Kıldan ince kılıçtan keskince bir kelime
Kılı neden kıl kelimesi ile ifade ediyoruz? Kıl kelimesini anlayabilmek ve çözebilmek için kıldan türeyen hangi kelimeler var diye baktığımızda; kılıbık kelimesini görüyoruz, kılık kıyafet derken kullandığımız kılık kelimesini görüyoruz; kılıç, kılınç, kılavuz, kılçık kelimelerini görüyoruz. Günümüzde pek kullanmadığımız bazı kelimeleri de alalım buraya: Kıla, kılağı, kılağı, kılalı, kılamuk, kılbız, kılan… (Kılan kelimesi gazetemizin ismi olan Karar anlamına da geliyor.)
Köktendilci köşemizdeki yazılarımızda dilimize başka dillerden gelmiş, yerleşmiş kelimelerin aslında nereden, hangi dilden geldiğini konu edinmek yerine; daha çok zaten bildiğimizi düşündüğümüz kelimelere neden öyle dediğimizi yakalamaya çalışmayı tercih edeceğim inşallah. Bunun Türkçenin zenginliklerinin fark edilmesi için daha keşfettirici, daha fark ettirici bir yol olduğunu düşünüyorum.
***
Bunu yaparken de Türkçe bir kelimenin kökündeki anlamı yakalayabilmek için uyguladığımız birkaç yöntem var. Bunlardan birisi kelimenin sonundaki ekleri kaldırıp yerine hangi sesleri ekleri koyabildiğimizi yoklamak; bu değişimlerle kelimedeki anlam değişmelerini ölçebilmek; fark etmeye çalışmak.
Diğer bir yöntemimiz ise belki şimdiye kadar hiç duymadığınız bir yöntem: Kelimenin başında sessiz harf var ise o harfi kaldırıp kelimenin başına başka hangi seslerin gelebildiğini yoklamak. Bu yoklamalarımız esnasında her seferinde kelimedeki kök anlam ile kelimenin başına aldığı sessiz harfle kazandığı anlam arasındaki münasebeti görmeye çalışmak.
Yokladığımız kelimenin anlamı artık unutulmuş kullanımları varsa onları da bir gözden geçirmek başka bir yöntemimiz.
Kılın tek başına ne ifade ettiğini etimolojik olarak biraz daha iyi görebilmek için bu yöntemlerden kıl kelimesinin sonundaki “l” sesini kaldırıp yerine hangi seslerin geldiğine bakmayı deneyelim. Böyle baktığımızda kı köküne “m” sesinin geldiği şeklini düşünelim: kımi kımıl, kımıl canlısı, kımıldamak… Kımıldamak kelimesini derken hemen kıpırdamak kelimesini de hatırımıza getirelim. Kımıldamak ile kıpırdamak arasında nasıl bir fark var? İkisi de küçük hareketlilikleri ifade eden kelimeler. Kımıldamak hareketlenmenin daha ziyade hareket edene aidiyetini ifade ederken kıpırdamak hareketliliğin biraz daha artmasını ve hareketlenmenin artık dışarıdan gözlenebilirliğini ifade ediyor. Bu farklılık “m” ve “p” sesleri ile sağlanıyor.
***
Kımız dediğimiz kelime kı köküne “m” sesinin gelmesi ile oluşuyor. Kılıç kelimesini zikretmiştik, kın kelimesi, kılıcın kını da kı kökünden geliyor. Türk boylarından Kıpçak kelimesi de kı kökünden geliyor. Kır, kırlar, çimenler çayırlar için kullandığımız kır kelimesi. Bu kelime bir yandan kırları ifade ederken bir yandan da kırılma anlamında kırma, kırılma fiilinin kökü. Kıt kelimesi ve kısa kelimesi. Kı köküne “t” getirdiğimizde de “s” getirdiğimizde de küçük, az, biraz, kısa ile alakalı bir ortak anlamın oluştuğunu görebiliyoruz her iki kelimede de.
Kıvırcık kelimesini düşünelim. Kıvırcıkta bir kıvrılma var ve bu kı kökünden geliyor. Fakat cık eki kıvrılmanın daha da küçük olduğu anlamını kelimeye katıyor. Kı köküne “y” sesini getirelim; kıymak. Kıymak fiili nasıl gerçekleşiyor? Kıydığımız şeyi kıyısından kıyısından kıymış oluyoruz. Kıymık kelimesini hatırlarsak kıyma eyleminin küçük parçalar haline getirerek gerçekleştiği zihnimizde daha net belirecektir. Etin kıyılmış haline günümüzde kıyma derken eskiden yani 1000 yıl kadar önce başka bir şeye kıyma diyormuşuz. Divanü Lügati’t Türk’te hamurun serçe dili gibi eğri kesildiği bir tür erişteye kıyma denildiği yazılmış.
Kılmayı bakalım daha ne kadar kıvıracağız.
Allah sizleri insanlığın kıvanç duyduğu insanlar eylesin.