Trump Amerikancı, Merkel Almancı, Şiao Çinci. Ya siz?
Ülke içi ekonomide piyasaya, rekabete dayanmayan, fiyat kontrolü yapmağa kalkan rejimler başarısız oldu.
KAPİTALİZM SOSYALİZMDİR
Sosyalist-kapitalist sınıflandırması yapmıyorum. Çünkü ekonomide kalkınmanın temelinde rekabet, adalet ve bilgi yatıyor. Ben bunu RAB diye kısaltmayı seviyorum. Adalet yerine ahlak da yazabilirsiniz. Aslında adaletin koyduğu sınır, ahlakın koyduğundan daha gevşektir. Bir insan kanunun sınırını çiğnemediği halde ahlakın gereğini yerine getirmiyor olabilir. Rekabetin içinde piyasa, şahsî mülkiyet ve kâr da var tabi.
Bu gerçeği, Çin, Mao’dan sonra keşfetti ve o dillere destan kalkınmasını başlattı. Kendisine komünist diyen, halk cumhuriyeti diyen Çin! Hemen felsefesini de yaptılar. Deng Xiaoping “Fareyi tuttuktan sonra kedinin rengi önemli değildir” buyurdu. Ve ilave etti: Komünizme en yakın ülkeler aslında Batı’nın kapitalist ülkeleridir. Tam böyle değil ama şöyle: Komünizm fakirlik için değil refah için vardır. O halde dünyada komünizme en yakın ülkeler en zengin olanlardır!
Bu da “bilimsel sosyalizm”in ne bir kere daha, akıllara seza bir açıklama kabiliyetine sahip olduğunun ispatı. Gelecekte ne olacağını tahminde pek başarılı değiller ama geçmişi, olan biteni müthiş izah ediyorlar.
MİLLİYEÇİ TRUMP GLOBALİZME KARŞI!
Peki, kapitalist tarafta hayat? Google, Adam Smith’e karşı yazımda orada da ideolojinin çok rahat olmadığını söylemiştim. Von Mises’in bilinmeyen ve bilinemeyecek, “insan eylemi”nin hızla tahmin ve takip edilebilir hâle geldiği görülüyor. Bu veri zenginliği içinde planlama 20. asırdakindan daha gerçekçi ve etkili yapılabilir. Fakat piyasa – gittikçe daha iyi tahmin edilebilse de- yine piyasadır, rakabet ve adalet yine ön plandadır.
Ülkelerin iç ekonomileri böyle. Ancak milletler arası ekonomik ilişkilerde, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” formülüne hiç ama hiç riayet edilmiyor.
Ya globalizm? Globalizm pis kapitalistlerin, liberallerin, hassaten ABD’nin başımıza açtığı bir gaile değil miydi?
Şimdi bakınız, Trump’ın Cumhuriyetçi Parti'si, aslında ABD’nin Liberal Partisi’dir, veya daha doğru bir tabirle, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” partisidir. Hür teşebbüs ve serbestiyi, düşük vergiyi temsil eder. Çin’in Komünist Partisi de, adı üstünde komünist partidir. Yani sosyalizmi temsil eder. Her şeyin devlet eliyle yapılmasına yatkındır- teoride. Hadi devlet demiyelim, halk diyelim ama o halkın tek ve kudretli temsilcisi Komünist Parti’dir ve Çin’de Komünist Parti, devlet demektir.
Tekrar bir bakınız: Bırakınız yapsınlar, geçsinler diyenlerin milletler arasında serbest ticareti ve rekabeti desteklemesi, globalleşmeyi desteklemesi gerekir değil mi? Devletçi Çin’in de ne idüğü belirsiz burjuva hâkimiyetindeki ülkelerle ilişkide dikkatli olmayı, öyle serbest ticaretti, küreselleşmeydi gibi kapitalist icatlarına pek yüz vermemesi gerekir, değil mi?
Böyle düşünüyorsanız tekrar düşünün.
Çin, gümrükleri indirin, kapıları açın diyor. Hiç olmazsa kendi ihraç ürünleri için serbest ticaretten yana. Bırakınız geçelim, bırakınız yapalım diyor. Hatta geçmek için kendisine bir kuşak ve bir de yol açmaya çalışıyor Bu yol, dünya ülkelerinin %60’ını kapsayacak. Global kuşak küreyi saracak.
Ya hürriyetçi, liberal kapitalist Trump? Yalnız Meksika’dan gelen göçmenlere karşı hudut duvarlarını değil, gümrük duvarlarını da yükseltiyor. İthalata da ihracata da sınırlamalar koyuyor. İhracatta stratejik ürünleri kısıtlıyorlar. Rakipler kullanamasın, hem de teknoloji transferi yapamasın, bilgileri çalamasın diye.
KOMÜNİZM HÂKİM SINIFIN SÖMÜRÜSÜDÜR!
Globalleşme? Trump’ın ağzından veriyorum:
“…yolsuzluğa batmış, iktidar arsızı globalistler!... Globalist ne demek biliyorsunuz? Globalist kürenin işleri yolunda olsun ister ama ülkemizin durumu pek de umurunda değildir… Ben neyim biliyor musunuz? Milliyetçiyim.” (22 Ekim 2018, Houston.) Bu konuşmanın Türkçe alt yazılı videosuna https://millidusunce.com/misak/milliyetciligin-altin-cagi/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Trump, 24 Eylül 2019 günü toplanan Birleşmiş Milletler 74. liderler zirvesinde de şöyle konuştu:
“Gelecek globalistlerin değil. Gelecek vatanseverlerin. Gelecek halkını koruyan, komşularına saygı duyan ve her ülkeyi özel ve eşsiz yapan farklılıklarla iftihar eden egemen ve bağımsız milletlerindir.“
Ve BM konuşmasındaki en çarpıcı cümle: “Sosyalizm ve komünizm sadece hâkim sınıfın iktidarına hizmet eder!” Haydaa… Yahu o kapitalizm değil miydi?
Nutuklara bakmayın. Hadi post-modernce söyleyeyim- de hiç anlamayasınız- bunlar anlatı. Yani hikâye… Gerçek şu: Dünyanın zembereğini kuranlar milletlerdir. Her millet kendi çıkarına göre davranıyor.
Trump kapitalist değilse, Şiao komünist değilse nedir? Çok açık: Trump Amerikancı, Şiao Ping Çinci, Makron Fransızcı, Merkel Almancıdır. Siz necisiniz?