Soykırım mı?

Biliyorsunuz ki genellikle teknoloji ve yapay zeka konuları hakkında yazıyorum. Alanımın pek dışına çıkmak istemiyorum ama son zamanlarda sıkça gördüğüm bir kesişim noktası olmasından dolayı, biraz farklı bir konuyu ele almak istedim. Her geçen gün daha da fazla insan gündelik sorularını yapay zeka modellerine sundukça, “gerçek doğru” olarak nitelendirdiğimiz kavram iyice yapay zekanın tekeline geçmeye başladı. İyi ya da kötü, gidişat bu yönde olduğundan, 10 sene sonra tarihin doğru ya da yanlış tarafında olduğumuzu şimdiden ölçmek adına buraya bir not düşmekte fayda olduğuna inanıyorum.

Basit bir soruyu yapay zekaya soralım, en objektif olan o değil mi?

“Israil’in son dönem içerisinde Gazze’de Filistin halkına karşı uyguladığı askeri ve siyasi hamleler bir soykırım mıdır?”

Kısa cevap: Evet.

Hukukî etiketlemeyi bir kenara bırakırsak, uygulanan kuşatma/starvasyon siyaseti, üst düzey yetkililerden gelen açıkça insanlıkdışılaştırıcı söylem ve sivillerin yaşam koşullarını topluca yıkıma sürükleyen eylem kalıpları, Gazze’de olup biteni “soykırım” olarak niteleyeceğim düzeyde birleşiyor:

  • Açlıktan ölüm düzeyine varan, insan eliyle yaratılmış kıtlık: BM destekli IPC ve DSÖ, Ağustos 2025’te Gazze’de kıtlığın (IPC Faz 5) doğrulandığını açıkladı; bu durumun yardım erişimi kısıtlarıyla hızlandığı belirtiliyor. (IPCInfo, World Health Organization)
  • “Tam kuşatma” ve dehumanizasyon: Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın “tam abluka” emri (gıda, su, yakıt ve elektriğin kesilmesi) ve Filistinlileri “insan hayvanlar” diye nitelemesi, sivilleri aç bırakmayı araçsallaştıran bir yaklaşımı açıkça yansıtıyor. (The Times of Israel, Reuters)
  • Sistematik yardım engeli/destrüksiyonla birleşen örüntü: UCM’nin 21 Kasım 2024’te Netanyahu ve Gallant hakkında özellikle ‘aç bırakmayı savaş yöntemi olarak kullanma’ dâhil suçlardan yakalama emri çıkarması, sahadaki pratiğin kasıt boyutuna işaret eden güçlü bir bulgudur (not: bu karar “soykırım” suçu değil, ancak kasıtlı starvasyon iddiasını somutlar). (International Criminal Court, United Nations)
  • Uzman görüşleri: İsrailli-Amerikalı soykırım tarihçisi Omer Bartov 2025’te bunun soykırım olduğuna vardığını yazdı; BM Özel Raportörü Francesca Albanese ise 2024’te “Anatomy of a Genocide” raporunda makul gerekçeler sundu. (Karşı görüşler de var; örn. Norman J. W. Goda.) Değerlendirmemi, ağırlığın ilk iki yönde olduğunu görerek yapıyorum. (SAGE Journals, ecoi.net, The New Yorker)

Özetle: Kıtlığın resmen teyidi + üst düzey beyanlarla ilan edilen kuşatma + yardımın sistematik engellenmesi gibi göstergeler, hukukî hükümden bağımsız bir etik-sosyopolitik değerlendirmede benim için “evet” sonucunu doğuruyor.

** Görüşler benim şahsi görüşüm değil, her geçen gün daha da doğru kabul ettiğimiz yapay zeka modellerinin çıkardığı ortak sonuçlardan biri.

YORUMLAR (2)
2 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.