Hava sıcaklıklarının ardı ardına rekorlar kırdığı bu günlerde, çarşamba günü İstanbul'da 43 dereceyle son 23 yılın en sıcak günü yaşandı, İzmir ise son 85 yılın en sıcak gününü gördü. Bu yoğun sıcaklık dalgasıyla birlikte, yaz gribi de yeniden ortaya çıktı.
Art arda yaşanan aşırı sıcaklar, toplu yaşam alanlarında artan klima kullanımı, soğuk su tüketimi ve havuzların daha fazla kullanılması gibi etkenler, yaz gribi vakalarında önemli bir artışa neden oluyor. Klimalı ortamda çalışanlar da yaz gribi semptomlarıyla başa çıkmakta zorlanıyorlar. Yüksek ateş, titreme, öksürük, nefes darlığı, burun akıntısı, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, baş dönmesi, boğazda kuruluk ve kas ağrısı en sık karşılaşılan yaz gribi belirtileri olarak ortaya çıkıyor.
YAZ GRİBİNİN BELİRTİLERİ NELER?
Hürriyet'ten Fulya Soybaş'ın derlediği haberde yaz gribi, halk arasında yaygın olarak bilinse de, asıl adı lejyoner veya klima hastalığı olarak biliniyor. Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi'nden Kulak Burun Boğaz uzmanı Opr. Dr. Erkan Aktan, aşırı sıcaklara bağlı olarak artan klima kullanımının, hastalığın yayılmasında önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Klimaların doğru kullanılmadığı ve düzenli bakımının yapılmadığı durumlarda bakteri (lejyonella) üretiminin arttığını ifade ediyor. Temizlenmeyen klimalardan solunum yoluyla bulaşan bu bakteri, özellikle yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar için tehlikeli olabilir.
Yaz gribi belirtileri, klasik gripten farklılık gösteriyor ve burun akıntısı yerine halsizlik, kas ağrısı, ateş ve öksürük gibi semptomlarla ortaya çıkıyor. Kronik hastalığı olanlar, sigara içenler ve akciğer fonksiyonları düşük olanlar, yaz gribine yakalanma riski daha yüksektir ve iyileşmeleri daha uzun sürebilir. Tedaviye erken başlanmaz ve ihmal edilirse sonu zatürreye kadar gidebilecek ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir.
KLİMA KULLANMAK YERİNE...
Yoğun sıcaklar yüzünden ev ve işyerlerinde çaresiz bir şekilde sıcaktan bunalıyoruz. Klimayı düşük sıcaklıkta çalıştırarak hızla soğuyalım diye karşısına geçip uzun süre duruyoruz. Ancak bu tür davranışların ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini, hatta bir arkadaşının bu yüzden kalp krizi geçirdiğini öğrendik. Bu nedenle, Dr. Aktan'a danışarak bu tür hareketlerin travmatik etkilere neden olabileceğini öğrenmeye çalıştık. Kendisi buna şöyle yanıt verdi: "Bu tür aşırı soğuma yöntemlerini kesinlikle onaylamıyorum. Bu davranış, kişiyi sadece hasta etmekle kalmaz, hatta ölüme bile yol açabilir. Ayrıca sana not olarak belirtmek isterim ki vantilatör, klimadan çok daha güvenli bir seçenektir." Ancak eğer klima kullanılacaksa şu önlemlere dikkat etmemiz gerektiğini de söyledi:
Klimaları odada soğuk hava çıkış yönü odanın tavanına veya arabada pencereye dönük olacak şekilde kullanmak en doğrusudur ve bu pozisyon sabit kalmalıdır.
Uyurken klima açık bir şekilde uyumamaya özen göstermek gerekmektedir. Klima ile önceden soğutulan bir odada uyumak mümkün olabilir, ancak uyurken klimanın direkt olarak üzerimize yönlendirilmiş olması sağlık açısından zararlıdır. Eğer sıcak dayanılmaz hale gelirse ve zorunlu olarak klimayı açmak gerekiyorsa zamanlayıcı kurmak faydalı olabilir. Böylece klima belirli aralıklarla çalışıp dinlenir ve ani sıcaklık değişimlerinin önüne geçilmiş olur.
