Ülkesini anlamaya çalışan gençlere iki ‘hap kitap’

Ülkesini anlamaya çalışan gençlere iki ‘hap kitap’

Eşimin okumaya düşkün yeğeni kütüphanemin karşısında dikilmiş bakınıyordu. Elindekini görünce, mutlaka okumalısın, dedim.

ÖMER FARUK

Amerikalı tarihçi Profesör Merry E. Wiesner-Hanks’ın yıllar önce Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan ve bu sıralar dokuzuncu baskısını yapan ‘Erken Modern Dönemde Avrupa’ adlı kitabını... ‘Cambridge Avrupa Tarihi’ dizisinin bir parçası olan ve birçok üniversitede ‘ders kitabı’ olarak okutulan çalışma, dünya tarihini de kökten değiştiren, 1450-1789 parantezinde Avrupa’da yaşananları ‘beş temel tema’ üzerinden ele alıyor: Toplumu oluşturan bireyler, siyaset ve iktidar, kültürel ve entelektüel yaşam, dinde reform ve birleşme, ekonomi ve teknoloji... Avrupa ‘modernleşme’ tarihinin iyi tartılmış bir özeti yani.

Tecrübeli bir ‘ders kitabı yazarı’ olduğu söylenen ve Wisconsin-Milwaukee Üniversitesi’nde çalışan E. Wiesner-Hanks ‘olan bitene’ değil ‘olan bitenin arkasındaki o derin anlama’ odaklanıyor. İlkine göre daha hafif ama kesinlikle daha az kapsamlı olmayan bir diğer kitabı ‘Kısa Dünya Tarihi’ ise (bu kitap da yine aynı Cambridge dizisinin bir parçası ve 2020’de İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı) Paleolitik Çağ’dan günümüze dek gelen dünya tarihini bu kez siyasi tarih anlatısının aksine cinsiyet, aile, maddi kültür gibi yan başlıklarla ‘karşılaştırmalı’ biçimde ele alıyor. Dünya ‘modernleşme’ tarihinin rafine bir özeti bu kez. Her iki kitapta da kral listeleri, savaşlar, yenilgiler, ihtilaller yok. Daha çok insan topluluklarının ve kültürlerin dönüşümü, kentlerin kurulması ve büyümesi, küresel ticaret ağlarının oluşumu ve kültürel değişimler...

Ülkelerini ve dünyayı anlamaya çalışan gençlerin kafalarındaki dağınıklığı toparlayacak, uçuşup duran birçok şeyi yerli yerine oturtacak, sorularını azaltacak ‘hap kitaplar’ bunlar. Sivil veya resmi... Hala bir eksiklik bu Türkçede.

screenshot-5.jpg
Merry E. Wiesner-Hanks

“Kültür, çağını tanıtıp bilinçlendirmiyorsa, laf yığınıdır” diyen Server Tanilli’nin tartışmalar çıkartmış, davalara konu olmuş çok meşhur kitabı ‘Uygarlık Tarihi’ de aynı eleştiriler ve kaygılarla yayınlanmış zamanında: “Türkiye’de ortaöğretimin, özellikle de liselerin, 1950’lerle beraber gelip girdiği ve bugün de süren bir çıkmazı şudur: Tarih, felsefe, sosyoloji, edebiyat ve sanat gibi kültürün temel konularında, gençlere -hemen hemen- hiçbir şey verilmiyor; öğrencilerin kafalarına yalan yanlış, abuk subuk, ipe sapa gelmez birtakım şeyler tıkıştırılıyor.” Fakat sosyalist Tanilli’ye göre “egemen sınıfların bir oyunudur bu” ve “amaç daha liseden başlayarak gençlerin gözlerinin önüne bir duman perdesi çekilerek içinde yaşadıkları çağa ve topluma yabancılaştırmak, ne yapıp edip uyanmalarını engellemektir.” 70’li yılların politik ikliminde yazılmış, hala baskı üstüne baskı yapan, benim lisedeyken okuduğum bu kitabı fazla eksik, yanlı ve ideolojik buluyorum bugün. Üstelik oryantalistçe. Server Tanilli’nin ‘Uygarlık Tarihi’nde İslam yok, İslam medeniyeti yok çünkü. ‘Uygarlık Tarihi’ gibi iddialı bir kitap yazıyorsanız, bırakın uygarlık tarihini, Avrupa tarihinden bile söz ediyorsanız, bir yudum da olsa ‘İslam’dan’ bahsetmeden geçemezsiniz. Geçmemelisiniz!

Türkiye’de milli eğitim sisteminin çöküşünün temelinde, “lise eğitiminin yozlaşmasının bulunduğunu” ısrarla yazıp konuşan birkaç düşünürden birisi de Hilmi Yavuz’du. Çok durmuştur üzerinde. Ona göre üniversite ‘meslek’ öğreniminin, lise ‘kültür’ eğitiminin yeridir. Gençler orada görecekleri ‘hümanite dersleri’ sayesinde dünyaya ‘aydınca bakabilme’ disiplini, ahlaki ve estetik değerler, tutarlı ve objektif bir dünya görüşü edinirler. Ancak iyi bir müfredatla ve iyi hocalarla elbette.

Şimdilerde nasıl ama değiştiğini pek sanmıyorum, bizim zamanımızda tarih derslerinde hangi padişahın hangi tarihte tahta çıktığını, onun döneminde neler yaşandığını, kimi yenip kime yenildiğini ‘ezberler’ geçerdik. Coğrafya derslerinde hatırımda kalansa, Akdeniz’in bitki örtüsünün ‘maki’ olduğu... Ve Ege’de dağlar kıyıya dik... Bilgiye hızlıca ulaşılan bir dönemde ‘malumatfuruş’ yetiştirmeye gerek var mı artık? Daha çok kuşbakışı bakan, ağaçlara değil ormana odaklanan, ‘anlama ve kavrayışa’ yönelik kuşatıcı bir eğitime ihtiyaç var sanki. Böyle olursa belki, PİSA performansındaki ‘makus talihimizi’ değiştirebiliriz sanıyorum.

Merry E. Wiesner-Hanks’in her iki kitabı da hem öğrencilere hem de tarihe meraklı her yaştan okur için ‘genel kültür açığını’ gideriyor bence. Cambridge dizisinin bir benzerinin sivil tarihçilerimizce veya Millî Eğitim Bakanlığı’nca, Türk Üniversiteleri’nce yapılana dek... E tevekkeli değil, “şark oturup beklemenin yeridir.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN