Öldü mü; öldürüldü mü?

Adnan Kahveci ve Recep Yazıcıoğlu öyle… Öldüler mi; öldürüldüler mi?

Bir dönem sıkça rahmetli Turgut Özal için de benzer savlar ileri sürülüyordu. Öldü mü; öldürüldü mü?

Onu bilmiyorum ama şunu net biliyor ve görüyoruz: Türkiye’ye büyük faydası dokunan ve dokunacak kişiler pek yaşamıyorlar.

***

25 Mart 2009: Daha dün gibiydi. Nerede ise TV’ler naklen yayınlıyordu… Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düşmüş-düşürülmüş ama yeri bir türlü bulunamıyordu. Oysa Muhsin Yazıcıoğlu ile beraber olan gazeteci İsmail Güneş telefon pili bitene kadar TV’lere canlı bağlanıyor; 112 acili arıyor ama bir türlü kimse onun yerine ulaşamıyordu.

Ve hepsi öldü…

Muhsin Yazıcıoğlu FETÖ için “Bizim tarlayı da sürmüşler” demişti. Malum tarla ve meyveler ortada…

***

Ölüm yıldönümü vesilesi ile sosyal medyada Muhsin Yazıcıoğlu hakkında paylaşımlara bakıyorum:

“Vatanı sevmenin çilesini biz çektik edebiyatını onlar yaptı”

“İnanmadığım yolda milyonlar ile yürüyeceğime, inandığım yolda tek başıma yürürüm”

Eminim çok daha derin söylev ve notları vardır. Zamanında kendisini daha fazla takip etmem gereken kişilerden biriydi Muhsin Yazıcıoğlu. Böyle kişileri ara ara paylaşıyorum.

Bu düşünceler içerisine dalmış giderken kulağıma Erdoğan’ın sesi geldi: “İBB’nin borcunu 5 kat artırdı” diyordu.

Ekrem İmamoğlu için Mart 2019-Mart 2024 dönemi diyebiliriz.

Şunu net görüyoruz ki 2019 yılına göre fiyatlar Erdoğan’ın Nass.. politikası ile 10 kat civarında arttı.

Mesela 2018 sonunda 1600 lira olan asgari ücret şimdi 11 kat artışla 17 bin liraya yükseldi.

O nedenle borçların 5 kat artışı bana düşük bir oran gibi geldi.

Elbette bu düşünce ile yetinmeyip mutlak rakamlara bakmak zorunda hissettim kendimi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinden Erdoğan’ın başına olduğu Hükümetin borçlarına baktım: 1 trilyon 150 milyar liradan 7 trilyon 240 milyar liraya yükselmiş.

Ekrem İmamoğlu’nu borçları 5 kat artırmakla suçlayan Erdoğan ülke borçlarını meğerse 6,4 kat artırmış.

Aklıma hemen Muhsin Yazıcıoğlu’nun sözü geldi: “Edebiyatını onlar yaptı”

***

Lakin bu edebiyat yapma kabiliyeti AK Parti ve Erdoğan’da çok güçlü: Mesela 2001 büyük krizinde bile %11,8 olan -Kamu Yatırım Oranı- AK Parti dönemi boyunca ortalama %9,5’de kaldı.

Ama edebiyatı çok güçlü olanlar bunu “Eser Siyaseti” adı altında topluma sattılar. Yani rakamların başka dediği her şeyi edebiyat ile topluma çok güzel yedirebildiler.

Ülkenin ihtiyaç yatırımlarını yapmadılar ama şov yatırımlarını yaptılar. Çünkü çok iyi edebiyat gibi çok iyi şovmenlik de yapabiliyorlardı.

İşte önceki gün bir örneği daha yaşadık.

Bir edebiyat örneği daha…