Tüm dünyaya nam salan ‘Çingene Kızı’ başta olmak üzere mozaikleriyle meşhur bir şehir olan Gaziantep’te bulunan Zeugma Antik Kenti’nde son yıllarda yapılan kazılarda ortaya çıkarılan buluntular tarihte yeni sayfalar açıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras Projesi kapsamındaki kazılara, İş Bankası da 2012’den beri büyük destek veriyor. Kazıların diğer önemli destekçileri de Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep Valiliği. Tarihi 2 bin yıl önceye dayanan antik kentte Prof. Dr. Kutalmış Görkay’ın başkanlığında yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan ‘Muzalar Evi’ ise, mozaik tarihini yüz yıl öne çeken buluntular içeriyor.
Türkiye İş Bankası’nın davetlisi bir grup gazeteci olarak, çok yakında ziyarete açılmaya hazırlanan ‘Muzalar Evi’ni görmek için 16 Ekim’de Gaziantep’in Nizip ilçesindeydik. Ziyaretimizin amacı, Gaziantep Valiliği tarafından Türkiye İş Bankası’nın katkılarıyla antik evin hem mozaiklerini korumak hem de ziyaretçilerin rahatlıkla gezebilmesi için korugan yapısının tamamlanmasıydı. Heyetimize Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen ve İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten eşlik etti. Önünde Fırat Nehri’nin akıp gittiği ‘Muzalar Evi’nde bizi karşılayan ise Kazı Başkanı Görkay oldu. Görkay, 2007’de başlayan kazısı 2019’da tamamlanan, tam 938 eserin ortaya çıkarıldığı yapı için ilk olarak “En iyi korunmuş antik roma evi” tanımını yapıyor. En önemli unsurunun mozaikleri olduğunu ifade ettiği evin adını ise Yunan mitolojisinde şiir, tarih, müzik, astroloji ve felsefe gibi dalların ‘esin perisi’ olarak bilinen dokuz muzadan aldığını açıklıyor.
MUZALARIN İLHAM VERDİĞİ ETKİLEYİCİ BİR ‘DİVAN MECLİSİ’: Eşiğinden avlularına antik evi bize adım adım gezdiren Kazı Başkanı Görkay, evin girişinde hemen sağda yer alan ve zemininde söz konusu dokuz muzanın mozaik çalışmasının bulunduğu geniş oda hakkında şu bilgileri veriyor: “Erkeklere özel bu oda, evin sahibinin zaman zaman dönemin entelektüellerini ağırladığı bölüm. Burada bizdeki divan meclisi gibi bir meclis kurarak, edebiyat ve şiir konuşuyorlar. Konuklar, yerdeki mozaikte resmedilen ve her biri bir esin perisini tasvir eden dokuz muzaya göre davet ediliyor, yani dokuz kişilik bir meclis kuruluyor.” Görkay, benzer muzaların Zeugma’da bir başka evin mutfak bölümünde de rastlandığını ancak ‘Muzalar Evi’ndeki mozaiğin eşsiz olduğunu belirtiyor.

BU BULUNTULARLA BİRLİKTE MOZAİK TARİHİ YÜZ YIL GERİYE ÇEKİLDİ
‘Muzalar Evi’nin ‘Çingene Kızı’ ile meşhur Gaziantep’teki mozaik kültürünün tarihine önemli bir katkı sağladığının altını çizen Kazı Başkanı Görkay, şu önemli bilgileri aktarıyor: “Evin M.S. 2. yüzyılda yapıldığını tahmin ediyoruz. İç dekorasyonun büyük kısmı ise M.S. 3. yüzyılın başlarında artık tamamlanmış. Muzalar Evi’ndeki bulgular ile bilim insanlarının bu bölgedeki mozaiklerin geçmişine dair daha önceki tarihlendirmeleri yüz yıl erkene çekmiş olduk.” Görkay’ın verdiği bu bilgiler, Çingene Kızı’nın mozaikleri dahil, bölgedeki mozaik kültürünün bilinenden daha köklü ve erken dönemlere dayandığını gösteriyor.
ZEUGMA’NIN ANCAK ON BİNDE BEŞİ KAZILDI’
Kazı Başkanı Görkay, Fırat Nehri’nin kıyısında kurulan, Romalıların askeri lejyon kampına dönüştürdüğü Zeugma’nın, ‘Roma mühendisleri’ tarafından inşa edilmeye başlandığını, M.S. 2. yüzyıldan itibaren de büyük bir şehir haline geldiğini aktarıyor. Zeugma’nın kozmopolit bir şehir olduğunu dile getiren Görkay, şu görüşlerini aktarıyor: “Doğu’dan Batı’dan ticaret yolu ile buraya çok gelenler olmuş. Mesela Latinler de gelmişler, Pagan döneminde Arap tüccarlar da. Farklı renklerin mozaiği bulunan, çok katmanlı bir kültürler diyarı. Son dönemdeki kazılarda ortaya çıkardığımız muzalar, yazıtlar, mezar stelleri gibi buluntular çok renkliliğini ortaya koyuyor.” Görkay son olarak 20 bin dönümlük alana yayılan Zeugma Antik Kenti’nin yalnızca on binde beşinin ancak kazılabildiğini vurguluyor ve gelecekte ortaya çıkarılacak buluntuların tarihi değiştirmeye devam edeceğinin altını çiziyor.

Muzalar Evi’nin avlusundaki mozaiklerde, dönemin bereket tanrısı motifleri ile Fırat Nehri’nin balık ve kuş tasvirleri yer alıyor. Ayrıca, dönemin mühendislik harikası olan su sistemi de görülebiliyor
BU DUVARLAR KONUŞUYOR
‘Muzalar Evi’nin ilgi çekici noktalarından biri de avlusundaki duvarlarda yer alan grafitiler. Kazı Başkanı Görkay bu grafitilerden hareketle evin duvarlarından bahsederken “konuşan duvarlar” ifadesini kullanıyor. Ardından ev halkının, özellikle kadınların korkularını, isteklerini hatta beddualarını evin duvarlara çizdiğini söyleyen Görkay, kundakta bir bebek çiziminin yanında yazılı antik Yunanca kelimeyi göstererek, “Muhtemelen bebek sahibi olmak isteyen bir kadın tarafından çizilmiş. Yanına yazılan belli belirsiz ‘dos’ kelimesi ise ‘ver’ anlamına geliyor. Yani bu bebeği çizen kadın yaratıcıya ‘Bana bebek ver’ mesajı gönderiyor” diyor. Hemen yanında yer alan, bir at ve kılıç kalkanlı askerlerin tasvir edildiği bir başka çizimin de Sasani askerlerini kovmak için yapıldığını söylüyor. Görkay, bu çizimlerin ev halkının kültürü hakkında ipucu verdiği görüşünü paylaşarak, evin sahibinin de iyi bir maaşa sahip olan bir asker olduğunu tahmin ettiklerini aktarıyor. Evin avlusunda ya da kadınlara ait odanın zemininde yer alan bereket tanrısı gibi çeşitli figürlerin resmedildiği mozaiklere, duvarlarındaki fresklere, yağmur sularını evin kullanıma sunan su sistemi gibi mühendislik harikalarına dikkati çeken Görkay, bütün bu özelliklerinin yapıyı ünik kıldığını söylüyor. Görkay, ziyarete açılmaya hazırlanan evin fresklerinin temizlik ve sağlamlaştırma çalışmalarının ise restoratörler Ayşe Ebru Çorbacı ve Baran Yeşilyurt tarafından yapıldığını sözlerine ekliyor.

FATMA ŞAHİN: BURADAKİ HİKAYEYİ BÜTÜN DÜNYAYA TANITMALIYIZ
‘Muzalar Evi’ni ziyaretimizde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de, beraberine Nizip Kaymakamı Osman Uğurlu ve Nizip Belediye Başkanı Ali Doğan ile birlikte bizlerle bir araya geldi. Belediye Başkanı Şahin, göreve geldiği 2014’ten beri kazılara ciddi destekler vermeye başlamış. Belediye, Gaziantep Valiliği ile birlikte kazılarda ortaya çıkarılan mozaiklerin dış koşullardan korunması ve ziyaretçilerin tur rotasının belirlenmesine katkı sağlayan korugan yapı inşaatını yapıyor. Şahin, İş Bankası ile eğitimden spora birçok projede sıkı bir çalışma içerisinde olduklarını vurgulayarak, “Özellikle Adnan Bali’nin Gaziantepli, Genel Müdürümüz Hakan Aran’ın Antakyalı olması, yani hepimizin bölgenin, Anadolu çocukları olmamız buradaki çalışmalara büyük katkı sağlıyor” ifadeleriyle teşekkür ediyor.

Kazı Başkanı, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutalmış Görkay ‘Muzalar Evi’ kazı ekibi ile birlikte.
BURADAKİ SU SİSTEMİNİ DEVAM ETTİRSEYDİK SU SORUNU KALMAZDI
Şahin, sözlerine “Hepimiz Fırat’ın çocuklarıyız ve burada muhteşem bir hazine var” diye devam ederek, mühendis kimliğinden hareketle şu önemli tespitleri yapıyor: “Zeugma, köprü yani geçiş demek. Özellikle mühendis bir başkan olarak buradaki su yapısından söz etmek isterim. Muzalar Evi’ndeki su yapısı, o dönem ne kadar iyi bir mühendislik bakışı olduğunu gösteriyor. Hala biz bunu yapamadık. 12. yüzyılda Halep’in suyu bittiğinde biz kapalı livaslarla ve kastellerle yani kapalı sistemde oraya su götürüyoruz. Bugün ise bizde hala açık kanallar çalışıyor ve çok yüksek buharlaşma var. Yani 12. yüzyılın teknolojisini bile yakalayamamış durumdayız. Dolayısıyla medeniyetimiz burada bize bir şey söylüyor: Ben iyi bir mühendisim, suyu iyi yönetiyorum. Çünkü su yönetilmezse hayat yok. Bugün yaşadığımız şey ise küresel ısınma, bir damla yağmur yok. Onların, Romanın baktığı yerden baksaydık, bugün su sorunu yoktu. Buradaki su sistemi tam bir mühendislik harikası, İTÜ’lü bir mühendis olarak bunu görüyor ve kendi mühendislerimizi de eğitiyoruz.”

Muzalar Evi’ni Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Kazı Başkanı Kutalmış Görkay ile birlikte gezdik.
BİR YANDA FIRAT’IN BALIKLARI, ÖTE YANDA KUŞLARI
Belediye Başkanı Şahin, ‘Muzalar Evi’nin önemli bir mimarlık örneği de olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ayrıca çok büyük bir tasarım var. 21. yüzyıl bildiğiniz gibi tasarım yüzyılı. Mozaiklerin her birinin kenarındaki çerçevelere dikkatinizi çekmek isterim. Normalde mozaiklerde ortalama on renk taş vardır, buradaki mozaiklerde ise 20’nin üzerinde renkte Fırat’ın taşı var. Bu bize Fırat’ın gücünü, tasarımı yapan ustanın da maharetini gösteriyor. Ayrıca taşlar çerçevelerde üç boyutlu uygulanmış. Ortada büyük bir hikâye, dokuz esin perisi var. Şimdi bizim esin perilerimiz yok…” Şahin, “Avluya gelince yerde bir tarafta Fırat’ın balıkları, bir tarafta Fırat’ın kuşları var. Hikâyeye bakın, elimizde böyle büyük bir hikâye var. İşte bu hikâyeyi bütün dünyaya anlatmamız lazım” diyerek, son olarak şu görüşlerini dile getiriyor: “Muzalar Evi’nin altına bir tekerlek koysak, Paris’e götürsek yüz milyon turistin ziyaret etmesi demek. Bu yüzden burayı dünyaya tanıtmamız çok önemli. Çünkü buraya turist gelmesi demek, şehirde ne işsizlik, ne terör, ne uyuşturucu kalması demek. Kültür turizmi önemli. Biz bu hikâyeyi bütün dünyaya tanıttığımız zaman gençlerimiz için gastronomide, tarihte, felsefede, sosyolojide yeni alanlar oluşacak. O yüzden, tesis bizden, tanıtım sizden.”
*Muzalar Evi Görselleri Kaynak: Zeugma Kazı Başkanlığı, Photo Credit: Gücügür Görkay
