SALİHA SULTAN
Mısır’daki bir turkuaz madeninde bulunan 3 bin 800 yıllık yazıtların yeni bir yorumu, arkeolojinin en çetrefilli sorularından birini yeniden alevlendirdi: İncil’de, Tevrat’ta ve Kur’an’da yer alan Hz. Musa tarihi bir figür müydü? Bağımsız araştırmacı Michael S. Bar-Ron, cevabın Mısır’ın Sina Yarımadası’ndaki bir maden olan Serabit el-Khadim’in kaya duvarlarına yazılmış olabileceğine inanıyor. Bar-Ron, Harvard Semitik Müzesi’nden alınan 3 boyutlu taramalar ve yüksek çözünürlüklü fotoğraflar kullanarak yaptığı on yıllık çalışmanın ardından, erken dönem İbranice’deki iki ifadeyi çözdüğünü iddia ediyor: Zot mi’Moshe (Bu Musa’dan) ve ne’um Moshe (Musa’nın bir sözü). “Bu, Musa’dan” anlamına geldiği öne sürülen ibarenin yer aldığı yazıt, uzmanlara göre Tevrat’ta anlatılan ve Hz. Musa’nın liderliğinde gerçekleşen ‘Çıkış’ hikayesine ışık tutabilir. Bar-Ron, bu metinlerin Musa’nın varlığına dair ilk arkeolojik kanıtları sağlayabileceğini öne sürüyor. Bilim insanları ise Musa’nın İncil’in ikinci kitabı olan Çıkış’ın başında ortaya çıktığını hatırlatarak, Bar-Ron’un iddiasının doğrulanmasının İncil arkeolojisini de etkileyeceğini söylüyor. Musa ismi İncil’in Çıkış kitabında 128, Kur’an’da ise 136 kez geçiyor.

(Bar-Ron’un “Bu Musa’dandır” yazdığını iddia ettiği yazıt.)
MISIRLI VEZİR ANKHU HZ. YUSUF MU?
Bar-Ron, Musa’nın yanı sıra bir başka şaşırtıcı teori daha ortaya atarak, diğer arkeolojik kayıtlardan da bilinen Mısırlı vezir Ankhu’nun İncil’de ve Kur’an’da geçen Hz. Yusuf’un tarihsel temeli olabileceğini iddia ediyor. Bar-Ron’un gizemli Proto-Sinaitik yazıtlar üzerinden, Hz. Musa ve Hz. Yusuf’a tarihi şahsiyetler olarak işaret etmesi dünya çapında akademik tartışmalara yol açıyor.
KAYITLARDAKİ EN ESKİ ALFABETİK YAZI
Yazıtlar, ünlü arkeolog Flinders Petrie tarafından 1900’lerin başında ilk kez ortaya çıkarılan daha geniş bir Proto-Sinaitik yazı grubunun bir parçasıdır. Bilim insanları, bunların Mısır Firavunu III. Amenemhat döneminde (MÖ 1800 civarı) Sami dili konuşan işçiler tarafından kazındığına inanıyor ve bu da onları kayıtlardaki en eski alfabetik yazılardan biri haline getiriyor. Bilim insanları yıllardır üzerinde çalışsa da Serabit el-Hadim’in tüm sırları henüz çözülemedi.
