‘Son Osmanlı’nın röntgeni keşfedilmeyi bekliyor

‘Son Osmanlı’nın röntgeni keşfedilmeyi bekliyor

İbnülemin Mahmud Kemal İnal, doğumunun 150’nci yıldönümünde 1949’da bağışladığı koleksiyonundaki eserlerden oluşan sergiyle anılıyor. Bugüne dek İstanbul Üniversitesi’nde bulunan eserler Osmanlı döneminin son yıllarının kültürel iklimini kayıt altına alıyor. Fatih’teki Cam Küp Galeri’de 13 bölüm halinde ziyaretçiye sunulan koleksiyondan 33 seçkinin yer aldığı hat bölümü Türkiye’nin hat tarihini yansıtıyor.

SALİHA SULTAN | KARAR

Yahya Kemal’in ‘devr-i kâdim efendisi’ diye tanımladığı İbnülemin’in İstanbul Üniversitesi’nde yer alan ve Osmanlı’nın son yıllarındaki kültür iklimini kayıt altına alan koleksiyonu Fatih Belediyesi tarafından düzenlenen sergide ilk kez gün yüzüne çıktı. Osmanlı’nın konak kültürüne, devrin entelektüel dünyasına, Şeyh Hamdullah’tan Yesari’ye uzanan 33 levhalık özel seçkiyle Türkiye’nin hat tarihine ışık tutan 13 bölümlük serginin her bir köşesi akademi dünyası için yeni çalışmalara gebe.

Yahya Kemal’in tabiriyle bir ‘devr-i kâdim efendisi’ olarak anılan İbnülemin Mahmud Kemal İnal, doğumunun 150’nci yıldönüm ünde 86 yıllık ömründe kim bilir kaç kez adımladığı Fatih’te bugünlerde kronolojik bir sergi ile anılıyor.

04.jpg

Fatih Belediyesi’nin yeni hayata geçirdiği Fatih Merkez Kütüphanesi’nin girişinde bulunan Cam Küp Galeri’nin açılış sergisi olan İbnülemin Mahmud Kemal İnal sergisinde, İbnülemin’in 1949’da İstanbul Üniversitesi’ne (İÜ) bağışladığı koleksiyonundan yapılan özel bir seçki ilk kez kurum dışında gün yüzüne çıkıyor. Sergiyi ziyaret etmek isteyenler öncelikle bugün İÜ’de bulunan bu zengin koleksiyonun, yaşamını Osmanlı’nın son dönemindeki kültürü geleceğe aktarmaya adamış bir şahsiyet olan İbnülemin’in mütareke döneminde Fransızların ikametine verilen, devrinin entelektüel dünyasına kattıklarıyla ‘Dar’ül Kemal’ olarak anılan meşhur konağında yağmacı Fransızlar tarafından kendisine verilen 24 saatlik müddette ancak kurtarabildikleri olduğunu bilmeli…

02.jpg

OSMANLININ SON DÖNEMİNİN RÖNTGENİNİ ÇEKEN İSİM: İBNÜLEMİN

Serginin küratörlüğünü üstlenen Osman Özsoy, koleksiyondan yapılan özel bir seçkiyi İbnülemin’in yaşamından kesitleri hakkında o güne kadar hiç fikri olmayanların bile artık bir fikir sahibi olarak ayrılacağı titizlikle hazırlanmış 13 bölüm halinde ziyaretçiye sunuyor. Sergiyi birlikte gezdiğim Özsoy, çalışmanın hayata geçişini şu sözlerle aktarıyor:

"İbnülemin hakkında bir sergi yapma fikrini bize, Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk hocamız teklif etti ilk defa. Koleksiyon üniversitenin özel bir bölümünde kısmen sergileniyordu. Biz bu koleksiyonu ortaya çıkaralım istedik. Sayın Başkanımız M. Ergün Turan teklifi heyecanla kabul etti ve böylece koleksiyon ilk kez üniversite dışına çıkmış oldu.

01-003.jpg

İbnülemin Mahmud Kemal İnal

Sözlerini “İstanbul demek Fatih demek. Sadece kültürel mirası olan mimari anıtları ile değil bu maddi kültürün içerisindeki kültürü bugüne getirmiş şahsiyetleri de önemsiyoruz” diye sürdüren Özsoy, Osmanlı’nın son dönemine, Cumhuriyetin ilk yıllarına tanıklık eden, çok yönlü bir isim olan İbnülemin’in her şeyden önce bir ‘kültür savaşçısı’ olduğunu vurguluyor.

01.jpgKüratör Osman Özsoy

İbnülemin’in Yıldız Arşivi’ni tasnif ettiğini, Türk İslam Eserleri Müzesi’ni kurduğunu hatırlatan Özsoy “İmparatorluğun son döneminin röntgenini çekmiş bir isim. Büyük bir kütüphane, zengin bir hat koleksiyonu ve son hattatların, şairlerin, sadrazamların biyografilerini toplamış. ‘Son Osmanlı’ diyebiliriz kendisine, ısrarla bu kültürü yaşatmak için çalışmış çünkü” görüşünü paylaşıyor. Özsoy, İbnülemin’in koleksiyonunun 4 bin civarı yazma eserden, 750 hat levhasından, döneme tanıklık eden yüzlerce fotoğraf, mektup ve belgeden oluştuğunu aktararak “İstanbul Üniversitesi çok yardımcı oldu buradaki seçkiyi yapmamızda. Hatları ise Ali Rıza Özcan hocamızın çalışmasıyla seçtik, Ali Şükrü hoca ise kataloğumuzu hazırladı, metinlerine imza attı” ifadeleriyle, serginin mutfağında yer alan isimlere teşekkür ediyor.

HER KÖŞESİ ARAŞTIRMACILAR İÇİN YENİ ÇALIŞMALARA GEBE

İbnülemin sergisi, her ne kadar açıklamalı metinlerle ve zengin bir katalogla desteklenmiş olsa da, öyle bir günde gezilecek sonra da unutulacak bir sergi değil. Çünkü bu titiz çalışmada söz konusu olan Özsoy’un da ifade ettiği gibi ‘bir kültür savaşçısı’ndan geriye kalanlar. Bu açıdan İbnülemin’in koleksiyonu özellikle günümüz ‘kültür savaşçıları’ için yepyeni çalışmalara gebe. Sergide özel bir cam bölümde sergilenen ve neredeyse Türkiye’nin hat tarihini ortaya koyan 33 hat levhasını, Ayasofya’daki meşhur hat levhalarının İbnülemin tarafından kurtarılma hikayesini aktaran fotoğrafları, içinde padişahların, sadrazamların, Yahya Kemal, Faruk Nafiz gibi isimlerin yazı örneklerinin yer aldığı Hutut-i Meşahir (hatıra) defterini ve daha nice kıymetli belgeyi görenler, umulur ki sergiden bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış birçok eseri kültürümüze yeniden kazandırmak için yola çıkma niyetiyle ayrılacaktır. Bu önemli tarafının dışında, her gün Fatih Merkez Kütüphanesi’ne çalışmaya gelen yüzlerce gencin ziyaret ediyor olması hasebiyle İbnülemin sergisi için Fatih Belediyesine ne kadar teşekkür etsek az. Feyhaman Duran’ın İbnülemin’i resmettiği tablo ile birlikte sergilenen yazı masasının, zücaciyesinden örneklerin ve konağı gören son isimler olan Nevzat Atlığ, Uğur Derman ve Alaeddin Yavaşça’nın yer aldığı 2015 TRT yapımı belgeselin de ziyaretçilere sunulduğu sergi temmuz sonuna kadar görülebilir.

KONAK KÜLTÜRÜNÜN SON ÖRNEĞİ: DAR’ÜL KEMÂL

Sergide İbnülemin’in Mercan’da günümüz Bakırcılar Çarşısı’nda bulunan, Süleyman Nazif tarafından ‘Dar’ül Kemâl’ olarak adlandırılan konağından fotoğrafların yer aldığı bölüm Osmanlı dönemindeki konak kültürüne ışık tutuyor. Devrin önemli entelektüelleri ve müzisyenlerini ağırlayan, Ali Emiri, Sait Halim Paşa, Mehmet Akif Ersoy, Tanburi Cemil Bey gibi isimlere ev sahipliği yapan bu konak İbnülemin’in vefatının ardından öğrenci yurdu olması için İbnülemin Vakfı’na, ardından da İlim Yayma Cemiyeti’ne aktarılmış. Konak yıllar içinde ne yazık ki korunamamış ve 1967’de yıkılarak yerine bir iş hanı yapılmış.

03.jpg

‘NE KENDİ KİMSEYE BENZER NE KİMSE KENDİSİNE’

Serginin, İbnülemin’in hat koleksiyonundan 33 seçkinin yer aldığı hat bölümü adeta Türkiye’nin hat tarihini yansıtıyor. Seçkide hattatların kıblesi olarak bilinen Şeyh Hamdullah’ın, Yesârî Mehmet Esad’ın paha biçilemez eserler yer alıyor. Yahya Kemal’in İbnülemin için söylediği meşhur “Hezâr gıbtâ o devr-i kadîm efendisine” beyitinin altına Süleyman Nazif’in “Ne kendi kimseye benzer ne kimse kendisine” beyitinin eklendiği ve Necmettin Okyay tarafından yazılarak kendisine hediye edilen hat levhası da ziyaretçiye sunuluyor. Yine bu bölümde yer alan ve ödünç verdiği kitapların yolunu gözleyen her kitap sevdalısının kütüphanesine asmak isteyeceği türden olan, bir vakitler İbnülemin’in kütüphanesinde asılı bulunan “Kime verdimse kaybettiler, ben kimseye ödünç kitap verip almam” yazılı levha ise görenleri gülümsetiyor.

01-001.jpg

50’NCİ YIL JÜBİLESİNDEN BİR KARE

İbnülemin sergisinde Süleyman Nazif, Cenap Şahabettin gibi dönemin önemli entelektüelleri ile yer aldığı birçok fotoğrafı görmek mümkün. İÜ’de 1940’lı yıllarda İbnülemin’in 50’nci yılı için Hakkı Tarık Us tarafından düzenlenen jübileyi gösteren bu fotoğraf ise, bugün tarihe gömülen önemli bir geleneği yeniden hatırlatıyor. Fotoğrafta İbnülemin, jübile günü Hasanali Yücel, Mehmet Emin Yurdakul, Hakkı Tarık Us ile birlikte kendisi için hazırlanan kataloğu incelerken görülüyor. Dikkati çeken fotoğraflardan biri diğeri de İbnülemin’in Türk İslam Eserleri Müzesi Müdürü olduğu dönemde Almanya İmparatoru Wilhelm’e gezisinde eşlik ettiği fotoğraf. Görsel, ziyarette çekilen bir videodan sergide kullanılmak üzere ortaya çıkarılmış.

01-002.jpg

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN