Ali Başkan göreve geldiğinden beri, başkanın adeta koruyucu meleği olan sosyal medya ve ulusal kanal yorumcusu, yine sıkıntılı zamanlarda sahneye çıkmaya başladı. Haziran ayı seçimlerinde öve öve bitirilemeyen Acun Ilıcalı, son bir aydır hedef tahtası. Şimdi ise Hakan Safi ismini ön plana çıkarmaya başladı.

Hakan Bey, Osimhen’i transfer etmek istiyor. Bunun için tüm imkânları zorlayacak. Samandıra’dan çıkmıyor, oyuncularla sürekli birlikte. Derbi maçları öncesi prim sistemini belirliyor. Fenerbahçe için yapamayacağı şey yok; süper bir yıldız hediye etmek istiyor.

Konuşulan isim: Vlahovic.

Yönetime daha yakın olan diğer yorumcuya göre ise Mourinho başarısız; ancak yönetim onunla yola devam etmekten yana. Kadronun yarısı değişecek. Dzeko’nun son 5 maçı. Yönetim, daha fazla para koyup daha iyi bir kadro kuracak. Her sezon olduğu gibi, yine "doldur-boşalt" formülü devrede.

Yıllardır bu tür fikir ve düşüncelerle taraftar, camia ve futbolseverler tabiri caizse uyutuluyor.

Bakalım sezon bitiminde başarı gelmezse, “Padişah” hangi görevlerde değişikliğe gidecek?

Asla yalnız yürümeyeceksin.

Futbol bir hayat memat meselesi değildir; ondan çok daha önemlidir.

Liverpool şehrinde iki büyük takım vardır: Liverpool ve Liverpool Yedekleri.

“Birinciysen birincisindir, ikinciysen hiçbir şey.” (Bill Shankly)

Pazar günü, Liverpool Nisan ayını bitirmeden Premier Lig’de şampiyonluğunu ilan etti.

İkinci Arsenal’in 15, Manchester City’nin 21, Manchester United’ın ise 43 puan önündeler. Şampiyonluk kutlamalarında rakipleriyle ilgili “kudurtucu” koreografi yapmadılar, kimseye sataşmadılar. Mutlu şekilde, hep bir ağızdan marşlarını söylediler. Kendi başarılarıyla mutlular, başkasının başarısızlığıyla değil.

Teknik direktör Jürgen Klopp, Liverpool’a veda ederken sahaya çıkıp, “Yeni hocaya destek olun,” dedi. Tüm stada Arne Slot tezahüratı yaptırmıştı. Arne Slot da şampiyonluk sonrası, tüm stada Jürgen Klopp tezahüratı yaptırdı. Bu bile İngiliz futbol kültürünün ne kadar ileri olduğunu gösteriyor.

Premier Lig’de üst üste şampiyonluklara damga vuran Pep Guardiola, kırmızıların şampiyonluğunu tebrik ederken şöyle dedi:

“Çok hak edilmiş bir şampiyonluk, buna şüphe yok. Harika bir takım. Umarım gelecek sezon sonuna kadar onlarla rekabet edebilecek kadar iyi olabiliriz.”

Ve gelecek hafta sonu, ezeli rakibi “maviler” (Chelsea), onları Stamford Bridge’de alkışlayarak karşılayacak.

Aynı senaryoyu geçtiğimiz hafta El Clasico derbisinde de gördük. Barcelona, rakibini madalyasını almaya giderken alkışladı. Real Madrid ise sitesinden Katalan ekibini tebrik etti.

Barcelona U19 takımı, Trabzonspor U19 karşısında kazanırken seremonide rakibini alkışladı ve övgü dolu sözler sarf etti.

Dönelim böyle bir kültürden bizim takımlarımızın kavgalarına…

Eyüpspor-Galatasaray maçında, taraftar başkanına “Cimbom’un çocuğu” diye tezahürat yaptı. Dünya derbisi diye adlandırılan Fenerbahçe-Galatasaray maçları unutulmadı. Yine Trabzon’da oynanan Fenerbahçe maçları…

Hakem olayları ise konuşmak istemediğimiz konular arasında.

O zaman şöyle sormak gerekir:

Galatasaray ya da Fenerbahçe şampiyonluğunu ilan etmiş olsaydı ve bu hafta sonu birbiriyle karşılaşsaydı, yaşanan hangi olayı tekrar yaşardık?

Real Madrid oyuncusu Rudiger' in hırsından dolayı son dakikalarda yaptığı hareket olabilir mi?