Kutuplaşmayı kaybetmeyelim!

İlkel, faşist bir şeydi başörtüsü yasağı. Toplumun bir kesiminin, mütedeyyin insanların tercih ettiği ‘tesettür’ biçimini bir bakıma yasadışı ilan ediyorsun. Okula sokmuyorsun, memuriyet yaptırmıyorsun, askerse annesini oğlunun yemin törenine bile almıyorsun.

İçinde bir miktar kadın düşmanlığı bile var. Aynı toplum kesiminin erkekleri okula gidebiliyor, devlet dairesinde çalışabiliyor. Fakat kadınları gidemiyor.

Haset var mı?

Galiba o da var. Başı örtülü bir doktor veya avukat bazı bünyelerde alerjik reaksiyona sebep oluyor.

Şimdi kalktı başörtülülere eğitim ve çalışma yasağı.

Başörtülü kadınlar normal vatandaş oldular.

Ben başı örtülü ya da örtüsüz, kadın veya erkek, dünya görüşü benimkine benzesin benzemesin insanların mutlu olduğunu gördüğüm zaman seviniyorum.

İnsanları, bilhassa kadınları, başlarının örtülü olup olmamasına bakarak değerlendirmek tabii ki yanlış.

Her taraftan insanın kıyafetlerinden bağımsız olarak edeplisi edepsizi var.

Kimi mütevazı kimi mütekebbir, kimi şımarık kimi mazbut.

Ama bir özgürlük bu. İnsan gibi yaşama, kimliğiyle var olma özgürlüğü.

Tatsın insanlar.

Bu özgürlüğü kıymetli buluyorum ve kaybedilmemesini istiyorum.

Yasak yıllarında iyi bir sınav vermemişti CHP.

Hatta şimdi önemli bir kısmı yeni döneme intibak eden medya…

‘Aslında yasağa karşıyım’la başlayıp yasağın niçin lüzumlu olduğuna dair ukalalıklarla nihayet bulan söylevler, yazılar.

CHP lideri Kılıçdaroğlu CHP’nin o dönemde başarısız bir sınav verdiğini zaman zaman itiraf ediyor.

‘Helalleşme’ söyleminin içindeki en önemli maddelerden biri bu.

İktidar da sık sık “Muhalefet kazanırsa kazanımlarımızı kaybederiz” sopasını kullanıyor.

Kılıçdaroğlu bu endişeyi izale etmek için başörtüsü yasağını ortadan kaldırmaya matuf bir teklif getirdi.

Bu önemli bir gelişme.

Bir belge koymuş oldu ortaya bir nevi taahhüt.

Korkmayın, kazanımlarınızı kaybetmeyeceksiniz.

Böyle bir teşebbüs CHP’ye veya Kılıçdaroğlu’na oy olarak döner mi?

Dönmez. Ya da küçük gramajlarla döner.

Ama 6’lı masadaki muhafazakâr liderlerin işini kolaylaştırabilir.

Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesi İzmir’de CHP’lilere “Arkamda mısınız?” diye sorduğu konuşmasını da kısmen şerh etmiş oldu.

Alışık olmadığınız adımlar attığımda da arkamda duracak mısınız?

Bazı CHP’liler buna pek istekli olmadıklarını ifşa ettiler.

Bilhassa, fırsat ellerine geçtiğinde başörtüsünü yeniden yasaklama imkanlarının ortadan kalkmasına gönülleri razı olmayan CHP’liler.

İçlerindeki ‘faşist’ uyanıverdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun teklifini kutuplaşma katsayımızı düşürmeye bir vesile olarak yorumlayıp ezber bozmaya hiç meyletmedi.

Şair İsmet Özel 28 Şubat’ın gemi azıya aldığı günlerde “İrtica Elden Gidiyor” başlıklı harika bir yazı yazmıştı. (Yazıyı İstiklal Marşı Derneği’nin internet sitesinden tekrar okudum.)

Şimdi de başörtüsü mü elden gidiyor?

Kimbilir?

Ya da aman, kutuplaşmayı kaybetmeyelim!

Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun teklifini ‘Pas’ olarak değerlendirdi.

Pası gole çevirmek istiyor.

Nasıl?

El yükselterek.

Anayasa değişikliği yapalım, bu değişikliğe aileyi koruyacak bir düzenleme de ilave edelim.

Neden iki değişiklik bir arada?

CHP’yi ve 6’lı masayı LGBT ile sınamanın piyasada iş yapağı mı düşünülüyor?

Mümkün.

Aileyi korumakla LGBT’nin ne alakası var? Herkes korusun ailesini, koruyabildiği kadar. Devlet de aileye destek olabiliyorsa olsun.

Bildiğin gibi değil, işin içinde iş var, LGBT kısaltmasını cümle içinde kullanmak siyaseten işe yarar.

Siyaset ne yapar? Topu doksana mı takar? Iskalar mı? Kaleci topu çıkarır mı? Hakem ofsayt bayrağını mı kaldırır?

Artık kabiliyetlerine kalmış.

Sonuçta, muhtemel ya da müstakbel bir başörtüsü yasağından bir adım daha uzaklaşmak iyi bir şey sayılır.

YORUMLAR (25)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
25 Yorum