Fenerbahçe radikal kararlar alabilir mi?
Belirsizlik ve geçmişle yaşamak belki de sarı-lacivertlilerin özeti diyebiliriz.
Salı ve çarşamba akşamları dört takım büyük başarılara imza attı. Kimileri buna “tarihi başarı” da diyor.
Kazakistan takımı Almaty, Güney Kıbrıs takımı Pafos, Norveç takımı Bodo/Glimt ve İngiltere 4. lig takımı Grimsby Town…Küçük bütçelerle kurulmuş olan bu takımlardan üçü Şampiyonlar Ligi gruplarına, İngiliz ekibi Lig Kupasında ikinci tura yükseldi. Şampiyonlar Ligi’ne kalan üç takım, bu kupanın gediklisi olan ekipleri eleyerek bu başarıya imza attı. Grimsby Town, değeri 1 milyar euroya yaklaşan Manchester United’ı eledi. Çalışarak, azmederek, inanarak başarı geldi.
Fenerbahçe, Benfica kurasını çektiğinde eyvahlar başlamıştı. Yorumcular, Portekiz ekibinin eski gücünde olmadığından bahsediyor, sarı-lacivertlilerin rahat turlayacağı masalını anlatıyordu. Unutulan bir şey vardı; o da tecrübeydi.
Benfica, Şampiyonlar Ligi’nin en tecrübeli takımlarından biriydi. Fenerbahçe’nin turu geçmesi için elinde tek kozu vardı, o da çalışmaktı.İki maça da bakıldığında saha dışı yönetim bu karşılaşmalar için çalışmamıştı. Teknik direktör, memleketi olan takımı öve öve bitiremiyordu. Futbolcular ise birbirinden uzak, yabancı gibiydiler. 180 dakika boyunca isabetli şut çekememek, çalışmamaya en güzel örnek olsa gerek.
Saha dışına dönersek; rakibin oyuncusunu transfer etmek için çaba harcıyorsunuz, her şey tamamlanıyor, son gün çingene pazarlığına giriyorsunuz. Sonuçta, “Tekrar aynı maliyetle oyuncuyu alacağım.” diyorsunuz. Bu oyuncu ise takımınıza gol attı, sizi maddi zarara soktu; manevi zararı ise bambaşka. Burada Kerem Aktürkoğlu saha içinde görevini yapmış, alkışı hak etmiştir.
Mourinho, kendi takımı hariç oynadığı bütün takımlardan övgüyle bahsediyor. Kendi takımını ise geldiğinden beri ne şampiyon ne de Şampiyonlar Ligi’nde görme hedefi koyuyordu. “Zaten benden önce de takım şampiyon olmuyordu… Süper Lig’de yapı var, Avrupa için elimde kadro yok!”
Futbolcular ise bambaşka durumda. Yeni gelen eskiye ayak uyduruyor; eski oyuncular yeni “Bir şeyler yapar, bizi de kurtarır.” düşüncesinde.
Sayın Ali Koç, belirsizlik ve geçmişe takılı halde başkanlık serüvenini devam ettirmeye çalışıyor. Sekiz yılın verdiği başarısızlık ortada. Bu başarısızlık sadece şampiyonluğun gelmemesi değil, maddi ve manevi yönden de açıkça görülüyor.
Yönetim farklı bir havada, transfer komitesi farklı bir havada, teknik direktör farklı bir havada.
Tekrar belirttiğimiz dört takıma dönersek; bütçeleri 100 milyonu dahi bulmayan bu ekipler başarı elde etti. Bu, dün olan bir şey değil; çalışmanın, azmin, birlikteliğin getirdiği bir durum.
Fenerbahçe’nin önünde bir seçim var. Seçim sonucunda farklı durumlar olacağını söyleyen yok; yine aynı düşünce, aynı ego, aynı yönetim anlayışıyla yola devam edilecek. Belki de diğer teknik direktörlerde olduğu gibi Mourinho ile de yollarını ayıracak; suçun yine kendinde olmadığına inanacak, inandırılacaktır.
Belirsizlik, geçmişle yaşamak, hayali bir yapı ile mücadele etmek, rakiplerinin yaptıkları şeylerle uğraşmak, tarihi geçmiş oyuncu , teknik direktör, yönetici peşine koşmak bu kulübü fazlasıyla yoruyor. Bu yorgunluğa rağmen kazanılan birşey de yok ortada.
Nihat Kahveci: "Fenerbahçe, artık özüne dönmeli abi. Bazen yara olur, kolu keseceksin derler ya, Fenerbahçe artık kesmeye başlamalı.
Kesim işlemi birçok kişinin düşündüğü gibi en baştan başlamalı gibi duruyor.
