Ankara’da hareketli günler / "Poker Face"

Türkiye, 13 yıl aradan sonra koalisyon hükümeti senaryolarını ve pazarlıkları tekrar tartışılmaya başladı. Türkiye için hiç de kolay olmayan bir dönem. Hele ki; seçim sathı mahallinde birbirine hakaret boyutlarını aşan çıkışlarla karşılık veren siyasi parti liderlerinin şimdi gelip aynı masada nasıl anlaşacağı ise başka bir boyut. Doğrusu sokaktaki vatandaş çok umutlu değil. Genç nesillerimiz ise geçmiş Türkiye siyasi tecrübelerini yaşamadıkları için, onlara bu durum biraz heyecan verici bir durum gibi gelebiliyor. Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Egolarınızı bir kenara bırakın” sözleri tüm siyasi parti liderlerine kredi niteliğinde, dolayısıyla şimdi kimse “kavga atılan yumruğu” saymadan Türkiye için ortak bir çıkış yolu arıyor. Erken seçim seçeneği ise zannedilenin aksine, AK Parti ve CHP için şimdilik bir fayda sağlayacakmış gibi durmuyor.

Siyasette 24 saat...

Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “siyasette 24 saat çok uzun bir süredir” sözleri şimdi Ankara’da yapılan koalisyon senaryoları ve pazarlıkları aşamasında tam da yerini ve anlamını buluyor. Zira değil 24 saat neredeyse her saat başı farklı pazarlıklar farklı senaryolar tartışılır durumda. Bir yandan alt seviyede siyasi partiler arasında sürdürülen görüşme trafiği, bir taraftan da medya üzerinden verilen sert mesajlar. kırmızı çizgiler... Önümüzdeki haftadan itibaren bu görüşmeler ve ikna turları artık baş döndürücü bir hal alacak.

İttifaklar ve senaryolar bir renk ortaya koyacak

Çiçeği burnunda milletvekilleri mazbatalarını alıp Ankara’ya gelmeye başladı. 22 Haziran’dan sonra milletvekilliği yeminini yaparak göreve başlayacak ve elbette ki koalisyon tartışmalarının rengi de ilk olarak Meclis Başkanlığı seçimi ile ortaya çıkacak. Hiçbir parti tek başına bir Meclis Başkanı çıkaracak çoğunluğa sahip değil. Bu durumda siyasi partiler arasındaki pazarlıklar ve ittifaklarla bir başkan seçecek. Bu seçim büyük ölçüde ittifakların ve senaryoların hangi noktada uzlaşıya varıldığını ortaya çıkacak.

Baykal ve İhsanoğlu…

Ankara kulislerinde TBMM Başkanlığı için iki isim ön plana çıkmış durumda. İlki en yaşlı üye sıfatı ile geçici Meclis Başkanlığı görevini de üstlenecek olan CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal, bir diğeri ise MHP Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın rakibi ve çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu.

Baykal arzulu

Baykal, en yaşlı üye sıfatı ile meclisi açacak ama siyasi tecrübesi ile de Meclis Başkanlığını sürdürmek arzusunda olduğunu yakın kurmayları ile paylaşmış durumda. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmeden sonra bu konuda "Adaylığım konusunda partimden bir talep gelirse AK Parti'den de destek gelir" mesajı veriyor. Aslında bu mesajın anlamı şudur 'Ben aday başkan adayınız olayım, Erdoğan'ı ikna ederim zira Erdoğan'ın siyasi yasağının önündeki engelleri ben kaldırdım ve bu jesti beklemek hakkım üstelik CHP yıllardır susadığı iktidar olma hevesinin önünü de ben açarım. AK Parti- CHP koalisyonun kolaylaştırıcı yanı boyutu benim başkanlığım olur.”

Erdoğan’ın kapısını çalacak

Baykal, aday gösterilmesi durumunda tüm partilerin kapısını çalacak ama en önemlisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kapısını da çalacak. Baykal, Erdoğan'dan beklediği desteği göreceği inancında.

AK Parti’nin pazarlık kozu

Ancak şunu görmek lazım AK Parti meclis başkanlığına talip değil ama Meclis Başkanlığı makamını koalisyon pazarlıklarının bir parçası olarak görüyor. Yani koalisyonu kurucu ana öğesi olması durumunda. AK Parti, Başbakan Yardımcılığı koltuğuna karşılık bir başbakanlık ve Meclis Başkanlığı koltuğunu ortağına vererek jest yapmak arzusunda. Dolayısıyla Erdoğan'ın destek kriteri Baykal'ın isteğinden ziyade, siyasi gidişata göre şekillenecek.

Kılıçdaroğlu’nun tercihi ‘İnce’

Ancak Meclis Başkanlığı seçiminde işin bir başka boyutu da CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun tavrı olacak. Kılıçdaroğlu, şimdiler de kendisine yavaş yavaş kazan kaldırmaya başlayan bir muhalefetin parti içinde şekillendiğini görüyor. Fikri Sağlar bu süreçte kendini ilk gösterenlerden oldu. Ama Kılıçdaroğlu asıl tehlikenin kendisini sabırla beklediğinin farkında. Muharrem İnce...

Muharrem İnce seçim sürecinde partisinin resmi programının dışında birçok ilde boy göstermişti. Yani “Ben hala buradayım” mesajı vermişti. CHP kulislerinde Kılıçdaroğlu'nun Meclis Başkanlığı konusunda tercihini Baykal'dan yana değil, kendisine baş kaldıracak İnce'den yana kullanacağını belirtiliyor. Bu şu anlama geliyor Kılıçdaroğlu horozun başını erken kesip kongrelere sürecine güçlü adaylarla girmekten çekiniyor.

Eğer Baykal elini çabuk tutup Erdoğan'ı ikna etmezse Kılıçdaroğlu'nun ilk adayı İnce olacak. Bahçeli Akşener’e sıcak bakmıyor. MHP'de ise Meclis Başkanlığı ve koalisyon senaryosu tartışmaları önemli bir noktaya gelmiş durumda. MHP geleneklerinde alışıla gelen bir durum Meral Akşener'in adaylığı veya Meclis Başkanvekilliği beklenirken, Bahçeli'nin artık Şener'in bir yerde görmek istemediği konuşuluyor. AP Partili vekiller Akşener'in Meclis Başkanvekilliği döneminden iyi biliyor. Gerçi CHP ve HDP'de başkanvekilliği süresinde Akşener'i hiç bir zaman tarafgir olmakla suçlamadı. Tam aksine esprili kişiliği ile o uzun gecelerde sabırla başkanlık ettiği genel kurullar hala akıllarda olacak. MHP'de de CHP'dekine benzer bir tablo var. Bahçeli Akşener'in o koltukta görmek istemiyor. Hatta öyle ki; seçimlerden önce Ankara dışına yaptığı bir seyahatinde Gölbaşı'nda gençlerin astığı büyük Akşener pankartını "O bölgeden mi aday ki buraya bu poster asılmış" yorumu yaparak o posteri kaldırtıyor. Bu tablo net, Bahçeli, Akşener'in üstüne çizik çekmiş durumda. 28 Şubat sürecindeki tutumu ile de muhafazakâr tabanda da ciddi bir karşılığı var.

İhsanoğlu olmazsa ‘Topçu’

Bahçeli, AK Parti’lilerin İhsanoğlu'nun Meclis Başkanlığı adaylığına itiraz etmesi durumunda yeni dönemde Merak Akşener'in yerine idame ettirmeye planladığı Zuhal Topçu'yu aday göstemeyi de aklında geçirdiği belirtiliyor. Peki, Bahçeli'nin kafasından geçen isim kim ? Hemen söyleyeyim. Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday göstermek istiyor. İhsanoğlu'nun Meclis Başkanı adayı olması durumunda CHP'nin ve HDP'nin kapılarını kendi imkanları ile çalacak.

HDP Meclis Başkan yardımcısını belirleyecek

HDP'nin ise Meclis Başkanlığı beklentisi yok. Ama geçen dönemden farklı olarak bir Meclis Başkan Yardımcılığı alacak. HDP içinde şaka ile karışık 'Sırrı Süreyya’yı önerelim eğlenceli olur ya da Dilek Öcalan'ı aday gösterelim tüm siyasi partilerden bol bol Sayın Öcalan cümlesini duyarız" esprileri yapılsa da, her HDP yönetimi Önder'in İmralı heyetinde yer aldığına dikkat çekerek, Dilek Öcalan konusunda "İlkelerimizden ödün vermeyelim, ülke siyasetini germeye değil çözümler üretmeye geldik" denilerek bu tartışmalar kesilmiş durumda.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.