Altı genç kadından oluşan Manifest adlı bir müzik grubunun geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da verdiği bir konser, sadece magazin gündemine değil bizlerin de gündemine girdi çünkü Cumhurbaşkanı danışmanı Oktay Saral, sosyal medyadan konuyla ilgili bir paylaşım yaptı. Paylaşımında: "Manifest grubu denen bu ahlâksız-edepsiz- hayasız zebani kılıklı yaratıklar, bir daha bu teşhirciliği yapamayacak şekilde haklarında işlem yapılmalıdır." dedi. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise yine sosyal medyada yaptığı sert paylaşımın bir bölümünde, Oktay Saral’a tepki göstererek “… ve buradan Cumhurbaşkanı danışmanı Oktay Saral’a da sesleniyorum: Kadınların yaşamına, gençlerin özgürlüğüne dil uzatamazsın. …” dedi. Bu arada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konserle ilgili olarak hayasızca hareketler ve teşhircilik suçlarından soruşturma başlatıldığını duyurdu. Soruşturma kapsamında altı grup üyesi savcılıkta ifade verdi, mahkemeye sevk edilip tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Haklarında adlî kontrol tedbirleri uygulanacağı için soruşturma sürecinde yurt dışına çıkamayacak ve düzenli olarak imza verecekler.
Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği de konsere ait video ve fotoğraflara internet üzerinden erişimin engellenmesine karar verdi. Hakimlik, bu karara gerekçe olarak “Millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması” maddesini gösterdi. Sosyal medyada, “Millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması” maddesinin gerekçe gösterilmesi kullanıcılar tarafından acımasızca eleştirildi. Bir yandan da farklı eleştiriler yapıldı tabi. Mesela Grup Yorum, olan bitenleri, içinde şu cümlelerin geçtiği uzun bir paylaşımla değerlendirdi: “Emperyalizmin yarattığı yoz müzik kültürü özgürlük değil, halkı yozlastırma aracıdır. İstanbul Beşiktaş'ta konser veren Manifest grubu hakkında hayasızca hareketler ve teşhircilik suçlarından soruşturma başlatıldı. Bu olaydan sonra birçok sanatçı, sol örgüt, parti ve kurum, Manifest grubunu sahiplenerek aslında hiçbir sanatsal ve müzikal niteliği olmayan bu yoz müzik kültürünü sahipleniyorlar. Ahlaksızlığı bize özgürlük diye sunuyorlar. Yaptıkları şovlarla dikkat çekerek, içi boş, niteliksiz müziklerini masum görmemek gerekiyor. Bu müzik kültürünün kime, neye hizmet ettiğini düşünmek gerekir. Gençlerimizi bunlara özendirmek istiyorlar. Bu müzikten, bu dans şovlarından ne öğrenecek gençlerimiz?”
Olan biteni, herkes kendi açısından değerlendirecek elbette. Bu çok doğal. Ben de kendi açımdan değerlendireceğim çünkü Manifest’in verdiği konserin bu kadar olay olmasına sebep olan ve sonra yasaklama getirilen konser görüntüleri altı genç kadının şarkı söyleme ve dans etme özgürlüğünden biraz fazla. Bu noktada Grup Yorum’un açıklamasındaki “Bu müzikten, bu dans şovlarından ne öğrenecek gençlerimiz?“ cümlesine katılmamak mümkün değil fakat tam da bu noktada bu konserin +18 biletle satıldığını söyleyerek konser görüntülerini savunanlar var. Hatta konser görüntülerini eleştirenleri kadın düşmanlığıyla, insanî şeylere karşı olmakla vb suçluyorlar. Onların sözleri her ne kadar hümanist ve çağdaş görünse de katılması mümkün olmayan sözler çünkü genç kadınların bedenlerini cesurca ve erotik figürlerle sergilemeleri kadınları savunmakla, insanî şeylere karşı olmakla ilgili değil. Yorumlarında bir çeşit saptırma yapıyorlar açıkçası. Bilirsiniz bir şeyi saptırmanın pek çok yolu vardır. Bunlardan biri ifrat ve tefrite vardırmaktır yani olması gerektiği gibi kendi ekseninde olan bir şeyi ya çok aşırıya çıkarırsınız ya da çok aza çekersiniz ki o şey, her iki durumda da olması gerekenden sapmış olur. Toplumun yazısız kuralları gereği, toplum önünde davranmanın da flu olsa da sınırları vardır. Biletler +18 satıldı diye bu sınırlar tamamen görmezden gelinemez çünkü biletler +18 satılmıştır ama konser görüntüleri, daha neyin ne olduğunu ayırt edecek yaşta olmayan pek çok çocuğun telefonlarının, tabletlerinin ekranlarından akmıştır. Bu durumda Hadise gibi, Gülşen gibi veya Jennifer Lopez gibi isimlerin konserlerine, dans şovlarına neden tepki gösterilmedi de Manifest’e tepki verildi de diyemezsiniz, ki onların konserlerde yaptıklarına tepki verenler de oldu ama konuyu dağıtmayayım, onların hiçbirinin hedef kitlesi daha çocuk sayılan gençlerden oluşmuyordu.
Kişisel olarak kadın bedeninin sanat adı altında olsa bile sahnelerde cesurca segilenmesine taraftar değilim. Bunun çeşitli sebepleri var: En başta inancım yani dinim kadın bedeninin herkese açık şekilde sergilenmesini istemiyor. Sonra sosyolojik ve psikolojik olarak bunun çeşitli zararları olduğu gözlemlenmiş olmalı ki hemen hemen her toplumda flu da olsa belli sınırlar var. Konseri düzenleyenler bile bunu biliyor ki biletleri 18 yaş üstüne satıyorlar ama muhtemelen bunun kendileri için bir reklam olacağının da bilincindeler.
Konu yargıya intikal ettiği için bundan sonra ne olacağına dair süreci hep birlikte izleyip göreceğiz.
