelerine yol açabileceğini; ancak bu olumlu etkilerin bahar geçişindeki olumsuzlukları telafi edecek güçte olmadığını belirtiyor.
Kırmızı etten alacağınız proteinin kat kat fazlası, bu 6 basit gıdada gizli!
DÜNYADA SAATLER NE ZAMAN İLERİ VE GERİ ALINIYOR?
Yaz saati uygulaması, ilk kez Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1916 yılında İngiltere'de enerji tasarrufu ve gün ışığından daha fazla yararlanma amacıyla başlatıldı.
İngiltere'de her yıl mart ayının son pazar günü saatler bir saat ileri, ekim ayının son pazar günü ise bir saat geri alınıyor.
ABD'de ise 1966'da resmiyet kazanan uygulamada saatler Mart ayının ikinci Pazar günü ileri, kasım ayının ilk pazar günü geri alınıyor.
Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri bu uygulamayı sürdürürken, Türkiye bu ülkeler arasında yer almıyor.
Türkiye'de 14 Mart 2016 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile saatlerin geri alınması uygulaması yürürlükten kaldırılmış ve kalıcı olarak yaz saati (GMT+3) dilimine geçilmiştir. 2025 yılı itibarıyla bu karar hâlâ geçerliliğini koruyor.
