Türkistan'da Çin hegemonyasının doğallaştırılması: Yeşil söylemin gri gerçeği
Çin Halk Cumhuriyeti’nin (ÇHC) resmi yayın organlarından Xinjiang Daily’de yayımlanan ve “Orta Asya Ekonomik İşbirliği Tianshan Forumu”nu konu alan haber metni, Pekin’in bölgeye yönelik stratejik niyetlerini anlamak için eşsiz bir pencere sunmaktadır. Bu tür metinler, diplomatik ve ekonomik iş birliği söyleminin arkasına ustalıkla gizlenmiş olan Çin devletinin emperyal niyetlerini ve hegemonya kurma stratejilerini ortaya çıkarmaktadır. Bu bir haberden çok, rızayı zorla değil, dilsel manipülasyonla üreten ideolojik bir aygıttır.
I. SÖYLEMSEL MANİPÜLASYON: EŞİTLİK MASKESİ
Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) resmi tezlerinde sıklıkla karşılaşılan kilit kavramlar, yüzeyde dostane ve eşitlikçi görünse de, derin bir hiyerarşiyi gizler:
*”Ortak Kader Topluluğu” (Mìngyùn Gòngtóngtǐ): Bu kavram, görünüşte küresel dayanışmayı ifade etse de, eleştirel analizlerde Çin merkezli (Sinotsentrik) bir dünya düzeni tahayyülüne karşılık gelir. Bölge ülkelerinin bağımsızlığını retorik düzeyde eriterek, Çin’in çıkarlarını bölgenin zorunlu ve kaçınılmaz geleceği olarak dayatmaktadır (Bkz. Callahan, 2008).
*”Kazan-Kazan” (Hùlì Gòngyíng): Çin diplomasisinin en etkili söylemi olan bu ifade, borç veren ve altyapı ihraç eden Çin ile borçlanan Batı Türkistan ülkeleri arasındaki asimetrik güç ilişkisini gizler. Kavram, aslında sömürgeci ekonomik genişlemeyi meşrulaştıran stratejik bir araçtır.
*”Bağlantısallık” (Hùlián Hùtōng): Sözde sadece lojistik ve altyapı yatırımlarını ifade eden bu strateji, çok daha fazlasını hedefler. Batı Türkistan ekonomilerini lojistik, dijital altyapı ve finansal standartlar üzerinden Çin normlarına eklemlemeyi, yani bölgenin Çin ekonomisine kalıcı olarak bağlanmasını amaçlamaktadır (Bkz. Rolland, 2017).
Bu kavramlar, asimetrik güç ilişkilerini gizleyen ve ekonomik bağımlılığı “kaçınılmaz bir kader” olarak sunan ideolojik araçlar olarak tanımlanır.
II. ROLLERİN KONUMLANDIRILMASI VE EPİSTEMİK HEGEMONYA
İncelenen metinler, basit bir iş birliği tanımının ötesine geçerek, bölgesel aktörlerin rollerini katı bir hiyerarşi içinde sabitler:
*Edilgen Alıcılar: Batı Türkistan ülkeleri, edilgen, bilgiye ve yardıma muhtaç nesneler olarak konumlandırılmaktadır.
*Kurtarıcı Özne: Çin ise norm belirleyici (epistemik otorite), bilgi üreten, yol gösteren ve kurtarıcı özne olarak sunulmaktadır.
Bu hiyerarşi, Epistemik (Bilgiye Dayalı) Hegemonya kurma çabasının bir parçasıdır. Özellikle “bilgi desteği” ve “liderlik eğitimi” retoriği, Batı Türkistan elitleri üzerinde zihinsel bir sömürgeleşme aracı olarak kullanılıyor. Çin, kendi yönetim modelini (Çin Çözümü) bölgeye ihraç ederek, Batı Türkistan bürokratlarının ve siyasetçilerinin zihinsel haritalarını Pekin’in çıkarlarına uygun şekilde yeniden şekillendirmeyi hedeflemektedir.
III. YEŞİL KALKINMA MASKESİ ALTINDA EKONOMİK YAYILMACILIK
Çin, teknolojik yayılmacılığını ve üretim fazlasını ahlaki bir kılıf altında meşrulaştırmaktadır:
*”Yeşil Kalkınma” Estetiği: Çin, ekonomik bağımlılığı “kader birliği” ve teknolojik yayılmacılığı “yeşil kalkınma” estetiği altında meşrulaştırmaktadır. Bu, Çin’in teknoloji alanındaki fazlasını etik bir zorunluluk olarak sunarak, bölge enerji altyapılarını Çin teknolojilerine bağımlı hale getirme stratejisidir.
IV. DOĞU TÜRKİSTAN’IN ROLÜ: KÖPRÜ MÜ, PERDE Mİ?
Metinler, Türkistan ile olan ilişkinin kritik bir parçasını, Doğu Türkistan’ın rolünü ele almaktadır:
*Tarihsel Kimlikten Soyutlama: Metin, Doğu Türkistan’ı tarihsel ve kültürel kimliğinden tamamen soyutlayarak, onu salt bir lojistik “köprü” ve ekonomik geçiş koridoru olarak kurgulamaktadır.
*Hak İhlallerini Gizleme: Bu **”köprü metaforu”**nun temel işlevi, bölgedeki yoğun güvenlik politikalarını ve insan hakları eleştirilerini “ticaretin güvenliği ve kalkınma” söylemi içinde görünmez kılmaktır. Bölgenin zorla sağlanan istikrarı, uluslararası ticaretin ön koşulu olarak sunulur.
SONUÇ: HEGEMONİK BİR SÖYLEMSEL TEKNOLOJİ
Sonuç olarak, Çin devlet medyasında yayımlanan bu tür metinler, tarafsız bir haber olmaktan uzaktır. Bunlar, ekonomik ve teknolojik üstünlüğü dilsel manipülasyon yoluyla “doğal ve kaçınılmaz” bir süreç olarak yeniden üreten, hegemonik bir projenin söylemsel aracı olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır (Bkz. Fairclough, 2013). Çin, Türkistan üzerindeki nüfuzunu askeri güçle değil, dilin kurucu gücüyle inşa etmektedir.
KAYNAKÇA
*Callahan, W. A. (2008). Chinese visions of world order: Post-hegemonic or a new hegemony? International Studies Review, 10(4), 749–761.
*Fairclough, N. (2013). Critical discourse analysis: The critical study of language (2. baskı). Routledge.
*Rolland, N. (2017). China’s Eurasian century? Political and strategic implications of the Belt and Road Initiative. The National Bureau of Asian Research.
