Fenerbahçe yine ilginç zamanlardan geçiyor. Kulübün yeni bir başkanı var; ancak Ali Koç ile Aziz Yıldırım arasındaki çekişme hâlâ sürüyor. Yeni bir teknik direktör göreve başladı, fakat eski hocası Mourinho’nun yaptırdığı idmanlar konuşuluyor.
Sadettin Saran: “Hâlâ geçmişin tartışmalarına takılı kaldık. Bu tartışmalar Fenerbahçe’ye yakışmıyor. Artık birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var. Fenerbahçe’nin kurtuluşu, birlikte akıl yürütmekle mümkün. Hep geçmiş konuşuluyor; bugünü konuşmak kimsenin aklına gelmiyor.”
Fenerbahçe’nin artık bu kısır çekişmeden çıkması gerekiyor. Camianın bir tarafı Alici, diğer tarafı Azizci hâline gelmiş durumda. Aziz Yıldırım hâlâ “Ben aldım, sen sattın.” tartışmalarını sürdürüyor. Ali Koç’un Aziz Yıldırım’ı kızdırdığı durumlar, kulübün kaybedilen senelerine neden oluyor.
Saha içine dönersek; maçın ikinci yarısında bile başkanlık seçimindeki gerginliği konuşan futbolcular var. Başkan, bu durum nedeniyle oyunculara özel psikologlar tutmuş.
Sistem ve saha içi çözüm arayışları içinde olan Tedesco, dün akşam 4-6-0 dizilimiyle sahadaydı. Sol bekte Levent Mercan, sağ stoperde ise yeni kaptan Çağlar vardı. Hücum hattının gol verimliliğinin nasıl olacağı merak konusuydu.
Sarı-lacivertliler oyuna hırslı ama biraz dağınık başladı. Semedo–Nene kanadı etkili olurken, Levent–Kerem ikilisi birbirine alışmaya çalışıyordu. İsmail–Alvarez ikilisi ise uyumlu bir görüntü sergiledi.
Fatih Karagümrük rakibini önde karşılamayı tercih etti ve Çağlar’ın yavaşlığından yararlanarak ceza alanına girmeye çalıştı. İlk yarıda bu planı tutmamıştı.
Israrla rakip alanda topla buluşmak isteyen Nene, bireysel becerisiyle yarattığı pozisyonda takımına penaltı ve golü kazandırdı.
Gol sonrası on dakika boyunca oyun kontrolünü kaybeden sarı-lacivertliler, ataklarını bu kez sol kanada yöneltti ve Kerem’in asistiyle Asensio’nun golü geldi.
Süper Lig’i iyi bilen iki oyuncunun kadro dışı bırakılmasının ardından sarı-lacivertlilerin nasıl tepki vereceği merak konusuydu. Ancak kanat oyuncularını verimli kullanan takım, ilk yarıda istediği sonucu aldı.
Tedesco’nun “Talisca iyi çalıştı.” sözü, ilk yarıda yine karşılık bulmadı.
Brezilyalı oyuncu sık sık yere yatıyor, dinleniyor ve tekrar oyuna dönüyordu. Hocası bile ona yalnızca bir saat dayanabildi.
Düşen orta sahayı iyi değerlendiren Fatih Karagümrük, Çağlar’ın ofsaytı bozmasıyla bir gol buldu; aynı oyuncunun kademe hatasıyla da yüzde yüzlük bir golü kaçırdı.İtalyan teknik adam, ilk müdahalesini Fred ve El Nesyri’yi oyuna alarak yaptı. Ancak düşen takım hâlâ toplanamamış. Marcel Lička yönetimindeki Karagümrük, Kadıköy’de tek kale oynamaya başlamıştı.
Tarık Çetin, Samsun deplasmanındaki formunu sürdürüyor, VAR’dan dönen Karagümrük golünün ardından Balkovec’in kırmızı kartı, Fenerbahçe adına akşamın kurtarıcısı oluyordu.
Şampiyonluk hedefi bulunan sarı-lacivertliler, ligin dibine demir atmış bir rakip karşısında zorlanarak üç puan alabildi. Ancak oyun, ileriye dönük pek umut vermedi.
Gerçi teknik direktör, maç sonu yaptığı açıklamada, “Taraftarın mutsuz olduğunu düşünmüyorum. 6-7 gol atabileceğimiz pozisyonlarımız vardı.” diyerek moral vermeye çalıştı.
Fenerbahçe taraftarına da bir parantez açmak gerekiyor: Çok uzağa gitmeye gerek yok; öğle saatlerinde kadın voleybol takımının maçında keyif ve coşku hâkimdi. Öğleden sonra erkek basketbol takımı, ezeli rakibini deplasmanda zorlanmadan geçerken yine mutluydu. Ancak futbol takımı sahaya çıktığında sinirler geriliyor, tansiyonlar tavan yapıyor.
Sonuca bakarsak; yeni yönetim, eski yönetimlerle işbirliği yapmak istiyor. Ancak eskiler kendi havasında, oyuncuların saha içi ve dışı bağlantıları kopuk, futbol maçına gelen taraftar ise takımdan giderek uzaklaşıyor.
Ne olacak Fenerbahçe’nin hali...
