Kimse yardımcı olmadı
Edirnekapı'da iki genç kadını vahşice öldüren Semih Çelik, olaydan bir gün önce babasına defalarca "Baba, seni nasıl öldüreyim?" diye sormuş. Olan bitenin şokunu hâlâ atlatamamış olan baba, oğlu için "Sorunları vardı, kimse yardımcı olmadı." diyor.
Bugün benim üzerinde durmak istediğim cümle de bu cümle çünkü nüfusu 20 milyonu bulan bir metropol burası ve burada yaşamanın ne kadar zor olduğunu hepimiz hemen hemen her gün farklı farklı şekillerde görüyoruz. Bu zorluklar biz anlasak da anlamasak da özellikle dünyayı daha yeni yeni tanımaya başlayan çocukların omuzlarına daha ağır biniyor. Mesela en basitinden toprağa basamıyor çocuk, her yer beton, eskiden çocuk parklarında bulunan kum havuzlarını da yapmıyor artık müteahitler çünkü muhtemelen titiz anneler çocukları kumla, toz, toprakla oynasın istemiyor, kırmızımsı renkte pis bir kauçuk madde kaplı oyun parklarının pek çok yeri. Evde bütün gün açık olan televizyon sesiyle büyüyen çocuk -götürülüyorsa o da- götürüldüğü parkta da enerjisini sağlıklı bir şekilde dengeleyemiyor, sonra 'Neden hırçın bu çocuk?' demelerle eve gelmeler...
Eli bir şeyler tutacak kadar gelişince eline hemen telefon, tablet verenler, biraz daha büyüyünce bir iki ayarı kapatmakla kendini iyi anne baba sayanlar, sabahın köründe işe gidip gecenin bir vaktine kadar çalışıp bu süre içinde çocuklarını daha az maliyetli olduğu için merdivenaltı kreşlere bırakanlar, çocukla bir iki cümle güzel söz konuşmaya üşenip sadece maddî ihtiyaçlarını iyi gidermiş olmakla övünenler, eşi çalışmayıp çocuklarıyla ilgilenmeyi tercih ettiyse akşam olunca zaten bütün gün dört duvar arasında çocuklarla, ev işleriyle yorulmuş eş ile olur olmaz sebeplerle kavga edenler, kimi zaman da tüm gün evde oturduğu halde yapması gerekenleri ki buna çocuğu ile ilgilenmek dahil yapmayanlar ve bunlar benzeri birçok şeyi göre göre dört duvar arasında büyüyen çocuklar... Böyle şeylerin çok olduğu bir metropol burası.
Katil Semih Çelik'in babası, oğlunun sorunları olduğunu fark etmiş, doktorlara götürmüş yani yardım istemiş ancak hasta tedaviye karşı direnç geliştiriyor yani ilaçlarını kullanmıyorsa doktorlar ne yapabilir ki! Peki, eve yorgun argın gelen bir baba, o gece "Baba, seni nasıl öldüreyim?" diye soran çocuğunun daha önce söylediği belki hastalıktan kaynaklanan hadsiz cümlelerine küfür ederek ve onu babalıktan aldığı güçle bastırmaya çalışarak cevap veriyorsa, bu babaya kim yardım etmeliydi? Kim ona "Bu şehirde yaşamanın yükü omuzlarına ağır geliyor gibi, çoluk çocuğun da zorlanıyor belli, belki memleketinin havası, toprağa basmak, bahçeden ürün almak, hayvancılıkla falan uğraşmak hepinize iyi gelir." önerisinde bulunmalıydı? Hatta bu öneri yetmez, bir de "Burada da vaktini yeniden programla, gerekiyorsa işi gücü her şeyi bırak, karnın bir şekilde doyar, kaygılanma, çocuğun için kaygılan, onun tedavisi nasıl mümkün olur çaresini aramakla uğraş." demeliydi.
Tam bu cümleler değil tabi de benzerleri katledilen o iki genç kızın ailesine de söylenmeliydi belki, o genç kızlar mağdur muhakkak ama en azından biraz daha kontrollü arkadaşlık ilişkilerine ihtiyaçları olduğu net anlaşılıyor.
Konu o kadar zor bir konu ki yazarken içimden kendi kendime "Uzaktan 'şöyle yapmalı, böyle yapmalı' demek kolay tabi, yaşayan anne baba kim bilir neler yaptı çocukları için." de diyorum.
Mutlaka bildikleri kadarıyla ellerinden geleni yapmışlardır, vurgulamak istediğim şey zaten ellerinden gelmeyen kısım. Konuyla ilgili olarak 2024-2025 Yükeköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Fail de mağdur da gençlerimizden oluşuyor. Bu hadiselerin önüne geçecek adımları atmazsak batılı ülkelerin sorunları ile bizim de yüzleşmemiz kaçınılmazdır." diyor.
Batılı ülkelerin karşılaştıkları sorunlar ise malum. Alkol, uyuşturucu, suç çeteleri, bireyselleşme derken yapayalnız kalmış insanlar... Tedbir almamız gereken şeyler bunlar. Üstelik bunlar batıdaki yanlış toplum politikalarının ortaya çıkardığı sorunların sadece görünen kısmı. Görünen köy de klavuz istemiyor. Evleri otel gibi kullanır, kapı karşı komşumuzun bir sıkıntısıyla ilgilenmeyi bırak kim olduğunu bile bilmez, bir ihtiyaç görürsek usulünce yardım etmek yerine boşverirsek böyle sorunlarla başa çıkmayı başarabilir miyiz, çok tartışılır.