Düşünün… Altın sarısı bir meyve, güneşin tüm bereketini içinde toplamış, dalından koparılıp sofranıza gelene kadar şifa yüklü bir yolculuktan geçmiş. O meyvenin adı: Kayısı. Sadece lezzetiyle değil, sağlık üzerindeki mucizevi etkileriyle de sofralarımızın baş tacı olmayı fazlasıyla hak ediyor.
Peki biz bu "minik mucizeyi" ne kadar tanıyoruz?
Güzelliğin ve gençliğin sırrı: Cilt sorunlarından şikâyet edenler buraya! Kayısı, içerdiği yüksek A vitamini ve beta karoten sayesinde cildin kendini yenilemesine yardımcı olur. Düzenli tüketildiğinde cildin parlaklığını artırır, sivilce ve lekelerle savaşır. Güzellik merkezlerine binlerce lira harcamadan önce, bu meyvenin doğallığına bir şans verin derim.
Sindirime ilaç gibi: Hepimiz zaman zaman sindirim sorunları yaşarız. Lif bakımından oldukça zengin olan kayısı, bağırsakları adeta bir süpürge gibi temizler. Özellikle kuru kayısı, kabızlık problemi yaşayanlar için doğal bir ilaç gibidir. Üstelik bağırsakların düzenli çalışması, genel bağışıklık sistemimizi de olumlu etkiler. Ne demiş atalarımız: “Bağırsak sağlığı, bedenin aynasıdır.”
Kansızlığa karşı gizli bir silah: Özellikle kadınların sıklıkla yaşadığı demir eksikliği için doğal çözüm arayanlara bir tavsiye: Günlük birkaç kuru kayısı, vücudun demir ihtiyacını karşılamada önemli bir yardımcı olabilir. Üstelik bu meyve demirin emilimini kolaylaştıran C vitamini ile de desteklidir.
Gözlere ışık, kalbe güç: Kayısı, içerdiği karotenoidler ve lutein sayesinde göz sağlığına katkı sunar. Özellikle ekran başında uzun vakit geçirenler için birebir. Ayrıca içerdiği potasyum sayesinde kalp ritmini düzenler, tansiyonu dengelemeye yardımcı olur. Yani bir avuç kayısıyla hem gözünüzü, hem kalbinizi koruyabilirsiniz!
Ruh halinize bile dokunur: Evet, yanlış duymadınız. Kayısı, içerdiği triptofan sayesinde serotonin hormonunun üretimini destekler. Yani stresli ve gergin hissettiğiniz anlarda, çikolata yerine birkaç kuru kayısı yiyerek daha sağlıklı bir mutluluk alternatifi yaratabilirsiniz.
Sağlıkla ve doğayla kalın…
