Bir hafta sonra başlayacak büyük sınav öncesi son hazırlık maçında kazanmak elbette güzeldi. Deplasmanda Slovenya önünde alınan galibiyetin Avrupa Şampiyonası'na biraz daha umutla bakmamıza neden olduğunu söyleyebilirim. Öncelikle maça istekle ve bu arzunun getirdiği erken golle başlamak gerçekten güzeldi.

Maç öncesinde bundan sonraki oyun planlarımızın daha agresif ve daha hücuma yönelik olacağını söyleyen Terim'in, bu düşüncesinin Hakan'ın ayağından çıkan müthiş ortaya Burak'ın iyi yükselip vuruğu kafayla bulduğu gole kadar işlediğini söyleyebiliriz. Ancak golden sonra başlayıp 30. dakikaya kadar süren anlamsız geriye yaslanmaya ve oyunun kontrolünü rakibe teslim etmeye doğrusu itirazımız var. Madem kazanmak düşüncesinde olacak bir Milli Takım var, o zaman böyle skoru korumak için geriye yaslanmaya ne gerek var? İşte böyle baskı yediğimiz anlarda bugüne dek çok eleştirdiğimiz savunma kurgumuzun bu kez açık vermemesi belki de umutlarımızı artıran bir başka noktaydı.

VOLKAN-HAKAN UYUMU

Bu arada Milli Takımımızın oyunun kontrolünü ve temposunu ayarlama istikrarını henüz yakalamadığını da ifade edelim. İkinci yarının başında yapılan Volkan Şen ve Emre Mor hamlesi ileri uçtaki hareketliliğimizi biraz daha artırdı. Bunun sonucu olarak Volkan ile bizi rahatlatacak pozisyonu da bulduk. Ama biraz son vuruş beceriksizliği rahatlamamızı engelledi. Savunmamızın bu kez daha etkili olduğunu söylemiştik. Bunda başlıca neden Terim tarafından savunmanın göbeğine yerleştirilen Mehmet Topal ile Hakan Balta arasındaki uyumun giderek artmasıydı.

Özellikle Topal'ın takımımızın en iyilerinden biri olduğunu söylerken kaleci Volkan'ın hakkını da teslim edelim. Ozan takımın iyilerinden biri olarak gözükürken Arda'nın biraz daha yaratıcılığını artırması sanırım Fransa'da her şeyin istediğimiz gibi gitmesini sağlayacaktır. Bu son provada da iyi sinyaller aldığımızı bir kez daha tekrarlayıp hadi hayırlısı diyelim.