Ekonomik krizlerle boğuşan Türkiye, bir yandan da futbol transfer rekorları ile adından söz ettiriyor.
Özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray'ın son dönemdeki yüksek profilli ve maliyetli transferleri, kamuoyunda hem şaşkınlık hem de tartışma yaratıyor.
Bu durum, kulüplerin biriken devasa borçlarına ve ülkenin zorlu ekonomik koşullarına rağmen milyonlarca euro harcamasının nasıl mümkün olduğu sorusunu akıllara getiriyor.
Toplumun bir kesimi bu durumu coşkuyla karşılarken, bazı sağduyulu futbolseverler ve uzmanlar ise bu tablonun ardındaki büyük çelişkiye dikkat çekiyor.
7 yıllık başarısızlık: Ali Koç hesap veriyor! Peki Saadettin Saran, neler vadediyor?
EKONOMİK VE SİYASİ SORUNLARI ÖRTÜYOR
Deutsche Welle Türkçe'de yer alan habere göre, sosyologlar ve spor yorumcuları, Türkiye futbolundaki bu devasa harcamaların rastlantısal olmadığı görüşünde birleşiyor.
Uzmanlar, futbolun iktidar için bir 'ideolojik uyutma mekanizması' ve 'cambaza bak' aracı işlevi gördüğünü belirtiyor.
Spor sosyolojisi alanında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Ahmet Talimciler, futbolun, halkın asıl konuşması gereken konuları, yani ekonomik ve siyasi sorunları 'örten bir şal' görevi gördüğünü ifade ediyor.
Bu durumun, iktidarın işine geldiğini ve bu yöntemin giderek daha sık kullanıldığını vurguluyor.
Gazeteci Bilgin Gökberk de benzer şekilde, kritik siyasi gelişmelerin yaşandığı günlerde flaş transfer haberlerinin gündeme gelmesinin bir tesadüf olmadığına inanıyor.
TFF DURUMDAN RAHATSIZ DEĞİL
Kulüpleri yüksek borçlara sürükleyen yöneticilere hapis cezası öngören Spor Kanunu'nun etkili bir şekilde uygulanmaması ve Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) belirlediği harcama limitlerinin aşılmasına rağmen kulüplere herhangi bir yaptırımın getirilmemesi de bu tezi güçlendiriyor.
Bu durum, hem iktidarın hem de TFF'nin mevcut transfer çılgınlığından rahatsız olmadığını gösteriyor.
Spor yazarı Onur Özgen, bu duruma göz yumulmasını, ekonomik bunalımda halkın dikkatini dağıtma ve öfkesini soğutma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriyor.
Onur Özgen, bu durumu, Antik Roma'daki 'ekmek ve sirk' (panem et circenses) politikasının modern bir versiyonu olarak tanımlıyor.
UEFA'dan yedek kulübesine nefes aldıracak kural değişikliği!
DÜŞMANLIK HİSLERİNİ DERİNLEŞTİRDİ
Prof. Dr. Ahmet Talimciler'e göre, bu yıldız futbolcu transferleri, aynı zamanda iktidar için bir 'güçlü ülke' algısı yaratma amacına da hizmet ediyor.
Dünya çapında tanınan oyuncuların Türkiye'ye getirilmesi, 'ekonomik olarak her şey yolunda' mesajını veriyor ve ekonomik sıkıntılara rağmen 'mekanlar neden dolu' argümanına benzer bir işlev görüyor.
Öte yandan, bu transfer rekabeti, özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray arasında yeni bir kutuplaşma alanı yaratıyor.
Sosyologlar, bu rekabetin, toplumdaki siyasi kutuplaşmaya paralel olarak taraftarlar arasında düşmanlık hislerini derinleştirdiğini ve bunun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.
MEDYA VE FUTBOLUN KISIR DÖNGÜSÜ
Gazeteci Bilgin Gökberk, medyanın da bu süreçteki rolüne dikkat çekiyor.
Televizyon kanallarına daha fazla futbol programı yapılması yönünde telkinlerde bulunulduğunu iddia eden Bilgin Gökberk, en muhalif kanalların bile futbolun siyasallaşması gibi konuları es geçerek, polemik ve transfer haberlerine odaklandığını söylüyor.
Bu durum, toplumun siyasi ve ekonomik gerçeklerden uzaklaşarak, sürekli bir futbol gündemi içinde kalmasına neden oluyor
Bu kısır döngü, Türkiye'nin 'gece gündüz futbol konuşurken batan ilk ülke' olma riskini taşıdığı uyarısını da beraberinde getiriyor.
ABD'de yapılan akademik çalışmalar da bu tezi destekliyor ve spor takımlarının başarısının, halkın iktidardan duyduğu memnuniyeti artırdığını ortaya koyuyor.
Maçlar büyüyle kazanılıyormuş! Futbol federasyonundan 'büyücülük' operasyonu
