Galatasaray ile Riekerink arasındaki uyum her geçen gün biraz daha artıyor. Hollandalının bol paslı ve ayağında topu daha çok tutmaya dayalı futbol felsefesinin Sarı-Kırmızılı ekip giderek benimsiyor. Gençlerbirliği gibi kendi evinde rakiplerinin üzerine dikine giden ve iyi savunma yapabilen bir takım karşısında özellikle ilk yarıda oyun planı kusursuz uygulayan Riekerink'in öğrencileri geleceğe yönelik olumlu sinyallerde verdiler.

Sneijder gibi önemli bir silahından yoksun olan Riekerink'in onun yokluğunda Tolga'nın enerjisi ve Josue'nin çalışkanlığıyla bütünleştirdiği oyun planı Galatasaray'ı istediğini almaya götüren en önemli etkendi. Özellikle rakipten kapılan toplardan sonra hızlı geçilen orta alan ve kanatların etkin kullanışı Galatasaray'a golü ve birçok pozisyonu da beraberinde getirdi.

İlk 45 dakikada rakibine neredeyse hiç pozisyon vermeyen Galatasaray'ın bugüne dek eleştirdiğimiz savunması da bu kez son derece etkiliydi. Özellikle Chedjou ile Hakan'ın uyumu Muslera'nın güven veren duruşuyla bütünleşince Sarı-Kırmızılı ekip bu kez taraftarların yüreklerini ağızlarına getirdi. Sadece birkaç bireysel hata sonucu ve 2. yarıdaki gereksiz geriye yaslanma düşüncesi Gençlerbirliği'ne biraz davetiye çıkardı ama Muslera yine emniyet subabıydı.

Topu ayağında daha fazla tutarak oynayan Galatasaray bu disiplini hız faktörünü de eklediğinde gerçekten tehlikeli bir takım oluyor. Riekerink dün topun daha fazla kanatlara inmesini sağlarken Eren Derdiyok'un da çalışkanlığı ve akılcı oyunundan da mümkün olduğu kadar faydalandı.

Sakinlik, sabır, disiplin ve buna eklenecek hızlı organizasyonlar Galatasaray'ın bundan sonraki silahları olacaktır. Gençlerbirliği gibi tehlikeli bir ekibin tüm bu faktörleri bir araya getirerek durdurmayı başaran Galatasaray bence her geçen gün taraftarlarına daha çok zevk vererek yoluna devam edecektir.