Yusuf Tekin, "Taşacak bu deniz" hakkında ne düşünüyor?

Sayın Millî Eğitim Bakanı,

Aslında bu soruyu, Trabzon İl Millî Eğitim Müdürlüğü’ne sormam lâzım. Ben size sorayım, siz onlara sorarsınız.

TRT’de yayınlanan “Taşacak Bu Deniz” diye bir dizi var. Hiç seyretmemiştim. Bir vesileyle ilk bölümüne baktım. (20 yaşındaki bir kızın nasıl doktor olduğunu, birkaç ayda Türkiye’den denklik alıp Trabzon’a nasıl tayin olduğunu sormayacağım. Bu Sağlık Bakanlığı’nın meselesi.)

Dağdan keçi kurtaran esas oğlanımız, köy meydanı gibi bir yere geldi. Köylülerin davalarına bakıp adalet dağıttı. Olabilir, dizilerde hep rastladığımız hareketler bunlar. Sonra halaoğlu, yanında bir sürü ilkokul öğrencisiyle gelerek seslendi:

“Dayıoğlu! Bi düzine uşak getir ba dedin. Ben de bunları okuldan çaldım. Al!”

Esas oğlan, üzerlerinde okul forması olan ilkokul öğrencilerini kamyonetin kasasına bindirdi. Çığlıklar naralar arasında neşeyle yola koyuldular. Bu arada kamyonetin kasası açık. Bayram yerine veya lunaparka gittiğini zannettiğimiz araba, bir süre sonra diğer köyün muhtarlığının olduğu alanda durdu. Kamyonet kasasından inen çocuklar, araziye dağıldı. Birkaç tanesi de muhtarlık binasının duvarına sıralandı.

Çocuklar yerlerini alınca esas oğlan bağırdı:

“İşeyun ula!”

Muhtar olan esas kız gelip hesap sorunca esas oğlan, işeyerek bölgeyi işaretlediklerini söyledi.

Tekrar edeyim isterseniz. Devletin televizyonu TRT’de yayınlanan dizide, on tane formalı ilkokul öğrencisi, köyde devleti temsil eden, üzerinde “T.C.” yazan binaya ve çevresine kıkır kıkır gülerek işetildi.

İnternette araştırdım. Ne MEB ne de Trabzon halkı, bu rezalete tepki göstermiş. Başka konularda tepki var. Bahsettiğim rezalet öyle büyük bir neşeyle yapıldı ki diziyi seyreden çocukların kötü bir şey olduğunu düşünmesi zor görünüyor. Dilerim okullarda birbirinin yerine göz koyan öğrenciler, böyle bir işaretleme yöntemini kullanmazlar.

---

İYİ Kİ VARSIN DELİKANLI!

Üsküdar’dan Çengelköy’e gitmek için bir otobüse bindim. Oturacak yer yok. Yaşım sebebiyle gençlerin başına dikilen biri değilim ama biraz rahatsız olduğum için bakındım. Gençler ya uyuyor ya telefona veya dışarıya bakıyorlar. Onlar da yorgun, bir şey diyemiyorum. Bir ara yer boşaldı. Hani derler ya taşrada zaman ağır akar. Taşrada yaşayınca hızımı kaybetmişim. Yetişemedim. Genç bir kız, beni gördüğü hâlde usta bir hamleyle oturdu. Göz göze gelmemek için gayet sakince önüne baktı.

Dönerken bindiğim otobüste boş yer vardı. Sonraki durakta bir kadın çocuğuyla bindi. Benim koltuk, bir buçuk porsiyon. Rahat otursun diye buyur ettim. Aynı anda yan tarafta bir delikanlı da kalktı ve şöyle dedi: “Size bir cömertlik yapayım.” Kadın, benim yerimin daha uygun olduğunu görünce oturdu. Bu sefer delikanlı bana dönerek, “O zaman size cömertlik yapayım.” deyip yerini gösterdi. Oturdum. “Sağ ol ama böyle deyince olmadı! Yer verince bunu deme!” dedim.

Delikanlı, kimsenin kimseye yer vermediği bir zamanda biraz hava atmak istedi. Maalesef bana rastladı. Bir an düşündü, “Haklısınız” dedi. Ben de, “Belli, iyi bir insansın ama bunu dersen yaptığını hiç edersin.” dedim.

Bir duraktan epey eşyasıyla 60 yaşlarında bir hanım bindi. Eşyası çok olunca orta kapıdan birkaç kerede taşıdı. Yardım edenler oldu. Son durağa yaklaşırken tek başına indiremeyeceğini gördüğümden yaklaştım. Tam o sırada yanındaki delikanlıya, “İnerken bana yardım eder misin?” diye sordu. “Olur” dedi, delikanlı. “Ben de yardım edeyim” diye yaklaştım. Delikanlı, ikimize de bırakmadı. İndik ama kadın nasıl gidecek anlayamadık. İkimiz de bekledik. Kadın, “Ben esnafım, alışkınım.” dedi. Tekerlekli bir şeyi açıp çekçek yaptı. Paketleri yükledi. Bağlamasına yardım ederken delikanlıya, “Sen git evladım, geç kalma!” dedi. Delikanlı, “İki üç dakikadan bir şey olmaz” diyerek kadının işi bitene kadar bekledi. Öğrenci olduğu belliydi. Nerede okuduğunu sordum. “İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği” dedi. Tebrik ettim. O vapura, kadın da yoluna gitti.

Sahil havasını soluyarak tebessüm ettim. Hiç oralı olmayan ve “Nasılım?” havası atan gençlerden sonra ilaç gibi geldi, bu duyarlı ve mütevazı delikanlı.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.