Ne olacak bu Milli Takımın hali?

UEFA’nın yeni organizasyonu Uluslar Ligi’ne puan açısından Avrupa’nın en iyi ikinci kategori takımların oluşturduğu B Ligi’nde başlayan Türkiye, 2. Grup’ta umduğunu bulamadı. Rusya ve İsveç ile birlikte yer aldığı gruba Trabzon’daki Rusya yenilgisi ile başlayan Mircea Lucescu önderliğindeki millilerimiz, ardından İsveç deplasmanında 2-0’dan tarihi bir geri dönüşe imza atarak 3-2 kazanmayı başardı. Bu galibiyetle kara bulutlar dağılır gibi görünse de Rusya’da alınan 2-0’lık mağlubiyetle gruptaki geleceğimiz İsveç ile Konya’da oynanan maça kalmıştı. Lucescu’nun ‘yeni jenerasyon’ milli takımının İsveç önünde alacağı sonuç büyük önem taşıyordu. Galibiyet B Ligi’nde devam, yenilgi ise C Ligi’ne iniş anlamına geliyordu. Beraberlik durumunda ise B Ligi’nde tutunabilmek için yarın oynanacak İsveç-Rusya karşılaşmasında ev sahibinin kazanamamasını bekleyecektik. Ne var ki Konya’da penaltıdan gelen tek gol Türkiye için en karanlık senaryoyu ortaya çıkardı. İsveç bu galibiyetle ikinci sırayı garantilediği gibi liderlik umudunu da son maça taşırken, Milli Takımımızın 2. Grup’u son sırada bitirmesi ve C Ligi’ne inmesi de kesinlik kazandı. 

Büyük moralsizliğe neden olan mağlubiyetin ardından her zaman olduğu gibi bir çok kişi faturayı teknik direktöre, Mircea Lucescu’ya kesti. Tecrübeli teknik adamın görev süresi boyunca ortaya koyduğu performansla EURO 2020 elemelerine yönelik güven vermediği ve artık yolların ayrılması gerektiğini dile getiren insanların iyice arttı. Türkiye’ye gençleştirilmiş, EURO 2020 ve sonrasında iş yapabilecek yeni bir milli takım kazandırma hedefiyle yola çıkan Rumen teknik adamın büyük bir yanlışı olmadığını öne sürenler de yok değil ancak sayıları diğer gruba göre daha az. 

Karar spor servisi olarak biz de hem Milli Takımımızın geleceğine yönelik beklentileri hem de Lucescu’nun durumunu masaya yatırdık. Her iki konuda da görüşlerine başvurduğumuz Türk futbolunun duayen ismi Güvenç Kurtar, altyapıdan itibaren kendini gösteren eğitim yanlışlarının Milli Takıma da sirayet ettiğini ve Lucescu’nun sorumluluğunun abartıldığını ifade etti. Oyunculara kulüplerinde, hatta altyapıda verilmesi gerekenlerin milli takım hocasından beklenmemesi gerektiğini dile getiren Kurtar, bu eğitimlerin de yarışmacı ve eğitimci özelliği olan antrenörler tarafından verilmesi gerektiğini savundu. Kurtar, bazı oyuncuların duran top organizasyonlarında nerede duracağını bile bilmediğini vurguladı. 

Geçmişte Lucescu ile yola devam edilmesi gerektiğini savunan spor yazarı Altan Tanrıkulu, Rumen hocanın İsveç önünde kariyerine yakışmayacak hatalar yaptığını ve EURO 2020’ye yerli bir hoca ile hazırlanılmasının faydalı olacağını dile getirdi. Spor yazarı Bülent Tuncay’a göre ise sorunun hocada değil, sistemde olduğunu ifade etti. Türkiye’de yabancı oyuncu serbestliğine değinen Tuncay, oyuncu havuzunun gerektiği gibi kullanılamadığını öne sürdü…. 

GÖRÜŞLER 

TEMEL PRENSİPLERİ BİLMİYORLAR

Herkes hocaya yükleniyor ama kötü gidişin Lucescu ile bir ilgisi yok. Bu milli takımı Mourinho’ya, Guardiola’ya da emanet etseniz bir şey değişmeyecek. Lucescu yapılacak her şeyi yaptı. Bir oyuncu dışında tercihleri doğruydu. Futbolcuların eğitiminden kulüp hocaları sorumlu, milli takım antrenörleri değil. 3-5 günde, 1 haftada oyuncuya kondisyon da kazandırılmaz bir şey de öğretilmez. Aldıkları eğitim neyse milli takımda onu sergiliyorlar. Daha futbolun temel prensiplerini bilmeyen futbolcular var. Savunmada da gole gidişte de aksaklık var… Oyuncularımızın çoğu Avrupa’da oynuyor ama İsveç’te de durum farklı değil. Tek taraflı bakmamak lazım. Bir tek Cengiz ile takım yürümez. Orta alan topu ileri taşıyamıyor. İki yönlü oynayan bir 6 numaramız yok. Santrfora destek yok. Bu şablonla başarılı olmak mümkün değil. Duran top kullanırken nerede duracağını bilmeyen oyuncular var. Bu açıklar ancak hem yarışmacı hem de eğitimci antrenörler ile kapatılabilir. Ama bunun yeri de milli takım değil.  GÜVENÇ KURTAR(Teknik Direktör) 

ARTIK YERLİ HOCA ŞART OLDU

İsveç’te Emre Akbaba’nın performansıyla kazandığımız ilk maçın ardından herkes bu takımı olağanüstü olarak nitelendirmişti. Şimdi ise yerden yere vuruluyor. Dengemiz yok. Ne o zaman çok iyiydik ne de Konya’da oynanan karşılaşmada çok kötüydük. Yediğimiz tek gol de penaltıdan geldi. Yalnız Lucescu’nun kariyerine yakışmayacak hatalar yaptığını söylemem gerek. Burak, kadroya alınmalıydı. Maça da Oğuzhan ile başlanmalıydı. Sürekli kulübünde oynamayan oyunculardan söz ediyor ama bu takımı kuran da Lucescu. Ben de kısa süre öncesine kadar Lucesucu ile yola devam edilmesi taraftarıydım. Ama artık EURO 2020 grup elemelerine yerli bir teknik adamla başlanması gerektiğini düşünüyorum. Lucescu’nun sıraladığı bahanelere de şu karşılık verilebilir: Maçı sahamızda oyandık. Rakip de İtalya, Hollanda, Almanya değil, İsveç’ti. Genç bir takımız. Yerli bir çalıştırıcı ile EURO 2020’deki yerimizi almamamız için hiçbir neden yok. Takımın geleceği için daha fazla vakit kaybetmeden gereken yapılsın yeter. ALTAN TANRIKULU(Spor Yazarı) 

SORUN HOCA DEĞİL SİSTEM

Türk Milli Takımı, EURO 2008’den bu yana yerinde sayıyordu. Bir tek EURO 2016’ya katılabilmişti. Şimdi ise geriye gitmeye başladı. Ama bu geriye gidiş kaçınılmazdı. 2016’da prim krizinde ahlaki olarak dibi gören kadronun yenilenmesi gerekiyordu. Ve şu an bu sürecin sancılarını yaşıyor. Küme düşmenin faturası hocaya kesilmiş görünüyor. Bir zamanların kurtarıcısı Lucescu ayak bağına dönüşmüş vaziyette. Hataları da var. Ama asıl mesele Türk futbolunun sistemsizliği. Yabancı sayısının bir anda 14’e çıkarılması kulüplere belli bir rahatlık sağladı ama serbest rekabete hazır olmayan Türk futbolcusuna ağır bir darbe oldu. Bugün Milli Takımı Süper Lig’den oluşturmayı düşünmek hayal oldu. İsveç maçına çıkan 11’in sadece 2’si Süper Lig’dendi. Yani Lucescu’nun seçim havuzu küçük. Yerli bir teknik adam da gelse durum değişmeyecektir. Türkiye’de altyapılar güçlenmedikçe de tablo değişmeyecektir. Milli takımlarda başarı ancak yakalanan iyi jenerasyonlarla gelir. O jenerasyon da ufukta görünmüyor… BÜLENT TUNCAY(Spor Yazarı)