Altılı masanın etkisi?

Rakip analizi, genel olarak rakiplerin konumlarını, güçlerini ve savunmasız taraflarını araştırır. Özellikle burada rakibin güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi önemlidir. Açıkçası güçlü olan bir rakiple karşı karşıya gelmek de risklidir.

Ve rakibin kalesinin korunmadığı yerlerden saldırmak daha kolaydır. Dolayısıyla rakiplerin savunmasız yönlerini iyi analiz etmek anlamlıdır.

Bu noktada, AK Parti’nin rakipleri için yaptığı analizi merak ettim doğrusu…

Şunu demek istiyorum:

AK Parti rakiplerinin hangi alanlarına hamle yapacak? Ya da rakiplerinin zayıf yönlerinin neler olduğunu düşünüyor?

Genel olarak AK Partili yetkililerin söylediklerinden şöyle bir sonuç çıkıyor: AK Parti’nin rakibi de aslında kendisi…

Yani bir anlamda bu alanda lider benim ve kuralları da ben belirlerim der gibi… Ve benim belirlediğim çerçevede oyun oynanır der gibi…

Sahiden de öyle mi?

Öncelikle AK Parti’nin muhalefetten beklemediği hamle neydi?

“Liderlerin ortak bir hedef için aynı masa etrafında buluşması…”

Sonrasında da bir araya gelseler bile buradan bir şey çıkmaz dendi.

Ama çıktı…

Öncelikle “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni” 6 siyasi partinin genel başkanının katılımıyla kamuoyuna açıklandı.

Sonrasında da liderlerin her yaptığı toplantıda birçok konuyla ilgili açıklamalar geldi.

Örneğin; kurumsal reformlar komisyonu raporu, seçim güvenliği çalışma raporu gibi önemli konularda detaylı çalışmalar kamuoyu ile paylaşıldı.

Yani her yapılan toplantıda ilerleme kaydedildi.

Ki dünde altılı masa, beşinci toplantısını İYİ Parti lideri Akşener'in ev sahipliğinde gerçekleştirdi.

Şimdi buraya kadar, işler AK Parti’nin pek de istediği gibi gitmiyor sanki… Zira gün geçtikçe karşısında güçlenen bir yapı oluşuyor.

Her ne kadar masa şöyle, böyle dense de masa gün geçtikçe ete kemiğe bürünüyor, somut adımlar atılıyor.

***

Peki, şu ana kadar altılı masanın açıkladıkları kalabalıklara istenen etkiyi yarattı mı?

“Pek değil…”

Liderlerin her buluşmasında ortaya çıkan metinler temelin sağlamlaştırılması kapsamında elbette kıymetli… Ve fakat artık bu noktadan sonra politik pazarlama yöntemlerinin de kullanılmasının anlamlı olacağı düşüncesindeyim.

Açıklanan konular çok detaylı olabilir ama bu mesajların kalabalıklara en yalın haliyle ulaştırılması beklenir.

Şu ana kadar açıklanan konular bazı noktalarda çok teknik olabiliyor kalabalıklar için… Hele ki böylesi zor bir dönemde, birçok sıkıntıyla uğraşan seçmenin detaylarla uğraşmayacağı ortadadır.

Seçmen günlük hayatta yaşadığı sorunlarla ilgili nasıl bir çözüm sunulduğuna bakıyor. Yani sonucu görmek istiyor.

Örnek verecek olursak;

Sahada seçmene uzun uzun parti yetkililerinin şu kararlar alındı, şunlar uygulanacak diye bütün detayları anlattığını düşünelim.

Muhtemelen seçmen dinledikten sonra şunu söyleyecektir.

Tamam, bunların hepsi güzel de bizim mutfaktaki yangın nasıl sönecek diye çok basit ama bir o kadar da önemli bir soru soracaktır.

Ve bu söylediklerinizi kim yapacak diye soracaktır.

Dolayısıyla masadaki konuların hızlı bir şekilde tamamlanması, netleştirilmesi kalabalıkların beklediğidir.

***

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu son dönemde birçok tartışmanın içinde fazlasıyla gördük, hatta bizler de konuştuk, yorumladık.

Hazır tartışmaların hızı kesilmişken dikkatimi çeken şu konuyu belirtmeden olmaz sanırım…

İmamoğlu çözümleriyle tekrar dikkat çekmeye başladı gibi…

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum