Ve destanın parodisi de yazılıyor

İktidar, parayı körü körüne pul eden para politikasını dini hükümle, nasla açıkladı. Size de İsmet Özel’in dizelerini çağrıştırmıyor mu?

“Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi/taşınacak suyu göster, kırılacak odunu” dizelerinin ‘adeta’ parodisi yazılıyor.

“Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi, düşürülecek faizi göster, değersizleştirilecek parayı, batırılacak ekonomiyi” der gibi değil mi?

Katastrofik sonuçları, ancak kocakarı imanıyla sineye çektirilebilirdi.

“Allah’ın dediğine mi bakacağız, ekonomistlerin dediğine mi” demeye getirilmiş oluyor.

Ne yani, dolar karşısında liramız ucuzlayacak, yabancılar mallarımızı kelepire kapatacak, TL ile kazananların alım gücü düşecek, halk yoksullaşacak diye Allah’ın dediği yapılmasın mı?

Kızıp söylenenler; “Bana ne söylüyorsunuz, ben sadece emir kuluyum, denileni yaptım” tavrıyla Cenab-ı Allah’a havale ediliyor.

Fakat gerekçe dinin faiz yasağıysa, piyasayı canlandırmak için vatandaşı düşük faizle kredi kullanmaya teşvik ederken niye yasak değil?

Geçen sene Diyanet, TOKİ projeleri için kamu bankalarından faizli krediye fetva verirken niye haram olmuyordu?

Ya da TL mevduatına enflasyon nispetinde faiz vermeye gelince haram, Merkez Bankası bu yüzden paramızın değerini koruyamayıp düşürüyor da...Hazine, enflasyonun üstünde yüksek faizle borçlanırken, bütçeden faiz ödemelerine ayrılan pay her sene 50 milyar TL artarken, faiz gideri yıllık 50 milyar liralardan bugün 200 milyar liralara çıkarken aynı hüküm niye devreye girmiyor?

Faiz hangi hallerde helal, hangisinde haram? Nas yorumu ve hassasiyeti, iktidarın siyasi ihtiyaçlarına göre mi değişiyor?

Öyledir, destan yazımı ne zaman abartılsa peşinden muhakkak parodisi de gelir.

İngiltere’nin I.Elizabeth dönemi, parodi edebiyatını zirveye taşıyan başyapıtlara ilham vermiştir.

Önce Edmund Spenser’ın Peri Kraliçesi, John Milton’ın Kayıp Cenneti’yle büyüklenme şiirinin zirvelerine çıkılır.

İngiltere, milli gurur ve özgüven patlaması yaşıyordur. Görkem ve ihtişam coşkusu, edebiyatta da kendini gösterir.

Büyüklük duygusu gözlerini kamaştırır, başlarını döndürür. Kendine hayranlığın destanını yazarlar.

En ağdalı örneklerini verirler. Homeros’un İlyada’sıyla yarışma iddiasındaki destanlardır bunlar.

Ama ardından sökün edecek gülünç taklitlerinin de habercisidir bu şaheserler.

Samuel Butler, Hudibras’la kahramanlık destanlarının gülünç türünde çığır açar. Maceraperest şövalye Sir Hudibras’ı, Spenser’ın Peri Kraliçesi’nden alıp karikatürleştirir. Güç ve şöhret budalası, kibir sersemi, sahte kahramanlığın yergisidir.

Yine Jonathan Swift, Gulliver’i serüvenlere salarken yolunu ilkin Lilliput diyarına düşürür. Kendini dev aynasında gören cücelerin ülkesine. Boyundan büyük ihtiras, açgözlülük, acımasızlık, kendini beğenmişlik, riyakarlık ve dalkavukluk taşlamalarını şiirlerine de taşır. Epic şiirin kitabını tersinden yazar.

Hamaset edebiyatı, aşırı kullanılıp dozu kaçınca ciddiden komiğe döner, farta furtası sırıtır, yalama olmaktan kurtulamaz.

Koca Ragıp Paşa’nın “Şecaat arz ederken merd-i Kıbti, sirkatin söyler” dizesi de başka bir böbürlenme absürtlüğünü yansıtır.

Hırsızlığı yiğitlik gibi anlattığınızda, yiğitlik taslamayı hicvetmiş, terse çevirmiş olursunuz. Ciddi görünümlü bu komik şiire de hezel, kılık değiştirmiş manasına travesti denir.

Kahramanın şöyle yiğitçe çaldığı, böyle aslanlar gibi çırptığı; abartılı bir övgü diliyle destana döküldüğünde, alın size kahramanlık destanının hezeli, güldüren taklidi.

Cervantes’in, kafayı şövalye kitaplarıyla bozan, soylulara özentisinden deliren Don Kişot üzerinden şövalye edebiyatını alaya alması da bu türdendir. O hamasetin mizahi müsveddesi, parodisidir.

Bu türün haber diliyle yazılmış versiyonları şimdi revaçta.

Öyleyse şarkı yerine bir parodi haber önerisiyle bitirelim.

En ciddi spiker seslendirmesiyle, Şansölye Merkel’in ağzından Avrupa ve Amerika’nın açlıktan kırıldığını, Türkiye’den gelen insani yardımları beklediğini hiç cıvıtmadan anlatan şu matrak klip var ya...Hani, Macron’un çöpten toplayıp yediklerinden zehirlendiğini, kendisinin de üç gündür ağzına bir lokma koyamamaktan kaldırım kenarında baygın düştüğünü naklettikten sonra kurtarıcısı Türkiye’ye basın toplantısında teşekkür ediyor, o işte.

YORUMLAR (125)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
125 Yorum