Hoşgeldin Ya fakirlik!
Mübarek üç aylar geldi.
RTÜK milli ve manevi değerlerimize zarar veriyor diye Kızıl Goncalar dizisini yasaklamış.
Hatırlarsanız, İsmail Saymaz Badeci şeyhi yazmıştı. Timur Soykan ise şimdi Arnavutluk’ta yaşayan o şeyhi anlatmıştı.
Kızın Goncalar ne ki!
Şeyhlerde Anadolu İrfanı muhteşem.
Siz de mesela sadece siyasete bakın. Ne kadar da milli ve manevi değerlerimize uygun yapılıyormuş.
Siyasetimizde yalanlar, montajlar, iftiralar gırla gidiyor. Sanırsınız “İslam’ı güncelledik!”
Söylemlerde acayip dindar ama eylemlerde büyük günahlar bile dava uğruna sevap.
Ve böyle bir ortamda 3 aylara girdik
Ve böyle bir ortamda seçime 3 aydan kısa süre kaldı.
Aslında mübarek 3 aylar ile seçim atmosferindeki 3 aylar iç içe.. Tıpkı günahlar ve sevaplar gibi.
Davaya hizmet ediyorsa sevap; davaya hizmet etmiyorsa günah! Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma vs ne varsa işte. Önemli olan davaya hizmet!
Kutsallık derecesi ise ahirette değil, iktidarı korumadaki etkisinde... Mesela muhalefeti ne kadar yaralıyorsan yalanların veya yalan montaj kasetlerin bile kutsallığı o derece...
***
Evet, geldi hepsi.
Mübarek 3 aylar ve seçim atmosferinde ki 3 ay.
Ama bu sefer iş ciddi ve de sorunlu.
Kuran-ı Kerim’den Nass.. diyerek suni şekilde faizleri indirip oluşturulan yalancı cennet de şimdilerde kapalı. Ama yine İslami söylem olarak faziletli faiz artırımları yapıyoruz ve fatura hiç kutsal değil. Çünkü fatura acı..
TÜİK ekim ve kasım aylarında çalışan sayısının 224 bin kişi azaldığını açıkladı. Yine TÜİK son iki ayda “ücretli çalışan” sayısının 318 bin kişi azaldığını ilan etti.
Yani insanlar iş bulmayı bırakın, ellerindeki işleri kaybetmeye başladı.
Ama daha durun... Bu henüz başlangıç. Asıl fatura seçimden sonra.
Bunu Mayıs 2023 seçimlerinden önce defalarca yazdık. Ya büyük YIKIM ya da büyük SIKINTI demiştik.
Yönetim yıkımı tercih etmedi, bu bile büyük başarı ama BÜYÜK SIKINTI başladı.
Bakın arşive... Büyük sıkıntı diye neler yazmışız. Hepsi geliyor.
Oysa seçim var.
Özellikle İstanbul çok önemli
Gerisini boşverin ama İstanbul olmazsa olmaz. Körfez ülkelerine verilen KANAL İSTANBUL var. Adamlar o kadar arsayı boşuna mı aldı?
Kanal İstanbul etrafına şöyle 500 bin kişilik ARAP şehri kursak fena mı olur! Hem bahanesi de deprem olur.
Seçmen yer mi bunları? Neden yemesin ki; yemediği ne kaldı zaten? Sahte montaj kasetleri yemedi mi?
İyi ama insanlar işini kaybederken nasıl izah edilecek bu ulvi Kanal ve yeni şehir?
Hiç düşünmeyin ve dert etmeyin. İslami hocalarımız devreye girer ve bu mübarek 3 aylarda fakirliğin kutsallığından bahsederler.
Fakir var ya fakir... Hurileri hep onlar kapacak.
Yetmez mi?
Bu dünyada cehennemi görseler de öbür dünyada Hurileri görecekler.
Fakirsen ve de iyi bir oy veriyorsan cenneti de hayal edebilirsin. Bu kadar basit.
Öyle 200-300 bin kişi işini kaybetmiş, evine ekmek götürememiş, evladının istediği şeyleri alamamış veya evladı okuldan eve aç ve susuz gelmiş... Hiç ama hiç dert değil. Sen Hurileri düşün.
Sakın ama sakın ekonomiye bakma. İşten kovulmuşsun sakın dert etme. Evladının geleceği yok edilmiş sakın üzülme.
Fakirliğin kutsallığını bir düşün ve gelecek Hurileri hayal et.
Yetmez mi?
Kanal İstanbul’muş, Arap şehriymiş vs bunlar seni yorar. Sen hayal et ve hayalde yaşamayı sürdür.
Not: Bu senaryoyu Kızıl Goncalar bile yazamaz! Aman ve sakın ha... Milli ve manevi değerlerimiz zarar görmesin.
Varsın maddi değerlerimiz eriyip gitsin...