Hayatın telaşında kimi zaman unuttuğumuz ama aslında soframızda bir hazine gibi duran bir nimetten bahsetmek istiyorum bugün sizlere: Üzüm sirkesi. Atalarımızın yüzyıllardır şifa niyetine kullandığı bu doğal mucize, sadece salatalara lezzet katmakla kalmıyor, sağlığımız için de adeta koruyucu bir kalkan görevi üstleniyor.

Bir düşünün; salkım salkım üzümler, güneşin altında olgunlaşır, sonra sabırla mayalanır ve sonunda şifa kaynağı bir sirkeye dönüşür. İşte bu dönüşümün ardında, bağışıklığımızı güçlendiren, vücudumuzu temizleyen ve ruhumuza dinginlik veren eşsiz bir doğa armağanı yatar.

Bağışıklık sistemini güçlendiriyor: İçerdiği antioksidanlar sayesinde vücudu zararlı serbest radikallere karşı koruyor. Kış aylarında grip ve soğuk algınlığına karşı kalkan görevi görüyor.

Sindirim dostu: Yemeklerden önce bir bardak suya birkaç damla damlatılan üzüm sirkesi, sindirim sistemini rahatlatıyor, mideyi çalıştırıyor. Üstelik bağırsak sağlığını düzenleyerek hazımsızlığa doğal bir çözüm sunuyor.

Kilo kontrolüne destek oluyor: Diyet yapanların gizli yardımcısı üzüm sirkesi, iştahı azaltıyor, metabolizmayı hızlandırıyor ve yağ yakımını destekliyor. Doğru şekilde kullanıldığında fazlalıklardan kurtulmak artık çok daha kolay.

Kan şekerini dengeliyor: Diyabet riski taşıyanlar için üzüm sirkesi, kan şekeri dalgalanmalarını azaltan doğal bir denge unsuru oluyor.

Cilt ve saç için doğal bakım: Yüzyıllardır kadınların güzellik sırları arasında yer alan üzüm sirkesi, cildi canlandırıyor, saçlara parlaklık katıyor. Doğanın en saf kozmetiği desek abartmış olmayız.

Her gün sofranıza birkaç damla üzüm sirkesi ekleyerek bedeninize ve ruhunuza yatırım yapabilirsiniz. Kim bilir, belki de şifayı aradığımız uzak coğrafyalarda değil, mutfağımızın rafında, sessizce bizi bekleyen bir şişe sirkede bulacağız.

Sağlıcakla kalın…