Laf edebiyatı ile karnınızı iyice bir doyurun…
Dün 2023 yılı büyüme rakamları açıklandı. Ülkemiz 2023 yılında yüzde 4,52 büyüdü.
Ne güzel…!
Lakin tarım -0,22 küçülürken sanayi sadece 0,79 büyümüş. Hani üretim-yatırım-ihracat-istihdam ve cari fazla diyorlardı ya… Hepsi hikayeymiş.
Çünkü geçen yıl tüketim büyümesi yüzde 12,77 oldu
Kısacası Türkiye deli gibi veya çılgın gibi tüketerek büyüdü.
Nass… demişlerdi ya. İşte tam da bu sayede enflasyonu düşürmeden faizi suni şekilde indirerek Türkiye’yi tam bir tüketim cennetine çevirdiler. Dediklerinin tam tersi yani.
Zaten hep öyle olmuyor mu? Ne diyorlarsa tam tersi çıkmıyor mu?
Şu notu da ekleyelim: 2020-2023 yılına yüzde 22,9 büyüdük ama tüketim büyümesi yüzde 54,9.
Bu ne demek? Yedik-içtik ve seçimleri gerçekleştirdik. Şimdi fatura ödeme zamanı. Seçimden sonra bu iki yılın fazladan yediğimiz faturasını ödeyeceğiz.
Sanal cennetten çıkıyor ve zebanilerin kol gezdiği cehenneme giriyoruz.
Hepiniz hoş geldiniz…
***
Bir ülke normalde büyürken refah oluşur… Bakın şimdi şu grafiklere… 2013-14’den sonra refah nasıl oluşmuş?
Bir emeklinin ortalama maaşı asgari ücretin yüzde 18 üzerindeymiş. Şimdi ortalama emekli maaşı asgari ücretin yüzde 26 altına düşmüş. (2023 ilk 11 ay)
Ve açlık sınırı ile karşılaştırma: Ortalama bir emekli maaşı açlık sınırının yüzde 10-20 altındaymış. Şimdi ise yüzde 55 altında.
Bunu şu şekilde ifade edeyim: Açlık sınırına göre hesapladığınızda emeklilerin geçen yıl aldıkları maaşın yaklaşık yüzde 32’si verilmemiş. Asgari ücrete göre de emeklilerin maaşı yüzde 59 civarında verilmemiş.
Kısaca şunu diyebiliriz: Ülkenin genel ücret seviyesine göre emeklilerin maaşı yüzde 40-50 civarında iç edilmiş; verilmemiş.
***
Gelelim çalışanlara…
Türk-İş şubat ayında açlık sınırını 16.257 lira olarak açıkladı. Oysa daha iki ay önce açlık sınırı 14.431 liraydı.
Birçok kişi asgari ücret 17 bin lira olarak açıklandığında bu maaşı yeterli gördü ve sevindi.
Siz daha durun… Mart ayında asgari ücret ile açlık sınırı eşitlenir. Bu yıl bir daha maaş zammı olmayacağına göre yılın geri kalan 9 ayında aç olarak çalışmaya devam.
13 yıl kesintisiz büyüyen bir ülkede bu derece fakirlik-yoksulluk olur mu?
İşte buna Türkiye mucizesi diyebiliriz.
Hem ülke büyüyor hem de fakirlik. Böyle bir mucize daha kim başarabilir?
***
Gelelim asıl hikayemize.
Yoksa siz ülkemiz uçuyor, büyüyor, oyun kuruyor edebiyatlarını yemediniz mi? O zaman size birazcık ‘Din’ ve ‘Milliyetçilik’ verelim. Aç kalın ama yedirmeyin… (tabi ki Reis’i)
Bakın tabloda net olarak ne görülüyor? Bu Cumhur İttifakı sadece ve sadece toplumun en zengin yüzde 5’ine çalışmış. İhaleleri, teşvikleri, vergi kolaylıklarını vs sadece zenginlere sağlamışlar. Tabii kendileri de “itibardan hiç tasarruf etmemişler; saraylarda uçaklarda, arabalarda kendilerine oldukça cömert harcamışlar.
Vatandaşa da en cömertinden vatan-millet edebiyatı satmışlar. Hatta bunu satarken de, ülkeyi bütünleştirmek yerine tam tersi şekilde muhalefeti ve dolaysı ile onlara oy verenleri terörist ve teröre destek veren şeklinde ikiye bölmüşler.