Aslan yürekli kadınlar

Spor denilince sadece futbolun akla geldiği ülkemizde bu spora gösterilen sevginin, ilginin ve yapılan büyük yatırımın karşılığı tam anlamıyla alınabiliyor mu acaba? Bu sorunun yanıtı tek kelimeyle hayır elbette. İşte Avrupa Şampiyonasındaki durumumuz ortada. Spor bu elbette yenmek de var yenilmekte. Ama hiç mücadele etmemeye ne dersiniz? Rakibe kolayca teslim olmanın, mücadeleyi bırakmanın bir açıklamasa var mı? Hele daha maç bitmeden başlayan protestoların, tartışmaların bizi bir yere götürmeyeceği hiç bilinmiyor mu acaba?

Bu soruları uzatmak, tartışmayı sürdürmek mümkün ancak ben bugün futbolu, hepimizin içini sıkan tartışmaları bir kenara itmek istiyorum. Çünkü hepimizi üzen Fransa’daki Avrupa futbol şampiyonasının yapıldığı ülkeden bir güzel, bir onur haberi ulaştı bizlere. Kadın basketbolcularımız tarihte üst üste ikinci kez olimpiyat oyunlarına giden ilk Türk takımı olma gururunu yaşattılar bizlere. Öyle kararlı öyle inançlı bir mücadele verdiler ki, karşılarına çıkan hiç kimse dayanamadı onların bu hırslarına. Dünya sporunda önemli başarılar sağlamış ülkelerin temsilcileri olan Arjantin, Kamerun ve son olarak da Küba’yı farklı bir şekilde deviren Potanın Perileri mutlu sona ulaşırken, futbolun ruhumuzda açtığı yaraları da sardı bir anlamda.

Türkiye’nin en önemli teknik adamlarından bir olan Ekrem Memnun’un savunma uzmanlığı felsefesini çok iyi özümseyen kadın basketbolcularımız, hücumlarının tıkandığı anlarda bile savunma ile nerelere gelineceğini tüm dünyaya bir kez daha kanıtladılar. Emek koymayan mücadele etmeyen tak bir oyuncu bile yoktu bu zorlu maratonda. Kaptan Nevriye, pota altı canavarı Sanders, enerji depoları Işıl ve Birsel, rakibi deviren şutörler Bahar ve Şebnem, görev aldıkları sürece takıma büyük katkılar yapan Olcay, Tilbe, Ayşegül ve Pelin hepsi birer devdiler Fransa da.

BUNUNLA SINIRLI KALMAYACAK

Takımın bu zorlu engeli geçmesi için Türkiye Basketbol Federasyonu tarafında yapılan organizasyonun da büyük payı var elbette bu sonuçta. Sportif Direktör Barbaros Akkaş, Menajer Arzu Özyiğit, Yardımcı Antrenör Aziz Akkaya ve tüm ekip ‘Periler’i zafere götürmek için var güçleriyle ter döktüler. Helal olsun hepsine.

Çok özlediğimiz bu gurur tablosunu farklı galibiyetlerle yaratanların hepsine ellerinize sağlık derken, zaferlerin burayla sınırlı kalmayacağını da hemen vurgulamak gerek. Son Londra Olimpiyat Oyunları’nda 5’incilikte kalan ve kürsü yolunu sadece 1 basketle kaçıran kadınlarımızın Rio’da çok daha iyisini yapacaklarına tüm kalbimle inanıyorum. Çünkü onlar kararlı inançlı ve hedeflerini çoktan belirlemiş Türk kadınları. Düşünün onların başardıklarını futbol takımımız gerçekleştirmiş olsa şimdi tüm ülke ayakta bir bayram kutluyordu. Ama onlar gururlu ve kendilerinden emin bir şekilde görevlerini yerine getirdiklerini söyleyen dev yürekli kadınlarımız. Hepsi de daha işlerinin bitmediğini haykıracak kadar inançlı.

Bir kez daha teşekkür ederim onlara. Türk sporuna çizdikleri inançlı yol haritasının herkese örnek olması gerektiğini tekrarlayalım bir daha. Eminim ki hepimizin onların bu örnek mücadelesinden alması gereken dersler var. En önemlisi de birbirimizle kavga etmek yerine beraber mücadele ederek Türk sporunu yüceltme gerekliliği. Ellerinize sağlık kızlar. Rio’da da gururumuz olacaksınız. Dileğim sizin açtığınız bu yoldan erkek basketbol takımımızın da yürümesi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.