Koronavirüs-19 felaket mi?

Yeni salgının Çin dışında bize yakın ülkelerde, İran ve İtalya’da görülmesi dikkatimizi arttırdı.

Aslında yeni Koronavirüs’ün macerasını, Türkçe açıklamalarıyla, buraya tıklayarak internetten izleyebilirsiniz. Tam adı, COVID-19 veya COVID-2019.

ABD’nin önde gelen üniversitelerinden Johns Hopkins Üniversitesi, devlet kaynaklarından aldığı bilgileri anlaşılması kolay bir ekranda sunuyor. Üniversite, verdiği rakamları şu kurumlardan derlemiş: WHO (Dünya Sağlık Örgütü), CDC (ABD’nin Hastalık Kontrolü için Merkezler Teşkilatı), ECDC (Avrupa’nın aynı amaçlı teşkilatı: Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri), NHC (ABD’nin Millî Sağlık Konseyi) ve Çin’in Millî Veri İstatistikleri –DXY. Yukarıdaki bağlantıda bilgiler, Türkçe açıklama ile veriliyor.

Bu yazıyı Karar’a gönderirken elimdeki şu sayılar var: Teyid edilmiş toplam vaka 82 bin 170, ölüm 2 bin 804, iyileşen hasta 32 bin 898. Bu sayıların çok büyük kısmı Çin’e ait. Vaka ve ölümlerin yaklaşık yüzde 97’si kıta Çin’inde. Onu, bin 595 vakayla Güney Kore izliyor. Dünyanın geri kalanında toplam vaka 705... Şu andaki rakamları yukarıdaki bağlantıda bulabilirsiniz.

GİDİŞ NEREYE?

İki farklı uzmanın analizlerini aktaracağım. Birincisi, DNA’nın yapısını keşfedenlerden Crick’le çalışmış, kendisi de Nobel almış Daniel Levitt. Levitt, ünlü Stanford Üniversitesi Tıp Okulu’nda hoca. Çalışmalarını arda arda yayımladığı raporlarla kamuoyuyla paylaşıyor. Elimdeki son analizi 23 Şubat 2020 tarihli. Prof. Levitt’in analizine göre Çin’de salgın bitmek üzere, hatta bitti. Şu anda kıta Çin’i için gösterilen toplam vaka sayısı 78 bin 497. Prof. Levitt, bu sayı 80 bini geçmeyecek diyor.

Neye dayanarak? “Ben salgın hastalık uzmanı değilim, proteinlerin yapısından anlarım, ancak veri analizi bunu gösteriyor” diyor. Gerçekten veriler bir ‘S eğrisi’ çiziyor. ‘S eğrisini’ şöyle hayal edebilirsiniz: Büyücek bir S harfinin alttaki kuyruğunu sola, üstteki başını da sağa doğru sündürün. İyice sündürün. ‘S eğrisi’ odur. Önce yavaş yükselen, sonra artışı hızlanan, bir noktadan sonra artış hızı düşen ve düzleşen bir eğri… Çin’deki vaka sayısının davranışı buna uyuyor.

Levitt’in önemli bir tespiti daha var: Salgın Çin’de, Hubei şehrinin deniz ürünleri pazarında başlamış. “İlk bulaşma”, diyor hoca “İnsandan insana değildi. İnsandan insana bulaşmalarda virüs bir şeker zarfının içindedir. Bu yüzden yayılma hızı da ölüm oranı da diğer bölgelerde Hubei’nin altında kalacak.”

Bilimdeki iddiaların doğru mu yanlış mı oldukları kolay anlaşılıyor. Bu yazıyı okurken yukarıda verdiğim internet bağlantısından Çin’in toplamına bakın. Hâlâ 80 binin altındaysa Levitt haklıydı diyebiliriz. (Dünyaya değil, kıta Çin’in in toplamına. Dünya şimdiden 80 bini aştı.)

İkinci yorumcuyu The Atlantic dergisinin tıp muhabiri Dr. James Hamblin’in yazısında buldum. Hamblin, Harvard Üniversitesi salgın hastalıkları profesörü Marc Lipsitch’le konuşmuş. Onun görüşü Levitt’inkiyle bire bir aynı değil, fakat yakın.

KESKİN VİRÜS KÜBÜNE ZARAR

Lipsitch, salgınların yayılma hızı ve vüsatini belirleyen iki parametreden bahsediyor. Biri ölüm oranı. Ölüm oranı ne kadar yüksekse, salgının ömrü de o kadar kısa oluyor. Çünkü taşıyıcı, çok insana bulaştıramadan ölüp gidiyor. Böyle virüsler bindikleri dalı kesiyor. Daha önce karşılaştığımız kuş gribi-SARS ve Suudî Arabistan’da ortaya çıkan MERS böyleydi. Toplam ölüm birkaç binde kaldı ve salgın yok oldu. COVID-19 diyor Lipsitch, diğer ataları SARS ve benzerlerinden evrimleşmiş. Sanki ölüm oranı azami yayılmayı sağlamaya ayarlanmış. Gen bencildir ya!

COVID-19, bugüne kadar bilinen dört korona virüsün beşinci kardeşi. Korona virüslerinin DNA’sı bile yok. Genetikleri tek bir RNA zincirinden ibaret. Gelişmiş canlılarıda, mesela bizde, RNA ancak DNA’nın kopyalanmasında kullanılıyor. COVID’lerde bütün kimlik RNA’da…

İYİ VE KÖTÜ HABERLER-İYİ AĞIRLIKLI

İkinci parametreye ‘R0’ diyorlar. ‘R-sıfır’... Daha önce hastalığı geçirmemiş bir toplulukta bir taşıyıcı kaç kişiye hastalık bulaştırabiliyor? Bu ‘R0’. Mesela kızamıkta ‘R0’ 14 civarında imiş. COVID-19’da bu rakam üç gibi. Kötü haber de şu: İlk belirtiler görülmeden uzun bir taşıyıcılık süresi var. Dolayısıyla havaalanında termal kamera kullanmanın yararı sınırlı.

Bütün bu hükümlerden sonra Harvard uzmanının vardığı sonuç şu: COVID-19 her yıl tekrarlanan bir grip türü gibi kronik hâle gelecek ve “her nefs onu tadacak”. Zaten yaşlıların gripten yıllık ölüm oranı şu ana kadar- Hubeli dışında- bu salgında görülenin üstünde.

Salgının farklı cephelerine bakan iki analizin anlaştıkları nokta, ortada Ortaçağ vebası gibi bir felaketin bulunmadığı. Çin’in Hubei’sinde felakete yakın… Uygurlar’a yaptıklarından diyeceğim ama Uygurlar da ölüyor.

Son bir not: “Aşı bulundu!” çığlıkları doğru değil. Aşı geliştiriliyor. Fakat yazdan önce bize ulaşmayacak. Gelecek sonbaharda grip aşılarının içinde COVID-19 da bulunacak.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum