Dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen bel fıtığıyla ilgili tıp dünyasını heyecanlandıran bir açıklama geldi. ABD'nin en prestijli üniversitelerinden birinde görev yapan Türk profesör ünün anlattıkları, bel fıtığına dair bilinen tüm ezberleri bozacak nitelikte...
Milyonlarca insanın hayat kalitesini düşüren bel fıtığıyla ilgili umut veren bir açıklama, Yale Üniversitesi Radyoloji Profesörü Dr. Mehmet Emin Adin'den geldi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tıp dünyasında ve hastalar arasında büyük yankı uyandıran Prof. Dr. Adin, bazı bel fıtıklarının ameliyatsız, hatta kendiliğinden tamamen düzelebildiğini kanıtlarıyla ortaya koydu. "Amacımız görüntüyü değil, hastayı tedavi etmek" diyen Adin, her vakanın farklı olduğunu ancak konservatif yaklaşımların çoğu zaman başarılı sonuçlar verdiğini vurguladı.
12 YILDA KAYBOLAN FITIK: MR GÖRÜNTÜLERİ ŞAŞIRTTI!
Prof. Dr. Adin, paylaşımında 50 yaşındaki bir hastasının 12 yıl arayla çekilmiş iki MR görüntüsünü yan yana koyarak adeta mucizevi bir değişimi gözler önüne serdi. İlk MR'da L4-L5 seviyesinde sağ sinir kanalına ciddi bası yapan büyük bir disk fıtığı görülürken, 12 yıl sonra çekilen yeni MR'da bu fıtığın tamamen kaybolduğu (rezorbe olduğu) net bir şekilde izlendi. Bu durum, "Evet, disk hernisi konservatif yaklaşımla tamamen düzelebilir," sözleriyle desteklendi.
PEKİ, BU İYİLEŞME NASIL MÜMKÜN OLUYOR? VÜCUDUN İLGİNÇ SAVUNMA MEKANİZMASI!
Prof. Dr. Adin, bu "kendi kendine iyileşme" sürecinin bilimsel arka planını da basit bir dille açıkladı. Disklerin, etrafı sağlam bir fibroz kapsülle çevrili, jöle kıvamında bir materyalden oluştuğunu belirten Adin, kapsül yırtıldığında bu jölemsi materyalin dışarı sızdığını ifade etti. İşte tam bu noktada vücudun inanılmaz bir mekanizması devreye giriyor:
- Sıvı Kaybı: Zamanla dışarı sızan disk materyalinin suyu çekiliyor ve küçülüyor.
- Bağışıklık Hücreleri Devrede: Daha da ilginci, bağışıklık sistemi hücreleri bu küçülen disk parçasını adeta "yiyor".
Peki, bağışıklık sistemi neden kendi dokusuna saldırıyor? Prof. Dr. Adin, yaygın teoriyi şöyle açıklıyor: "Kapsülün içindeki disk materyali, normalde immün sistem ile 'tanışmadığı için' (bir nevi izole olduğu için), dışarı sızdığında sistem bunu yabancı bir madde zannediyor ve ona saldırıyor." Bu durumu erkeklerdeki testislere benzeten Adin, travma sonucu testis kapsülü yırtılan bazı hastalarda vücudun kendi sperm hücrelerine saldırarak kısırlığa yol açabildiğini belirtti.
KONSERVATİF TEDAVİ NEDİR? HER ZAMAN AMELİYAT GEREKLİ Mİ?
Her hastada bu "picture perfect" (kusursuz) düzelmenin olmayacağını, ancak ameliyatın da her zaman ilk seçenek olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Adin, konservatif tedavinin önemine dikkat çekti. Bu tedavi; yaşam tarzı değişiklikleri, kilo verme, düzenli egzersiz, ağrı kesiciler ve bazen de hekim kontrolünde yapılan enjeksiyonları kapsıyor. "Çoğu zaman ilk adım bu!" diyen Adin, çok şiddetli ağrısı olup ameliyat endikasyonu olmayan hastalara Nöroradyoloji'de görüntüleme eşliğinde bazı girişimsel işlemler yapabildiklerini, ancak çoğu hastanın buna bile gerek duymadan iyileştiğini belirtti.
GÖRÜNTÜYE DEĞİL, HASTAYA ODAKLANIN!
MR görüntülerinin her zaman hastanın klinik durumuyla birebir örtüşmeyebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Adin, "Bazı hastalarda görüntü çok kötü olur ama klinik iyi olur. Bazen de görüntü çok kötü olmaz ama klinikte çok şiddetli ağrısı olur. Görüntüye odaklanmayın." uyarısında bulundu. Yakın zamanda işlem yaptığı bir hastanın bel fıtığının MR'da neredeyse görülemeyecek kadar küçük olmasına rağmen, hastanın 10 üzerinden 10 şiddetinde ağrısı olduğunu ve müdahale etmek zorunda kaldıklarını örnek verdi.
HER HASTA ÖZELDİR!
Prof. Dr. Mehmet Emin Adin, her hastanın durumunun farklı olduğunu ve tedavi yaklaşımının da kişiye özel olması gerektiğini belirterek sözlerini noktaladı: "Tek bir doğru tedavi yok; her hasta için en uygun yol farklıdır." Bu açıklamalar, bel fıtığıyla mücadele eden birçok kişi için yeni bir umut ışığı oldu ve tedavi süreçlerinde sadece görüntülemeye değil, klinik bulgulara ve konservatif yöntemlere de önem verilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
