Partisine göre adalet ve kalkınma
Adalet ve Kalkınma Partisinin Adalet’inden şikayet edenler bile bir ara Kalkınması’ndan memnundu ya da bir şey diyemiyordu.
Şimdi ikisinden de çokça şikayet var.
Adamına göre keyfi adalet uygulamaları ayyuka çıktı, her gün yeni örnekleri yaşanıyor.
Kanun önünde eşitlik, belki de hiç bu kadar bozulmadı.
Son örneği alalım...
Bir sokak röportajında Instagram’ın kapatılmasını yeren Dilruba K., suçlu bulunsa dahi yatarı olmayan suçlamalarla tutuklandı. Güya tutuksuz yargılama esasken.
Dilini onaylamayabilirsiniz ama ceza gerektirdiği o kadar su götürür ki... Tutuklanmasını, Erdoğan sevdalılsı AK Partililer arasında da savunamayan, bırakılmasını isteyenler çıktı. Mücahit Birinci meselâ.
Yine de Dilruba K., Cumhurbaşkanı’na hakaretle halkı kin ve düşmanlığa tahrikten içeride, peşin cezalandırılıyor.
Oysa viral olan başka bir sokak röportajında, takkeli ve sakallı bir vatandaş, muhalefete demediğini bırakmıyordu. “Bunlar Yahudi, Ermeni, Yunan tohumu, kâfir, kızılbaş; kafalarını keseceğiz, biz cihatçıyız, hizbullahız” gibilerinden böğürüyordu.
Siyasi görüşüne, kökenine ve inancına göre ayrımcılığın, nefret söyleminin dik âlasıydı. Sinkaflı küfürlerin, terör ve şiddet propagandasının daniskası...
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu neyi tanımlıyorsa hepsini içeriyordu. Alenen.
Ne tutuklanması, ne tutuklu yargılanması! İfadesi alınıp geri sokağa salındı.
Vatandaşların kanun önünde eşitliğinden bahsedebilir misiniz şu halde? Hak getire.
Adaleti böyle. Kalkınmasına gelince...
Halkı değil bir avuç eliti kalkındırdığını, fakiri daha fakir yaparken zengini daha da zengin ettiğini hızlı Erdoğancılar bile artık söylüyor.
Metin Külünk, halktan alıp zengine veren bu düzeni baştan ayağa değiştirmeye çağırmıyor muydu!
Cumhurbaşkanlığı, yerel seçime giderken İstanbul’daki AK Partili ilçe belediyelerine 45’er milyon lira bağışlamış.
İlk İmamoğlu açıklamıştı, belgesi ise dün Karar'ın manşetindeydi.
İnanılır gibi değil. Fakat gerçek ve üstünde 'bağış' yazıyor.
İmamoğlu, annelere çocuklarıyla birlikte İstanbul’da ücretsiz toplu taşıma vaat ettiğinde Cumhurbaşkanı nasıl çıkışmıştı: “Kimin parasını kime veriyorsun!...”
4 yaşa kadar çocuklu annelerin hepsi içindi. Partisine veya kime oy verdiğine bakılmayacaktı.
Ona bu tepkiyi gösteren Erdoğan, 45’er milyonu şayet İmamoğlu CHP’li belediyelere bağışlasa ne derdi, düşünün.
Milletin parasını, seçim kazanmak için partizanca dağıtan İmamoğlu olsa İstanbul çoktan ona dar edilmişti. Gök kubbeyi başına yıkarlardı alimallah.
Partisine göre adalet, partisine göre kalkınmayla, keyfi yönetimle geldiğimiz yer ortada. Ne bekliyorduk ki başka?