Fener’in ışığı söndü

Kayıp olmaya aday bir sezonun kurtuluş kapısıydı kupa. Fenerbahçe dün, tüm sezonu kurtarabilecek, final vizesini alacağı bir maça çıkmıştı.

Yıllar sonra şampiyonluğa bu kadar yakın olan Trabzonspor ise çifte kupalı muhteşem dönüşün hayalini yaşıyordu.

Ortada hedefler ve istekli futbolcular olunca mücadeleci bir futbol çıktı ortaya. Fenerbahçe ilk yarının hakimi durumundaydı. Sörloth’un erken gelen golüne karşın oyundan kopmadı, gol için sağlı sollu ataklarla Trabzonspor kalesini zorladı. Zajc ara paslarla kanatları ve Vedat’ı beslemeye çalıştı.

Rodrigues ve Deniz ligin en sağlam iki bekini aşmaya uğraştı. Vedat, Campi ve Hosseini arasında alan yaratıp topla buluşmaya çalıştı. Trabzonspor yarı alanında geçen bu boğuşmada Fenerbahçe kilidi bir türlü aşamadı.

Sarı-Lacivertlileri gole getiren atak, gelecek sezon için düşünülmediği söylenen ve formaya hasret kalan Hasan Ali’den geldi. Son çizgiye inip penaltı noktasına çıkardığı topa Deniz Türüç’ün harika vuruşu skoru eşitledi. Trabzonspor ilk yarı boyunca savunmada kalıp kontratakla sonuca gitmeye çalıştı ama Sosa’nın yokluğunda Fenerbahçe’yi zorlayacak kaliteli atak sorunu yaşadı.

İkinci yarı golcüler için fırsatlarla başladı ancak önce Vedat, sonra Sörloth kaleciyle karşı karşıya pozisyonlarda topu boş kale yerine dışarı attı.

Golcülerin bu karavanaları sonrası maç dengede geçen bir müsabakaya dönüştü. Mehmet Ekici’nin frikiğinde Uğurcan’ın kurtarışı Fenerbahçe için önemli bir çıkış fırsatının kaçmasıydı. Ekici’nin girişi Fenerbahçe’yi ateşlemekten uzaktı. Zajc ve Deniz’in oyundan çıkarılması teknik adam hatasıydı ve ev sahibi ekibin güçten düşmesine neden oldu.

Fenerbahçe son bölümde bir saha lideri arıyordu ancak o lider, maçın ilk yarısında kulübede dururken kırmızı kart görmüştü. Emre Belözoğlu’nun atılması, takımın patronunun kim olduğunu net olarak anlamamız konusunda da netleştirdi. 60. dakikada yapılan iki değişikliğin Volkan Demirel’i cep telefonundan arayan Emre Belözoğlu’nun talimatı ile yapılması, Tahir Karapınar’ın etkisiz eleman olduğunu da ortaya koydu. Oysa bu telefona kadar ortada ortak bir akıl var diye düşünülüyordu. Deniz Türüç’ün oyundan alınmasında Tahir hocaya itirazı da ondandı! Kayserispor maçını, kendini oyuna alıp fiziki performansla çeviren Emre Belözoğlu, bu kez fikri olarak maçı döndürmeyi beceremedi.

Fenerbahçe’nin gücü, iyi kapanan ve kontratak futbolunu etkili oynayan Trabzonspor duvarını yıkmaya yetmedi. Fenerbahçe maçı kazanamadı ve finali göremedi ama Hasan Ali’yi, Falette’i kazandı. Fenerbahçe’nin bu saatten sonra yapması gereken, gelecek sezonki hocasını hemen bulmak ve menajerliğe getirilecek olan Belözoğlu yönetiminde kolları sıvamaktır çünkü kulübedeki dünkü görüntü 113 yıllık bir kulüp için tuhaf manzaralardı. Sezonu kaybedebilirsiniz ama kimliğinizi kaybetmemelisiniz.

Trabzonspor ise; “Ver Lefter’e yaz deftere” sözünün bugünkü karşılığı olan Sörloth’la hedeflerine doğru koşmaya devam ediyor. Sörloth bir santrfordan fazlası. Ekuban gibi bir pasör bulunca durdurulması mümkün olmayan bir lokomotife dönüştü dün de.

Mücadelenin son anlarında Fenerbahçe’yi ‘boş geçmeyen’ Novak sahneye çıkarak tura noktayı koydu. Trabzonspor, Kadıköy’de kazanarak sadece bir maç almadı, her iki kupa için müthiş bir özgüven kazandı.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum