Netflix’in bir pazarlama oyunu mu bu?

Kaçtır aynı taktik. Önce sansür söylentisi yayılıyor. “Kabul etmedi, Türkiye’den çekilecek” tantanalarıyla köpürtülüyor. Ortalık şöyle bir çalkalanıyor...

Netflix sözcüsü o sırada, ağzı var dili yokmuş gibi seyrediyor kenardan.

RTÜK’ten beklenmeyecek şey olmadığı için izleyicileri, kolayca inanıyor nasılsa.

Hatta Netflix hesabından paylaşılmış süsü verilerek sahte veda mesajı bile dolaştırılıyor. Müdahaleye tepki koyarak bu kez cidden gidiyormuş, üzgünmüş, çok duygusallaşmış, helallik istiyormuş havasında.

Sözcü, yine ses vermiyor.

Asılsız paylaşımlara alan açarak destekçilerinin algıları, duyarlılıklarıyla oynatıyor. Yanıltılmalarına göz yumuyor.

Kanırtılacak damarı keşfetti ya...Muğlaklığın arkasına saklanıyor, belirsizlikten yararlanıyor. ‘Gidecek’ korkusu körüklenip kızıştırılırken PR fırsatının tadını bir güzel çıkarıyor.

Kaldırılan tozun yatışmasına yakın da bir açıklamayla rahatlatıyor, bir yere gitmediğini müjdeleyerek.

Sanki zaten gidecek miydi ki!

Ama “Kalmaya karar verdi” dedirterek bir sevindiriyor, bir sevindiriyor...

Yine öyle olmadı mı?

AK Partili Mahir Ünal “Türkiye’den neden gitsin, karşı değiliz ki, arada resmi bir görüşme dahi yaşanmadı” diye yalanladı da...Ancak ondan sonra Netflix sözcüsünden ses duyuldu.

Hiçbir terslik yokmuş, böyle söylentilerin nereden çıktığını anlamıyorlarmış tonunda bir açıklama...

Şu coşkulu dile bakar mısınız:

“Netflix olarak Türkiye’deki Birlikte çalıştığımız birbirinden yetenekli isimlerle gurur duyuyoruz. Şu anda yapım aşamasında olan ve yakında çekimlerine başlanacak projelerimiz için çok heyecanlıyız ve bu hikayeleri dünyanın her köşesindeki üyelerimizle paylaşmayı dört gözle bekliyoruz.”

Madem öyle, sormazlar mı:

Üyelerinizin dezenformasyonla korkutulmasına niye sessiz kaldınız?

Kamuoyu, üstünüzden manipüle edilirken kaç gündür nerelerdeydiniz?

Adınıza yapılan sahte paylaşımları bile yalanlamaya zahmet etmediniz, baştan bilgilendirerek asgari saygıyı göstermediniz, gerçeği anlatmayarak karanlıkta bıraktınız, sorumluluk ve şeffaflık anlayışınızla bağdaşıyor mu, yakıştı mı?

Tavrım açık; izlerim de eleştiririm de, Kültür Bakanlığı ne karışır!

Fakat para desteği istemek için, Kültür Bakanlığına dizi yapımcısının başvurduğu doğru mu?

Değilse, senaryo ve çekim aşamasına müdahale nasıl mümkün oldu? Kaç yapım var böyle?

RTÜK Başkanı Şahin bile “Önden denetim yetkimiz yok, sansür odur” demişti. Eğer denetlediyse, olmayan hak ve yetkiyi, fiilen nasıl kullanabiliyor?

Anlatıyı değiştirir bu bilgi. Bilmeye hakkımız yok mu?

Bu detayları açıklamadan hiçbir şeyi açıklamış olmuyorlar, kusura bakmasınlar.

'KONTROLLÜ GERİLİM’ NUMARALARIYLA NEREYE KADAR!

Bakmayın, Türkiye’de yasaklarla mücadeleyi temsil ediyor görünmesine. Bizdeki baskı ortamı, siyasi çarpıklıklar ve bunalmışlığın ürettiği bir yanılsama.

‘Ticari yaklaşmıyor, önceliği sansürle savaşmak, adeta bir hayır kurumu, özgürlükten taviz vermez, kazancını yakar yine de burnundan kıl aldırmaz’ zannedilmeyi sevdi buradaki yönetimi.

Ama dünyadaki tutumu farklı. Doğru bilinmek istiyor, tavizlerini gizlemiyor da.

Netflix, Almanya’dan Singapur ve Arabistan’a kadar, dünyada sansür taleplerine uyum gösteriyor.

Son 5 yılda devletlerin ricasıyla, ‘sakıncalı’ bulunan hangi içerikleri kaldırdığını saklamadı. Yasaklı listesini düzenli güncelleme sözü de var.

Bu yıl açıkladıkları sansür listesinde, Almanya’dan bile var ama Türkiye’den bir içerik yoktu.

Aynı dürüstlüğü istemek çok mu, Türkiye izleyicisinden niye esirgeniyor?

RTÜK’ün İnternet yönetmeliği üzerine koparılan gürültüyü hatırlayın.

İlgili AB direktifi doğrultusunda, Mart 2018’de Meclis’ten kanunu geçmişti. Eylül 2018’de yönetmelik RTÜK sayfasında duyurulmuş, Ağustos 2019’da da belirlenen takvim gereği yürürlüğe girmişti.

Hiç alakası yokken benim öncesine denk gelen bir yazıma bağlandı düzenleme. Netflix o zaman da susmuştu.

Sonra RTÜK, işbirliğinden dolayı teşekkür edince anlaşıldı ki...Aslında Netflix’le yakın çalışarak, katkısıyla hazırlanmış. Ona karşı değil. Onayı varmış.

O teşekkür olmasa Netflix’in payını hiç bilmeyecektik, oralı olmamaya devam edecekti.

Çok iyi yapımları var, beğenerek izliyoruz, talep ve şikayetimiz olursa RTÜK’e değil Netflix’e bildiriyoruz, müdahaleye karşı savunuyoruz, yerli yapımlara yer vermesini destekliyoruz, ne ala da...Tanıtımını bu kadar ucuzlatmak, biraz ayıp kaçmıyor mu yahu!

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum