Ali Bayramoğlu ve İsmet Berkan KARAR TV'de dünyanın gündeminde olan Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini veto etmesinin sebeplerini ve doğacak sonuçları değerlendirdi.
KARAR Yazarları Ali Bayramoğlu ve İsmet Berkan KARAR TV'de gündemi değerlendirdi. Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini veto etmesine ilişkin Bayramoğlu, ''Türkiye'nin buradan bir sonuç alması kısmen mümkün ama sonuç alması için böyle bir yol izlemesi uluslararası düzeyde bir tartışma, bence kendi bacağına sıkan bir ülke görünümünde'' ifadelerini kullanırken Berkan da ''Yepyeni bir dünya kuruluyor ve o dünyanın patronu da belli artık bir süre Amerika, bizim derdimiz Amerika'yı dengelemekse bu dengeyi nasıl sağlamalıyız buna kafa yormamız lazım'' dedi.
Bayramoğlu, Türkiye'nin oynadığı hem batıdayım ama batıdan da bağımsızım politikalarının sınırlarına gelindiğinin altını çizerek ''Bu tarihi bir an özellikle Rusya'nın bu son tutumuna yönelik kaygılarla NATO'ya katılma karar vermeleri, pozisyonlarını değiştirmeleri batı açısından da onlar açısından da son derece tarihi bir an. Bu tarihi anda Türkiye'nin tutumuna baktığımızda Türkiye batı dışında duruyor' şeklinde konuştu. Bayramoğlu sözlerine şöyle devam etti:
''Burada görüyoruz ki Tayyip Erdoğan'ın bir pazarlık arayışı var. Tırnak içinde ''esnafça pazarlık'' dünyanın bu garip konjektöründe bugüne kadar işi yaradı. Ne istiyor diye baktığımızda ilan etti aslında FETÖ, PKK konusunda hamle yapılmasını istedi.''
Türkiye'nin buradan bir sonuç alması kısmen mümkün ama sonuç alması için böyle bir yol izlemesi uluslararası düzeyde bir tartışma olduğuna vurgu yapan Bayramoğlu, ''Bence kendi bacağına sıkan bir ülke görünümünde. Şunu da söylemek isterim Tayyip Erdoğan, mevcut dünya konjonktüründe ve Türkiye konjonktüründe bu tür durumları sürekli iç siyasete tahvil etme başarısıyla sahip bir siyasetçi'' dedi. Bayramoğlu sözlerine şunları ekledi:
''İsveç ve Finlandiya'ya engel oluruz ya da karşıyız kararı Türkiye'nin konumunu, NATO'daki yerini, Avrupa ile ortak hareketine itirazını, ayrıksı durduğunu ortaya çıkıyor. Bu Türkiye'nin batıyla ilişkileri açısından ciddi bir sorun''
Berkan dış politika denen şeyin doğası pazarlık, ülkeler ve çıkarları olduğunu belirterek ''Siz kendi çıkarınızdan bir miktar tavizde bulunursunuz ama karşı taraftan bir şey elde edersiniz. Uluslararası ilişkiler de böyle yürür, ortak çıkar kavramları vardır. Bu kapalı kapılar ardında diplomatik bir dille yapıyor olabilirdiniz. Bir sürü şey de elde edebilirsiniz. Dün Ahmet Davutoğlu çok daha güzel bir pazarlık pozisyonu önermiş. Bosna Hersek'i NATO'ya üye yapmak için kullanalım, kendimizi Avrupa Birliği ile entegre etmek için bunu kullanalım demiş. PKK'yı ve FETÖ'yü barındırıyorsunuz biz sizin üyeliğine İzin vermeyiz diyorsanız Almanya'yı, Amerika'yı ne yapacaksınız onlar da barındırmıyor mu? Almanya PKK'ya doğrudan silah vermiyor mu? Norveç'in ne yapacağız, İtalya'yı, Yunanistan'ı ne yapacağız? Bir tek Finlandiya ve İsveç mi suçlu şimdi?'' ifadelerini kullandı.
Berkan sözlerine şöyle devam etti:
''Rusya bu savaşı kazanamadığı için kaybetti, kaybettiği için de dünya maalesef yeniden tek kutuplu bir dünyaya dönüştü. Biz düne kadar iki kutuplu olduğunu zannediyorduk. Rusya Avrupa'da ve Ortadoğu'da Amerika'yı dengeleyici hareketler yapıyordu. Biz de buna seviniyorduk. Tayyip Erdoğan da kendine bir manevra alanı buluyordu. Yerli ve milli bir dış politika izlemek için bir manevra buluyordu. Rusya ve Amerika'yı birbirine dengeleyerek o aradaki boşluktan yararlanarak bağımsız işler yapıyordu. Fakat bunun sonuna geldik. Rusya yok artık. Şimdi Suriye'den çekiliyor. Rusya Suriye'deki üstlerine kapatıyor. Suriye'deki askerlerini alıyor savaşmaya gönderiyor. Yepyeni bir dünya kuruluyor ve o dünyanın patronu da belli artık bir süre Amerika bizim derdimiz Amerika'yı dengelemekse bu dengeyi nasıl sağlamalıyız buna kafa yormamız lazım.''
