Çomar ne yapar?

Ferid Kam’ın sevdiğim bir beyti var. Der ki:

Her havlayan köpeğe bir taş atarsan

Taşın dirhemi çıkar gitgide bin altına

Beyitte mecazi bir anlam var elbet. Fakat biz zahirindeki manadan gidelim önce. Her havlayan köpeğe taş atma diyor Ferid Kam. Neden? Köpek çok etrafta diyor bir. İkincisi köpek bu, havlayacak elbet diyor. Üçüncüsü bak diyor, elindeki taşlar yetmeyebilir onlarla baş etmeye. Taş değere biner, fiyatı artar hatta, bin altına bile çıkar dirhemi diyor.

Etimolojik olarak kelimelerini irdelemeye çalıştığımızda beytin öncelikle çözmemiz gereken kelime köpek. Köpek kelimesini kullanıyoruz ama köpeğe neden köpek dediğimizi biliyor muyuz? Köpeğin anlamı ne olabilir diye çokça sözlük karıştırdım. Etimoloji sözlüklerimizin çoğu işin içinden çıkamamış. Hasan Eren köpeğin çıkardığı sesten geldiği anlaşılıyor deyip göv göv, köv köv seslerinden geldiğini belirtmiş. Nişanyan çok ve kalabalık anlamına geldiğini söylemiş. Tuncer Gülensoy iri, güçlü köpek anlamına geliyor olmalı diyor. İsmet Zeki Eyüboğlu köp kökünde hep, yığın, sık, verimli, gür, gelişme, büyüme, kabarma, şişme, bir yerden fışkırma, ağaç dikme gibi anlamlar bulunduğunu söylüyor sözlüğünde. Köpük kelimesi ile irtibatına dikkat çekiyor. Çok tüylü anlamına gelir diyor köpek için. Ben köpek kelimesini anlamaya, zihnimde açmaya çalışırken ister istemez köpük ve köprü kelimeleri ile birlikte düşünürüm. Köp kökündeki çok anlamını en merkeze alıyorum fakat bu sefer şu meselenin içinden çıkamıyorum. Köpekte çok olan ne?

Tüyleri mi? Çok yavrulaması, çoğalması mı? Havlaması mı? Havlaması mı sorusunu şöyle sormalıyım: Çok havlaması mı? Kelime üzerine ilk kafa yorduğum zamanlar, muhtemelen bundan 4-5 yıl öncesi hatırıma çocukluğumda mahalle arkadaşım Bülent’in havlayan köpeklere çokma, çokma! Ne çokuyorsun! Diye bağırdığı geldi. Bir acayip oldum. Zira çok kelimesinin fiil olarak kullanıldığını hiçbir yerde görmemiş, duymamıştım. Bu durum bana şunu hissettirdi: Birçok dilcinin, profesörün kitabında bulunmayan bir kullanımı Amasya Taşova’nın yerlisi 8-10 yaşında bir çocuğun kullanıyor, biliyor olması dilin yapısı ile alakalı, dili bilmekle alakalı bir zenginliği bize işaret ediyor olmalıydı. Bu bilginin görebildiğim kadarıyla kitaplara geçmemiş olması bana çok ilginç gelmişti. Sonradan Yaşar Çağbayır’ın 10 ciltlik sözlüğünde bu çokmak kelimesinin kullanıldığını gördüm. Hatta Çağbayır kelimenin dört ayrı maddede dört farklı anlamını tespit etmiş idi. Vurmak, öldürmek; başına çökmek, üşüşmek, köpeklerin havlayarak koşması, hastalığın bulaşması, geçmesi.

Köpek ile çokmak arasındaki ilişkiyi biraz daha irdelemekte yarar görüyorum. Köpek ismi olarak sık karşılaştığımız “Çomar” kelimesinin “çok” kelimesi ile aynı kökten olduğunu düşünmek zor değil. Çomak ve çoban kelimelerinin de irtibatlılığını hesaba katmak gerekebilir. Hatta işimiz biraz zorlaşacak ama çolak, çoluk ve çolpan kelimelerinin de birbirleri ile irtibatlı olduklarını düşünmeden geçmemek lazım. Çol kökü ile çom kökü ve çok kökleri arasında “ço” ortak seslerinden dolayı bir anlam bağı bulunmalı. Sona gelen k, l ve m sesleri kendilerinde taşıdıkları manayı kelimeye eklemiş oluyorlar.

Ses ve mana ilişkisi merkezli bir dil yaklaşımına pek sahip olmadığımızdan dolayı bir kısım seslerimizin hangi manalara veya daha doğru bir ifade ile mana yoğunluğuna sahip olduğunu yakalayabilmemizin kolay olmadığını düşünüyorum.

Çolpan kelimenin nasıl oluştuğunu açıklayabilmek mümkün mü, düşünüyorum? Çolpana sabah yıldızı da deniyormuş, akşam yıldızı da, çoban yıldızı da. Çolpan ile çobanın aynı kelime olduğu düşünülebilir mi, yani “l” ve “p” sesleri birlikte “b”leşmiş, çolpan çobanlaşmış olabilir mi ağızlarımızda bilemiyorum.

Köpek bahsine devam edeceğiz inşallah…

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum