Doğanın bize sunduğu mucizeler bazen öylesine yanı başımızda durur ki, değerini fark etmek için çoğu zaman hastalanmayı ya da birilerinden duymayı bekleriz. İşte karadut da bu mucizelerden biri. O küçücük tanelerine sığdırdığı devasa şifa gücüyle aslında tam bir sağlık deposu.

Karadutun koyu mor rengi boşuna değildir. İçindeki antosiyaninler ve flavonoidler, adeta vücudu paslanmaya karşı koruyan bir kalkan gibi çalışır. Yani karadut tükettiğinizde sadece tatlı bir lezzet almazsınız, aynı zamanda hücrelerinizi genç tutar, bağışıklığınızı güçlendirirsiniz. Hatta yapılan araştırmalar, karadutun kansere karşı bile koruyucu etkiye sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Çocukluğumuzda annelerimizin sabahları önümüze koyduğu o mis kokulu karadut pekmezini hatırlayın… Boşuna değil! Çünkü karadut, kansızlıkla savaşan en etkili doğal ilaçlardan biri. İçerdiği yüksek demir sayesinde alyuvar üretimini artırıyor, halsizliği, yorgunluğu adeta silip süpürüyor.

Üstelik sadece kansızlık mı? Karadut aynı zamanda boğaz ağrılarına iyi geliyor, ağız yaralarını iyileştiriyor, bağırsakları çalıştırıyor. Yani doğanın şifası, her lokmasında vücudumuza yeni bir iyilik armağan ediyor.

Bugün raflarda çeşit çeşit ilaçların arasında kaybolurken, belki de en basit çözüm elimizin altında. Bir avuç karadut, bir kaşık karadut pekmezi ya da bir bardak karadut suyu… İşte hepsi bu!

Sağlıklı günler dilerim…