Yılda 60 binden fazla insanın hayatını kaybettiği Kuduz hastalığıyla ilgili olarak Öğr. Gör. Hacer Öztürk Akın, önemli açıklamalarda bulundu. Akın, yaptığı açıklamada, Kuduz hastalığının özellikle Asya ve Avrupa kıtalarında büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
İstanbul Atlas Üniversitesi Öğr. Gör. Hacer Öztürk Akın, 28 Eylül Dünya Kuduz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, halk arasında büyük endişeye neden olan Kuduz hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi. Kuduz virüsünün merkezi sinir sistemini etkileyen ölümcül bir hastalığa yol açtığını belirten Akın, her yıl binlerce kişinin Kuduz hastalığından hayatını kaybettiğini ifade etti.
KUDUZ NASIL BULAŞIR? ORGAN NAKLİ RİSKİ
Öğr. Gör. Hacer Öztürk Akın, Kuduz virüsünün hayvandan insana bulaşma şekillerini açıkladı. Virüsün, ısırık, tırmalama, deri veya mukozanın yalanması, salya teması gibi yollarla geçtiğini belirten Akın, ayrıca yarasaların bulunduğu mağaralardan ve virüs taşıyan sinir dokusuyla çalışılan laboratuvarlardan da bulaşabileceğini söyledi. İneğin çiğ sütünün içilmesi veya enfekte bir hayvanın iyi pişmemiş etinin yenmesi gibi durumların da hastalığın insana bulaşmasına neden olabileceğini vurguladı.
Ayrıca, organ nakli yoluyla da Kuduz virüsünün bulaşabildiğini belirten Akın, 2004 yılında yapılan bir karaciğer nakli ve iki böbrek nakli sonrasında üç kişide beyin iltihabına sebep olan Kuduz virüsünün tespit edildiğini söyledi.
KUDUZ HASTALIĞININ SEYRİ VE ÖLÜM RİSKİ
Hacer Öztürk Akın, Kuduz virüsünün yavaş ilerleyen bir virüs olduğunu belirtti. Virüsün kuluçka döneminde kas liflerinde çoğaldığını ve ardından duyusal sinirler ve motor sinirler aracılığıyla merkezi sinir sistemine ulaştığını açıkladı. İnsanda kuluçka süresinin 1 ila 3 ay arasında değiştiğini ifade eden Akın, bazen bu sürenin daha kısa veya daha uzun olabileceğini belirtti.
Hastalığın klinik döneminde ise yara yerinde karıncalanma, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve ateş gibi semptomlar ortaya çıktığını dile getirdi. Akut nörolojik dönemde ise sinirlilik, endişe, halüsinasyonlar, tuhaf davranışlar gibi sinir sistemi bozuklukları gözlendiğini ifade etti. Hastalığın ilerleyen aşamalarında ise yutma hareketinde ağrılı spazmlar, havale veya koma gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilmektedir.
KUDUZUN ÖLÜMCÜL ETKİLERİ VE KÜRESEL DURUM
Akın, 2016 yılına ait bilimsel verilere göre dünya genelinde yaklaşık 15 milyon kişinin Kuduz aşısı olduğunu ancak her yıl 60.000'den fazla kişinin Kuduz hastalığından hayatını kaybettiğini belirtti. Bu ölümlerin büyük bir kısmının Asya ve Afrika kıtalarında gerçekleştiğini ifade eden Akın, Türkiye'de de Kuduz vakalarının görüldüğünü ve hastalığın hala ciddi bir tehdit olduğunu vurguladı. Özellikle Bitlis, Şanlıurfa Siverek ve Şanlıurfa Akçakale ilçesinde yaşanan ölüm vakalarının hastalığın önemini gösterdiğini belirtti.
"KUDUZ HASTALIĞI YÜZDE YÜZ ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIKTIR"
Kuduz hastalığı için belirli önlemler almanın hastalığın önlenmesinde etkili olduğunu belirten Akın açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı:
“Dünya genelinde insanlarda kuduza neden olan kaynak hayvanların oranlarına baktığımızda; köpek yüzde 91, kedi yüzde 2, diğer evcil hayvanlar yüzde 3, yarasa yüzde 2, diğer vahşi hayvanlar ise yüzde 1 olarak belirtilmiştir. Kuduz hastalığı belirli önlem alındığı taktirde yüzde yüz önlenebilir bir hastalıktır. Bundan dolayı şüpheli bir ısırılma veya tırmalanma sonrasında yara hemen bol su ve sabunla 15 dakika iyice yıkanmalıdır. Yara bölgesi yıkandıktan sonra tentürdiyot gibi iyot içeren bir solüsyonla veya antiviral bir ilaç ile temizlenmeli ve dikiş, bandaj gibi işlemlerle kesinlikle kapatılmamalıdır.
Hızla bir sağlık kuruluşuna başvurup hemen aşılanmalı ve hekimin planladığı kuduz aşısı takvimine uyulmalıdır. Eğer mümkünse ısıran hayvanın kontrol altında tutulması ve 10 gün süreyle kapalı olarak gözetim altında bulundurulması; hastalığın veteriner hekimler tarafından teşhis edilmesi ve yayılmasının önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.”