Yıldıray Oğur ve Bülent Şahin Erdeğer, Filistin mitingi sonrası İsmail Aydemir'e yapılan yumruklu saldırıyı konuştu

Yıldıray Oğur ve Bülent Şahin Erdeğer'in yorumuyla KARAR TV ekranlarında yayınlanan Bi' Karar Ver programı, Türkiye ve dünyanın nabzını tutmaya devam ediyor. 3 Ocak çarşamba günü ekranlara gelen bölümde, Gazze mitingi sonrası İsmail Aydemir'e yapılan yumruklu saldırı ve bunun sosyal arka planı masaya yatırıldı.

KARAR TV ekranlarında Yıldıray Oğur ve Bülent Şahin Erdeğer'in yorumuyla izleyiciyle buluşan Bi' Karar Ver, Türkiye gündemi ve siyasetini tartışmaya devam ediyor.

1 Ocak günü düzenlenen Filistin mitingi sonrasında Kelime-i Tevhit bayrağı taşıyan İsmail Aydemir'e atılan yumruğun arka planının konuşulduğu yapım, pek çok kritik noktaya dikkat çekti.

İşte, programdan bazı satır araları...

YUMRUK GERÇEK, BAYRAK İŞPORTADAN

OĞUR: 1 Ocak günkü Gazze eyleminden sonra yaşanan yumruk olayı var ve bu baya ilginç bir bölünmeye neden oldu. Çünkü daha önce MHP’lilerin yaptığı şeyin benzerini muhalifler yapmaya başladı, yumruğu savunmaya başladılar. Olayın tam olarak ne olduğu anlaşılamadan kendimizi bir anda hilafet tartışmasının içerisinde bulduk. Uzun bir süredir iktidar çevrelerinin yaptığı dezenformasyonları çok eleştirdik, davalar açıldı bir sürü. Fakat bunun aynısını işlerine geldiğinde aslında muhalefetin de yaptığı bu olayla ortaya çıktı.

ERDEĞER: Yani biraz daha geriye sarmak gerekiyor. Çünkü biz yaşanan olayları gerçekte ne oluyor diye değil de bir kavganın bir zıtlaşmanın karşılığı olarak görüyoruz. Mesela Kızıl Goncalar diye bir dizi yayınlanıyor, sonuç itibariyle bir dizi bu ama konu dizinin ötesinde bir bağlamda tartışılıyor, bir yerlere çekiliyor. Yani bu da bunun gibi bir durum aslında. Neyi gördük? Biz aslında bu ülkede sosyal adaletsizliğin, hukuksuzluğun, derin yoksulluğun konuşulması gerektiği, muhalefetin bunu bayraklaştırması, bunun sözcüsü olması gerektiği bir siyaset zemininden çok uzakta olduğumuz için böyle suni gündemler üzerinden kavga etmeyi daha konforlu ve ucuz, daha yüzeysel bir alan olarak görüyoruz. Bunun için de böyle Lübnan tarzı kimlikler, iç çatışma üzerinden gelişen bir kolaycı siyasetsizlik diyebiliriz belki buna. Yani siyaset yapması gerekenler gerçek siyaseti yapamıyorlar.

OĞUR: Bu olayda bir yalan var. Saldırıya uğrayan İsmail Bey bir sitede çalışıyor, hilafet ilan edecek bir ilahiyatçı, dini lider veya şeyh değil. Yani bir eyleme gelmiş ve sonrasında da evine gidiyor yürüyerek. Şimdi olayda hilafet isteyen yok, bayrak hilafet bayrağı değil, işportadan alınmış her yerde satılan 80 liralık bir ürün. Her yerde satılan ve olan, esnafın dükkanında bile asılı olabilecek ve karşına çıkabilecek bir Kelime-i Tevhit bayrağı. Fakat bir anda ‘Hilafet çağrısı yapıldı, hilafet isteniyor’ şeklinde haberler çıktı. Yumruk atan kişi de ‘Aydınlığı temsil eden genç yumruğuyla karşı koydu’ diye falan lanse edildi. Yumruk meşrulaştırıldı. Sadece vatandaşlar değil, siyasiler, gazeteciler, bilim adamları, akademisyenler meşrulaştırdı. İnanılmaz bir durum. Çocuk galiba onu Suudi Arabistan bayrağı zannetmiş.

yeni-proje-34.jpg

ERDEĞER: Şimdi burada gerçekten bir sefalet, siyasetsizlik var. Hilafet üzerinden bu olayı köpürtmek en kolayı, o açıdan sefalet kelimesini kullanıyorum. Şimdi ne gördük? Bütün dünyada ulusal aşırı sağ, ulusalcılığın da ötesinde yeni sağ yada yeni popülizm dediğimiz aşırı sağ dalga yükseliyor. En son Arjantin’de zafer kazandı, Brezilya’da vardı, Amerika’da Trump'ı görüyoruz. İsrail’de de Netanyahu hükumetinin neler yapığını görüyoruz. Netanyahu döneminde, zaten aşırı sağcı bir rejimin daha da aşırı sağcı bir hükümete teslim olduğunu gördük. Dolayısıyla dünyada zaten böyle bir dalga var. Şimdi bu dalgayla neyi gördük? Son genel seçimlerde bu dalganın Türkiye’de de çok etkili olduğunu gördük. Öyle oldu ki birinci turda yüzde 5 gibi çok büyük bir oy oranına ulaştı, aşırı sağ Zafer Partisi ve onun adayı. 2.turda, bu yüzde 5’lik pasta hem iktidarın hem de muhalefetin iştahını kabarttığı için her iki kanat da buraya tav oldu. Bu arkadaşlar da tırnak içerisinde ‘Plana sadık kal’ diye bir motto ile ikiye ayrıldılar, bir kesimi muhalefeti bir kesimi de iktidarı zehirlemiş oldu. Şimdi siz aşırı sağ popülizm yaptığınızda, siyaset yapmanıza veya bir şey vaat etmenize gerek yok. Sadece o ulusalcı histeriyi kabarttığınızda, bu örnekte de gördüğünüz gibi yaptığınızda zaten oy oranınız artıyor. Şimdi bunu CHP ve İYİ Parti birinci ve ikinci tur arası böyle bir şey yaptılar, sonra ne oldu? Sayın Kılıçdaroğlu gitti, bu sefer bunun öz eleştirisini yapması gereken yeni CHP yönetimi sanırım biraz yanlış bir öz eleştiri yaptı. Aksine daha fazla, işte mesela batı standartlarına göre ırkçı kabul edilebilecek Tanju Özcan’ı tekrar CHP’ye alıyorsunuz. Şimdi bu dominasyon sosyal medyada nasıl yansıyor? Sosyal medyada böyle gençlik hareketleri var. Tengrici gibi İslamofobik, İslam öncesinde Türklerin dini Şamanist, Tengrici diyen hatta Adsızcı gençler var. Hatta sırf İslam düşmanlığı için, Arap düşmanlığı için İsrail’i bile destekleyebilecek kadar tepkisel ve İslamofobik böyle bir gençlik söylemi geliştirmeye çalışıyorlar. Hesapları var, bu hesaplar sosyal medyada insanları provoke ediyor, insanları kışkırtmak için yayınlar yapıyor. İşte, bu Riyad krizinde yaşanan olaylardan sonra da gençlerin bir kısmı bu yayınlardan çokça etkileniyor. Tam yılbaşı sabahı siz bir miting yapmışsınız, tam o kutuplaşmanın merkezi. Yılbaşı sabahı bir genç orada gidiyor ve karşısında bir bayrak var. Üzerinde Arapça harfler var. Genç Arapça harfleri görüyor ve hemen böyle öfke ve düşmanlık gelişiyor.