Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel normalleşme süreci içindeki gezilerine devam ederek Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli’yi ziyaret etti.

45 dakika süren görüşmenin ayrıntılarında çok dişe dokunur bir şey yoktu belki ama sürekli dediğim gibi yıllardır o kadar kutuplaştık ki insanların birbirlerine selam vermelerine bile şaşıracak hale geldik.

Özel bu görüşmenin ardından katıldığı grup toplantısında kürsüden net mesajlar verdi.

Ülkenin asıl meselesinin açlığa mahkum edilen emeklilerin durumu olduğunu vurguladı ve insanları 26 Mayıs Pazar Günü İstanbul’da Büyük Emekli Mitingi’ne davet etti.

Gündem belirleme noktasında çok doğru bir hamle. Benim tahminim yaz aylarında hükümet bir yerde bu duruma kayıtsız kalamayacak ve emeklillerin durumunu iyileştirecek ve bu da CHP sayesinde olacak.

1 saatlik uzun konuşmasının sonlarında belki de muhalif olan herkesin duymak istediği cümleleri söyleyerek son günlerde yaşanan tartışmaların da üzerine toprak atmış oldu.

Ali Mahir Başarır’ın kırdığı pot ile başlayan cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda “Kendi adaylığımı direterek birilerinin tükenmekte olan iktidarına tekrar fırsat vermek gibi bir hata yapmayacağımdan herkes emin olsun” dedi ve partilileri de bu konuda artık açıklamama yapmamaları konusunda uyardı.

Çok doğru bir tavır. Tebrik ediyorum. Bu tartışmaların zamanı 3 yıl sonra gelecek zaten. Şimdiden konuşmanın hiç bir manası yok.

Ayrıca Özgür Bey’in dünden beri AKP’ye yakınlığıyla bilinen ve sık sık CHP’ye hakaret eden Taha Karagöz ile çekilen fotoğrafı çok konuşuluyor. Neredeyse herkes çok kırgın, öfkeli. Nasıl bu adamla görüşürsünüz diye tepki verenler var.

Tepkilerin duygusal nedenleri anlamakla birlikte bu görüşme isteklerinin arkasının geleceğini de bilmeleri gerekiyor. Niye mi?

Çünkü artık CHP birinci parti. Yakında Abdulkadir Selvi röportajı da gelirse şaşırmam...

NEPOTİZMLE MÜCADELE MÜDÜRLÜĞÜ

Ben CHP Genel Başkanı olsam ilk yapacağım iş Nepotizmle Mücadele Müdürlüğü kurmak olurdu. Nepotizm akraba kayırmacılığı demek. NMM’yi akraba kayırmacılığı işleri CHP’de çok olduğu için kurmazdım ama yanlış anlaşılmasın.

Bazı şeyler başlamadan önüne geçmek için kurardım. Belediyelere işe alınan yönetici seviyesindeki kişilerin genel merkez süzgecinden geçerek arada bir akrabalık, eş dost ilişkisi var mı diye baktırırdım.

Nepotizm kelimesini biz AK Parti iktidarıyla öğrendik. Tüm sülalesi aynı devlet üniversitesinde çalışanlar mı dersiniz, THY’de tek bir aileden yirmi kişinin çalışmasına kadar sayamayacağımız örneklerle dolu bir yirmi küsür yıl.

En başta ülkeyi yöneten kişinin kendi damadını bakan yapmasından sonra kime ne anlatabilirsiniz ki?

Dıttırı belediyesini vıttırı müdürlüğüne damadını, kardeşini atayan belediye başkanlarıyla doldu sonrasında ortalık...

Ancak halk bu kibirden, bu yiyicilikten bıktı ki oy tercihini değiştirip bir çok ilde, ilçede CHP’ye şans verdi.

Bu şansı alalı daha 2 ay olmamışken Bursa Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in 30 yaşının altındaki yeğenini belediye iştiraklerinden Bursa Kent Yapı İmar Bilişim Enerji’nin başına ataması ben dahil bir çok insanı çıldırttı.

Olay ortaya çıkınca da “Yeğenim bu işlerden anlıyor, güvenecek insana ihtiyacım vardı. İnsan üzülüyor, bu gençler hiç mi çalışmayacak” dedi.

Bana kalsa “Sen bizimle dalga mı geçiyorsun?” diyerek anında partiden kovardım ama işte Genel Başkan ben değilim.

Bozbey bu sözleriyle koskoca CHP Bursa Örgütünde güvenecek kimsesi olmadığını söylemiş oluyor aslında. Yazık değil mi seçim kampanyasında Bozbey için canını dişine takan partililere. Bu o partideki insanlara nankörlük değil midir?

Aradan 24 saat geçmeden kamuoyundaki baskıdan dolayı Bozbey “Halkımızın hassasiyetinden ötürü tartışmalara mahal vermemek için” şeklinde bir açıklamayla kararından vazgeçti.

En başta tartışmalara mahal verilecek bir konu olduğunu bilmesi gerekirdi. İlk günden beri söylüyorum.

CHPli belediyelerin çok daha fazla dikkatli olması gerekiyor. Genel Merkezin böyle hadsizliklere izin vermemesi gerekiyor.

Umarım bu son olur.