ŞABAN ÖZDEMİR
Taşradaki nice saklı hazineler meçhulümüz. Kültürümüzü var eden, kimliğimizi oluşturan birçok değerden bu iletişim çağında bile bihaberiz. Bunlardan biri de tarihe tanıklık eden, bir şehrin hatta ülkenin bütün serencamını yüzyıldır Giresun’da seslendiren bir gazete: Yeşilgiresun. Ahmet Hamdi Öğütçü, babası Hasan Öğütçü’den aldığı bayrağı oğlu Egemen Öğütçü ile birlikte taşıyor. Öğütçü ailesi kutsal bir mabedi bekler gibi Yeşilgiresun gazetesinin hatırasını yaşatmaya ve korumaya çalışıyor.

MİLLİ MÜCADELEYİ DESTEKLEMEK İÇİN YOLA ÇIKTI
Yeşilgiresun gazetesinin mazisi aslında 100 yıldan da önceye dayanıyor. İlk olarak 1918 yılında Işık Gazete ve Matbaası olarak faaliyete geçen müessesenin kurucusu Nuri Ahmet Çimşid ve kardeşleridir. Kurtuluş Savaşı yıllarında Millî Mücadele’yi desteklemek ve milli ruhu ayakta tutmak adına faaliyet gösteren Işık gazetesi 3 Haziran 1925’te ‘Yeşilgireson’ adını alır. Bundan sonra 1974 yılına kadar ‘Yeşilgireson’ gazetesini Çimşid ailesi çıkarmaya devam eder. 1950’de Demokrat Parti iktidarında bir süreliğine eski adı olan Işık’a rücu eder ve 1966’ya kadar bu adla çıkar gazete. Bu arada gazete ve kitaplar da Yeşilgireson Matbaası’nda basılmaya devam eder. Aslında durum geçici bir isim değişikliğidir, yayın politikası ve gazete sahipleri değişmemiştir.

ÖZDEMİR ASAF, FAHİR ONGER, SALAH BİRSEL GİBİ EDEBİYATÇILAR DA YAZDI
1940’lı yıllarda ülkede çok emsali olmayan bir şey yapar Yeşilgiresun gazetesi… Bir taşra gazetesi olmasına rağmen edebiyat eki yayımlar. Bu sayfada Naim Tirali, Fethi Naci ve Ali Avni Öneş’in yönetmenliğinde Çetin Altan, Özdemir Asaf, Oktay Akbal, İlhan Berk, Fahir Onger, Salâh Birsel, Bahtiyar Dayımoğlu gibi birçok edebiyatçının ürünleri yayınlanır edebiyat ekinde.
1975’TEN BERİ GÜNLÜK YAYINLANIYOR
15 Nisan 1974’te Hasan Öğütçü, Çimşid ailesinden Yeşilgiresun gazetesini ve matbaasını satın alır. 29 Ekim 1975’te Karadeniz’de olmayan bazı dizgi makinelerini getirerek yerel gazeteciliğe yeni bir boyut kazandırır. Bundan önce haftalık yayınlanan gazete Hasan Öğütçü zamanında günlük olarak yayımlanmaya başlanır ve günümüze kadar da aynı şekilde devam eder.

Hasan Öğütçü
Ahmet Hamdi Öğütçü ise yeniliklerle eklemeler yapar. 2004’te ofset baskıya geçen gazetenin aynı zamanda oldukça rağbet gören bir internet sitesi de mevcut. İnternet sitesi de üçüncü kuşak olan Egemen Öğütçü’nün eseri. Gazetede 11 kişi elan görev yapıyor ve bir şehrin sesi olmayı sürdürüyor. Yeşilgiresun’da her gün en az bir yerel yazar, köşe yazıyor ve şehrin sorunlarına parmak basıyor…

Ahmet Hamdi Öğütçü
2025 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri için benim teklifim, bir şehrin tarihini kayıt altına alan, 100 yıldır çıkan bu anıtsal gazeteye ve bu mirası ayakta tutmaya çalışan Öğütçü ailesine verilmesidir.
ŞEHRİN HAFIZASININ YILMAZ MUHAFIZI
Ahmet Hamdi Öğütçü: Postmodern bir derviş gibi bekliyor Yeşilgiresun gazetesinde. 100 yıllık tarihin, bir şehrin hafızasının muhafızı. Babası Yeşilgiresun gazetesini devraldığında şehrin en değerli arazilerinden birini satmak zorunda kalmış. “Şimdi o arazi elimizde olsaydı torunlarımın torunlarının bile çalışmasına gerek yoktu. Babam bu tabela için böyle bir fedakârlık yapmış, ben nasıl bırakıp gidebilirim” diyecek kadar babasının ve şehrin mirasına sadık. Artık ciddi sağlık sorunları yaşamasına rağmen her gün ofisinde... Gazetenin tashihinden, dizilmesine kadar her aşamasını titizlikle takip etmeye devam ediyor.
ATA MİRASINI YAŞATMAYA ADANMIŞ BİR HAYAT
Egemen Öğütçü: İyi bir eğitim almasına, kariyer imkânları olmasına rağmen Yeşilgiresun’un hatırasını sırtlamış durumda. Dinamizmini Yeşilgiresun’a adamış. Gazetenin ayakta kalması için canla başla çalışıyor. Gazetenin ayakta kalması için reklamların ve özellikle Basın İlan Kurumu’nun desteğinin önemli olduğunu vurgulayan Egemen Öğütçü, sosyal medyanın basılı gazeteciliği çok etkilediğinin de farkında. O yüzden dijital gazeteciliği de önemsiyor ve internet sitesine ağırlık veriyor. Çocukluğundan beri matbaa mürekkebi kokusuyla büyümüş 41 yaşındaki Egemen Öğütçü “Dedemden kalan bu mirası elimden geldiği kadarıyla yaşatacağım” diyor.

Egemen Öğütçü
