Nefes nefese

Lig tarihinde hepi topu 4 tane puan puana yarış sonu var. Bu uzun sezonun finalinde de böyle bir olasılık doğunca son dönemlerin en heyecanlı 90 dakikası yaşandı.

Galatasaray maçı öncesi geniş güvenlik tedbirleri alınmıştı. Akreditasyonu ya da bileti olmayan ancak şansını denemek isteyen yüzlerce taraftar stat kapısından döndü. Maça girmeyi başaran az sayıda taraftar ise boş stadın sesiydi, takımın itici gücüydü. Sarı- Kırmızılılar maçla birlikte, seyircinin de desteğiyle bastırdıkça bastırdı ancak top filelerle bir türlü buluşmuyordu. Fatih Terim’in santrfor Mostafa Mohamed’i kulübede oturtup Halil’i oynatması hatalı bir tercih gibi duruyordu. Galatasaray, Beşiktaş’ın öne geçmesinden bağımsız olarak kendi oyununa bakıyor ama Malatyaspor savunmasını aşamıyordu. Yüzde 1 umudu olan Fenerbahçe’nin gol yediği haberinin gelmesiyle yarışta net olarak Galatasaray ve Beşiktaş kalmıştı.

İzmir’deki iki kupa maçının ilkine çıkan Beşiktaş’ın derdi de gole ulaşmakta zorlanmaktı. Bu noktada gizli golcü Vida devreye girdi ve yine takımımı rahatlatan golü attı ancak Beşiktaş da en az Galatasaray kadar stresliydi. Oyuncuların kasları kilitleniyor, bedenleri ileriye gitmiyordu. Göztepe tam da bu sırada golü kaydetti. İzmir ekibinin direkten dönen iki topu Kartal’ın şansıydı.

İzmir’den gelen gol haberi Türk Telekom tribünlerinde dalgalanma yaratmıştı ama Galatasaray golü bulacak gibi değildi. Tüm hatları ile yüklenen Galatasaray yediği kontratakta golü de yedi. Hafta boyunca ismi üzerinde spekülasyon yapılan Adem Büyük, futbolun boş ağızlara sakız olacak bir şey olmadığını ispatlayan golünü attı.

Fatih Terim duygusallığı bir kenara bırakıp kontenjanından oynattığı Arda ve Emre Akbaba ile sağdan yeteri kadar bindirme yapmayan Yedlin’i çıkardı, ikinci yarıya Mostafa Mohamed, Kerem ve Şener ile başladı. Tuhaf olan, Beşiktaş maçının aynı anda başlatılmamasıydı. Bu teknoloji çağında TFF’nin 5 dakikalık bu tür eşitsizliklere müsaade etmemesi gerekirdi.

Babel ile gole yaklaşan Galatasaray’ı golle buluşturan isim Halil oldu. Kerem’in nefis ara pasında Malatya savunmasını aştı. İkinci gol, bindirmeleri ve ortaları ile hücum zenginliği yaratan Şener’le geldi, arka direkte Babel vurdu ve skoru 2-1’e getirdi. Bu anlarda Fenerbahçe, Sosa ile penaltı kaçırırken, Beşiktaş’ta Ghezzal penaltıyı gole çevirip Siyah-Beyazlıların kaderini değiştiren vuruşu yapıyordu. Galatasaray ise yüksek tempolu oyununa rağmen ancak 2 gol üretmiş ve yorulmaya başlamıştı. Sarı-Kırmızılıların kupaya ulaşması için, mevcut durumda 3 gole daha ihtiyacı vardı ve maçın boyu ciddi oranda kısalmıştı. Süre azaldıkça Galatasaray’ın umudu da azaldı. Beşiktaş ise kontrollü oynayarak zamana karşı oynuyordu.

Sonuç olarak nefesleri kesen yarışta gülen taraf Beşiktaş oldu. Galatasaray sürpriz bir şekilde dahil olduğu yarışın sonunu getiremedi. Beşiktaş sezonun büyük bölümünde oynadığı gösterişli futbolun karşılığını aldı. Fenerbahçe ise yaptığı hataların faturasını ödedi, bir zamanlar kendisini şampiyon yapan Kadıköy’de şampiyonluğu verdi.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum