Avantajlı gittiğiniz rövanş maçlarında iki önemli faktör var. Bunların birincisi basit hata yapıp gol yememek diğeri de sakin kalıp oyununuzu rakibinize kabul ettirmek. Fenerbahçe, Braga deplasmanında çok güvendiği savunmasının beklenmedik hatalar zinciri sonrasında yediği erken golle şöyle bir sallandı.
Hatta oyun disiplinini kaybedip ve çabuk sinirlenip basit kartlar da gördü. Oysa akıllı bir kurgu içerisinde Sarı-Lacivertli takım rakibinin üzerine baskı yaptığı her anda istediğini alacağının işaretlerini veriyordu. Ancak topu bir türlü gol bölgesine taşıyamama sıkıntısı Fenerbahçe’yi istediği golden uzak tuttu. Ta ki 45. dakikadaki Nani’nin getirip Alper’in bulduğu gole kadar. Bu gol Fenerbahçe için çok şey demekti.
KIRMIZI KART İŞİ ZORLAŞTIRDI
Ama ikinci yarıda ilk bölümde sakin kalan Fenerbahçe beklemediği bir hakem darbesi yedi. Mehmet Topal o pozisyonda ellerini nereye saklasın. Kollarını göğsünde birleştirmiş, top gidip oraya çarpıyor. Buna bir de gelen kırmızı kart eklenince iş iyice zorlaştı. Nitekim beklenmedik bir anda gelen üçüncü gol herşeyi altüst etti. Tabii bir de gereksiz yere tribüne gönderilen Pereira’nın ileride top yapıp tutabilen Diego ve Nani’yi çıkartma hatası da bununla birleşince Fenerbahçe’nin çok gerekli gol şansı ancak mucizelere kalmıştı.
Burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. İlk yarıda gördüğümüz kartların hemen hepsi doğru. Türkiye’de hakemlerden böyle kartları görmeye alışık olmayan oyuncularımız elbette şaşkınlık yaşadılar. Ama Topal kendini yere attı mı? Attı. Van Persie elle kontrol etti mi? Etti. Josef sinirlenip düdükten sonra topa vurdu mu? Vurdu. Bunların hepsi doğru. Nitekim bu kart Mehmet Topal’da ikinciden kırmızıya dönüverdi. Bu da belki de Fenerbahçe’ye çok pahalıya mal oldu.
Başta da söyledik ya; basit hata yapıp sinirlenip kontrolü kaybetmeyeceksin. İşte bu iki etmen Fenerbahçe’nin beklemediği darbeleri yemesinin en önemli nedeniydi. Sanıyorum önce yemeyeyim, golü attıktan sonra da üzerine yatayım düşüncesindeki Pereira’nın korkaklığı bu sonucu hazırladı. Maçın sonunda yaşananlarsa tam bir rezaletti. Elenebilirsiniz ama kontrolü kaybetme lüksünüz yok. Özellikle Volkan Şen’in uzatmalarda yaptıkları çok yakışıksızdı.
