Olduğun gibi görün

İnsan, devletinin doğru söylediğine inanmak istiyor. Hukukun herkese eşit işlediğine, birilerinin talimatıyla gazeteci tutuklanmadığına inanmak istiyor.

KENNEDY- OSWALD- RUBY

FETÖ yalanla, dolanla, sahte ihbar mektuplarıyla iş görüyordu. Emir ve kumanda zinciri içinde çalışan savcı ve hâkimlerle masum insanları yakalıyor, hapsediyordu. Çok şükür bu ceberut teşkilatın kurduğu ağ dağıtıldı diye biliyoruz.

Sonra biri çıkıyor ve diyor ki, biz, bunları hasımlarımızı yok etmek için kasten yaptık. Yani: Biz, onlara kol kanat gerdik, onları namluya sürdük… Sonra operasyon bitti, şimdi onları temizliyoruz!

Gençler hatırlamazlar, Oswald diye biri ABD Başkanı Kennedy’yi vurmuştu. Daha doğrusu bir tek Oswald yakalandı. İki yerden ateş edildiği, kurşunun iki kere girip bir kere çıktığı gibi laflar edildi ama aslını öğrenemedik. Çünkü Oswald karakoldan çıkarken Ruby diye biri de onu vurdu, öldürdü.

BİRAZ DA BİZ… Mİ?

Felaket ifadeler. Hepsine pekiyi diyelim. Bugüne bakalım. Rezalet bitti değil mi? Hiç olmazsa şimdi aynı edepsizlik yaşanmayacak değil mi? Düzmece ihbar mektuplarıyla beğenmedikleriniz tutuklanıp, davanın muhatabı neden tutuklandığını öğrenmeden Taraf benzeri rezil bir gazete iddianameyi açıklamayacak değil mi?

FETÖ’nün savcıları… Yanlış anlaşılmasın, hani şimdi tutuklu ve firarda olan cinsini kastediyorum, görüntü almadan manyetik ortamları, telefon ve bilgisayarları götürürdü. Sonra da içlerine maharetle aslında olmayan belgeler yerleştirirlerdi. Siz öyle yapmayacaksınız değil mi? Müyesser Hanım’ın belgelerini götürürken avukatı görüntü alınmasını istemiş, almamışlar. Çünkü… Alacak teknik eleman yokmuş. Eh doğru söze ne denir? Kanun öyle diyor değil mi? Disklerin, kayıtların kopyası alınır… Ama alacak teknik eleman yoksa bundan sarfı nazar edilir. Her halde öyledir değil mi?
“Biz, bize yönelen komployu durdurduk, şimdi sıra bizde. Ne yani, FETÖ’ye haktı da bize yasak mı?” demeyeceksiniz değil mi? Biraz da biz yiyelim felsefesinin doğma uzantısı!

Biz FETÖ’ye tetikçilik yaptırdık sözleri bir. Ve bu yazıya sığmayacak kadar geniş ikinci konu, iktidarın Trol orduları… Her biri normal bir ülkede hükümet düşürecek skandallar ama Allahtan bizdeki hükümet düşebilen cinsten değil. Üstelik eminim iki skandalın da makul izahı vardır. Olmasa da birinin karşınıza geçip hesap sorması mümkün değil ya. Tıpkı demokrasi gibi hesap verebilirlik de bir siyonist, mason, kâfir Batı uydurmasıdır.
İnsan, kendini yönetenlerin dürüst olmasını istiyor. Demokrasiye bağlı gibi görünüp diktatör gibi davranmamasını mesela. Yani ya göründüğü gibi olsun, yahut olduğu gibi görünsün. Dobra dobra.

ÇKP KOÇ GİBİ- KUTB DA ÖYLE?

Sayın Perinçek, “AKP’yi biz yönetiyoruz” deyince, nedense aklıma Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) bir açıklaması geldi. “Doküman 9” denilen bu politika belgesinde parti, Batı’nın temel değerlerinin ÇKP’nin varlığını tehdit ettiğini söylüyordu: “Evrensel değerler ve ‘Batı tarzı hürriyet, demokrasi ve insan hakları evrensel ve ebedidir’ iddiaları ÇKP’nin temellerine saldırıdır… Batı tipi anayasal demokrasinin reklamını yapmak, hali hazır liderliğin ve Çin tarzı sosyalizmin ve yönetim sisteminin altını oymaktır.”

Koç gibi, düşündüğünü yazmış! Söylediği yaptığına, yaptığı söylediğine uyuyor. Çin Komünist Partisi’ni tebrik ederim. Neyse o. Açık ve net! Gönlünde beslediği yerli ve millî dikta, emir kumandayla çalışan bir adalet, daha doğrusu siyasî cezalandırma sistemi iken ağzıyla demokrasi, hukuk devleti, insan hakları demiyor ÇKP. Kıvırmıyor. Ahlaklı!

Bakın, yine koç gibi, “Demokrasi kâfir düzenidir” diyen Müslümanlar var. Çekirdek selefileri bir yana koyuyorum. Seyyid Kutb öyle söylüyor. Mevdudî öyle söylüyor. Hatta Hayrettin Karaman Hoca da İslamî değildir diyor. Siz de göğsünüzü gere gere söyleyin. Ağzınız hürriyet, demokrasi konuşurken eliniz otorite işlerse bu ne ÇKP ne de Müslüman Kardeşler kadar dürüsttür. Siz Kutb’u ve Mevdudî’yi örnek almaz mıydınız?

BİZE ZATEN MELEZ DİYORLAR

Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun Hoca da yazdı bakın. Şu muhalefet diye geçinenler ya hain, ya terörist değil mi? En azından terörist işbirlikçisi değil mi? Peki bunları “içeri almamak” sizin elinizde değil ki. “Türkiye bir hukuk devletidir.” Türkiye’nin en tepesindeki adamlar sabahtan akşama Bay Kemal’in ve şürekâsının terörist sevici olduğunu söylerken, hepsinin hain olduğunu bağırırken savcılar neden saat dörtte bunların da evlerini basıp gerekeni yapmazlar? Neden çekiniyorsunuz? Batı’dan mı? O hain, siyonist, vs. vs. Batı’dan mı? Batı bize zaten demokrasi demiyor. Kusurlu Demokrasi de demiyor. Hibrid Rejim diyor. Yani melez. The Economist Dergisi’nin Economic Intelligence Unit raporunda bakıyorum. Demokrasi skorunda bizi 110’ncu sıraya koymuş. Üç basamak daha inersek aşağıda “Otoriter Rejim”ler başlıyor. Onlarla aramızda, Fildişi Sahili, Burkino Faso ve Cezayir var. Üstümüzde Nijerya.

ÇKP, hürriyet, demokrasi, hukuk falan diyen ve aslında Çin Komünist Partisi’nin altını oyan terörist ve hainlere ne yapıyorsa siz de öyle yapın. Koç gibi. Dürüstçe.

YORUMLAR (18)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
18 Yorum